Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Savunmanın Özeti : savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi K1'ın Düşüncesi : Karayolları Kenarında Yapılacak ve Açılacak Tesis Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesinde, "karayolunda yapılacak yol genişletme, değişiklik, bakım ve onarım veya benzeri faaliyetler sırasında, bu Yönetmelik kapsamında bulunan tesislerin geçiş yollarıyla park yerlerinde meydana gelebilecek zararlardan dolayı tesis sahip veya sahipleri hiçbir zarar ve ziyan talebinde bulunamaz. Yol genişletme çalışmaları sebebiyle tesislerin geçiş yollarıyla park yerlerinde meydana gelecek bozukluklar, tesis sahip veya sahipleri tarafından en kısa zamanda Yönetmeliğin bu konuyla ilgili hükümlerine uygun hale getirilir." hükmü yer alsa da davaya konu olan yolun yükseltilmesi nedeniyle davacılara ait akaryakıt istasyonunda oluşan zararda idarenin sorumluluğu bulunduğu ve Anayasanın 125 inci maddesi uyarınca idarenin kendi işlem ve eylemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun açık olduğundan idarenin kusursuz sorumluğu kapsamında kamu külfetleri karşısında vatandaşların eşitliği ilkesi gereğince davacıların tazmin isteminin karşılanması gerekirken davanın reddinde hukuka uyarlık bulunmadığı ve kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı K2'nin Düşüncesi : Davacılar tarafından, Hizan ilçesi girişindeki karayolunun yükseltilmesi nedeniyle 1 pafta 396 parsel sayılı taşınmaz üzerinde faaliyette bulundukları akaryakıt istasyonunda meydana geldiği ileri sürülen 450.000.00 TL zararın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılan davayı reddeden Van 2.İdare Mahkemesi kararının bozulması istenilmektedir.

İdare Mahkemesince, Karayolları Kararında Yapılacak ve Açılacak Tesisler Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesinde yer alan hüküm uyarınca söz konusu zararın idarece tazminine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, davaya konu yolun yükseltilmesi nedeniyle, davacılara ait akaryakıt istasyonunda oluşan zararda idarenin sorumluluğu bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, bu zararı tazmin yükümlülüğü bulunmaktadır.

Açıklanan nedenle, davayı reddeden idare mahkemesi kararında isabet bulunmadığından bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği görüşüldü:

Uyuşmazlık, A1 Köyü sınırları içerisinde 1 pafta 396 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kurulu bulunan davacıya ait tesisin, davalı idarece yürütülen yol yapım çalışmaları nedeniyle zarar gördüğünden bahisle uğranıldığı ileri sürülen 450.000,00-TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tazmini isteminden doğmuştur.

Anayasanın 125 inci maddesinde idare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür hükmüne yer verilmiştir.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 17 nci maddesinde; karayollarında her iki taraftan sınır çizgisine elli metre mesafe içinde bağlantıyı sağlayacak geçiş yolları yönünden; akaryakıt, servis, dolum ve muayene istasyonları, umuma açık park yeri ve garaj, terminal, fabrika, işhanı, çarşı, pazar yeri, eğlence yerleri, turistik yapı ve tesisler, inşaat malzemesi ocak ve harmanları, maden ve petrol tesisleri, araç bakım, onarım ve satım işyerleri ve benzeri trafik güvenliğini etkileyecek yapı ve tesisler için, o karayolunun yapım ve bakımıyla sorumlu olan kuruluştan izin alınmasının zorunlu olduğu belirtilmiş, anılan Kanunun 17 nci maddesinde belirtilen tesislere ait şartlar izin ve denetim esaslarının Bayındırlık ve İskan Bakanlığınca düzenlenen yönetmelikte gösterileceği ifade edilmiştir.

15.05.1997 gün ve 22990 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Kenarında Yapılacak ve Açılacak Tesis Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesinde, "Karayolunda yapılacak yol genişletme, değişiklik, bakım ve onarım veya benzeri faaliyetler sırasında, bu Yönetmelik kapsamında bulunan tesislerin geçiş yollarıyla park yerlerinde meydana gelebilecek zararlardan dolayı tesis sahip veya sahipleri hiçbir zarar ve ziyan talebinde bulunamaz. Yol genişletme çalışmaları sebebiyle tesislerin geçiş yollarıyla park yerlerinde meydana gelecek bozukluklar, tesis sahip veya sahipleri tarafından en kısa zamanda Yönetmeliğin bu konuyla ilgili hükümlerine uygun hale getirilir." hükmü yer almıştır.

Dosyanın incelenmesinden, davacılar tarafından işletilmekte olan A1 Köyü sınırları içerisinde bulunan akaryakıt istasyonu, restoran, market, yıkama ve yağlama ünitesinin Bitlis-Tatvan Karayolunun yükseltilmesi sonucu yol kotunun aşağısında kaldığı ve araç giriş-çıkışının kesildiği, Bitlis Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/30 sayılı dosyasıyla söz konusu zararın toplamda 399.875,92 TL olduğunun saptanması üzerine 27.02.2009 günlü başvuru dilekçesiyle uğranıldığı iddia edilen 500.000,00 TL zararın tamamının davalı idareden talep edildiği anılan başvurunun reddi üzerine de görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İdareler kural olarak yürüttükleri kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlüdürler. İdari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar idare hukuku kuralları çerçevesinde hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.

Kusursuz sorumluluk, risk ilkesi ve fedakarlığın denkleştirilmesi olmak üzere iki ilkeye dayanmaktadır. Fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi veya kamu külfetleri karşısında vatandaşların eşitliği ilkesi; idarenin, nimetleri tüm toplum tarafından paylaşılan hukuka uygun eylem ve işlemlerin külfetlerinin belli kişi veya kişilerin üzerine kalmamasını, uğranılan zararın idarenin bir kusuru olmasa bile tazmin edilmesini öngörmektedir. Kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince idarenin hukuka uygun eylemlerinden doğan zararı da tazmin etme yükümlülüğü bulunmaktadır.

Bir başka anlatımla, idari hizmetlerin kuruluş ve işleyişlerinde mevcut kusurlardan doğan zararların idarece tazmini gerektiği açıktır. Ayrıca kamu hizmetlerinin görülmesi sırasında bir görevle ilgili olarak genel külfetler dışında fertlere ve ferdi mülkiyete verilen zararların, eylemle zararlı sonuç arasında nedensellik bağının bulunması koşuluyla kusursuz sorumluluk esaslarına göre kusur aranmadan hizmetin sahibi idarece tazmin edilmesi hukukun genel ilkeleriyle hakkaniyet kuralları gereğidir. Aksine bir durumda; bu hizmetten doğan zarar bir veya birkaç kişiye yüklenmiş olacaktır.

Somut olayda da idare, kamu yararını gerçekleştirmek, toplumsal bir ihtiyacı karşılamak için hizmet yürütmüş ve bir faaliyette bulunmuştur. İdarenin, bu hizmetinden tüm toplum yararlanacak olmasına karşın davacılar bir külfet altına sokulmuş ve kamu yararı lehine özel bir fedakarlığa katlanmak zorunda bırakılmıştır. Bu şekilde bozulan kamu külfetlerinin dağılımındaki dengenin bir denkleştirilmeyle yeniden kurulması gerekir. Bu denkleştirme ise kamu yararını gerçekleştirmek için girişilen bu hizmet nedeniyle zarara uğramış olan davacıların zararlarının idarece tazmin edilmesi suretiyle gerçekleşecektir.

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere, Karayolları Kenarında Yapılacak ve Açılacak Tesisler Hakkında Yönetmeliğin 11 inci maddesinde, karayolu kenarında yapılacak yol çalışmaları sonucu oluşacak olan zararlardan dolayı bir talepte bulunmayacağına ilişkin açık bir kural bulunmakta ise de, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğunu düzenleyen Anayasal hüküm ve hukukun genel ilkeleri kapsamında, davacıların uğramış olduğu zararın tazmini gerektiği açıktır.

Bu durumda, tazminat isteminin reddine ilişkin kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle Van 2. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 08.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.