Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının 03/04/2015 - 03/10/2015 tarihleri arasında çalıştığını, iş akdinin 03/10/2015 tarihinde geçersiz olarak feshedildiğini, fesih sebebinin açık ve kesin olarak belirtilmediğini iddia ederek; feshin geçersizliğinin tespiti ile davacının işe iadesine, işe başlatmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.

B) Davalı Cevabının Özeti:

Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 8.4 maddesine göre " personel iş kanunu md.17-20 uyarınca açabileceği davalarda taraflar ihtilafı 3 kişiden müteşekkil özel hakeme götürmeyi ve ihtilafı hakemde çözmeyi kararlaştırmışlardır" denilmekte olduğunu, iş sözleşmesi uyarınca uyuşmazlığın öncelikle Hakem'e götürülmesi gerektiğini, davanın amir hükümleri nazara alınmadan açıldığını bu nedenle davanın usul yönünden reddinin gerektiğini, davacının 6 aylık kıdeminin olmadığını, fesih bildiriminin geçerli olduğunu, davacının tüm haklarının ödendiğini belirterek, öncelikle davanın usul yönünden reddini, esasa girilmesi halinde de davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın tahkimde çözülmesi sözleşme ile kararlaştırıldığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.

D) Temyiz:

Kararı davacı vekili yasal süresi içinde temyiz etmiştir.

E) Gerekçe:

Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında imzalanan iş sözleşmesinin 8. maddesinde düzenlenen tahkim şartının davacı işçiyi bağlayıp bağlamadığı ve bu bağlamda uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği yönündeki ilk itirazın kabul edilerek davanın usulden reddine karar verilmesinin hatalı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Hukukumuzda ve özelde iş hukukunda tahkim müessesesinin teorik ve yargısal kararlar kapsamında irdelenmesi ve ilk itirazların 6100 sayılı HMK'da düzenlenme şekline değinmekte gerekmektedir.

Tahkim bir sözleşme olup, tarafların aralarında çıkmış ya da çıkacak olan bir uyuşmazlığın çözümünü bir veya bir kaç kişiye bırakmak hususunda anlaşmalarıdır.

Bir başka tanıma göre tahkim sözleşmesi, uyuşmazlıkların çözümünde, tarafların devlet yargısı yerine hakem denilen özel kişileri yetkili kılmalarıdır.

Tahkime konu uyuşmazlık bir sözleşmeden doğabileceği gibi sözleşme dışı bir ilişkiden veya bir olaydan da doğabilir.

Tarafların tahkime başvurması bazı hallerde zorunludur, bu haller dışında tahkim sözleşmesi yapılması tarafların iradesine bırakılmıştır.

Uyuşmazlığın mahkemeye intikalinden sonra yargılama aşamasında tarafların tahkim konusunda anlaşması durumunda mahkemece dava dosyası ilgili hakeme veya hakem kuruluna gönderilir.

Tahkim sözleşmesi sadece sözleşmenin taraflarını bağlar, tahkim sözleşmesine taraf olmayan kişilere karşı tahkimde dava açılamaz.

6100 sayılı HMK'nın 407 ve devamı maddelerinde tahkim kurumu ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.

6100 sayılı HMK'nın tahkimi düzenleyen 412. maddesinin birinci fıkrasında; tahkim sözleşmesinin tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamı veya bir kısmının çözümünün hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yapılan bir anlaşma olduğu, maddenin ikinci fıkrasında tahkim sözleşmesinin taraflar arasındaki sözleşmenin bir şartı veya ayrı bir sözleşme şeklinde yapılabileceği ve üçüncü fıkrasında da tahkim sözleşmesinin yazılı yapılması gerektiği belirtilmiştir.

İş ilişkilerinde ilişkinin tarafı olan işçi, işveren, işçi sendikası ve işveren sendikası arasında uyuşmazlık çıkabilir. Örneğin işverenin haksız olarak bir işçinin iş akdini feshetmesi ya da işçilerin olumsuz ... şartlarının, ücretlerinin iyileştirilmesi yönündeki talepleri nedeniyle işçi ile işveren arasında uyuşmazlık çıkabilir.

Aynı şekilde toplu iş sözleşmelerinin görüşmeleri ve imzalanması sürecinde iş ilişkisinin tarafları arasında uyuşmazlıklar çıkabilir. Toplu iş sözleşmesi hükümlerinin uygulanmaması veya yanlış uygulanması da taraflar arasında anlaşmazlıklara yol açabilir.

İş ilişkilerinde taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklar, çeşitli ölçütler nazara alınarak sınıflandırılabilir. Uyuşmazlığın niteliği ve konusuna göre hak uyuşmazlığı – menfaat uyuşmazlığı ayrımı yapılabileceği gibi uyuşmazlığın tarafları nazara alınarak bireysel iş uyuşmazlıkları – toplu iş uyuşmazlıkları şeklinde bir ayrım da yapılabilir.

İş ilişkilerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde dava açmak suretiyle çözümlenmesi ana kuraldır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun birinci maddesinde bu husus açıkça ifade edilmiştir.

Dairemizde, İş Mahkemelerinin yetkisini düzenleyen hükümlerin kamu düzenine ilişkin olduğu, işe iade davaları dışında, tahkim sözleşmelerinin geçerli olmadığı, işe iade davalarında da 4857 sayılı yasanın 20. maddesinin birinci fıkrası gereğince tahkim sözleşmesinin yapılmasının ihtiyari olduğu, tarafların anlaşması halinde uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenebileceği, tahkim sözleşmesi ile İş Mahkemelerinin yetki ve görevinin kaldırılamayacağı yerleşik uygulamadır.

İş sözleşmesinin düzenlenmesinde; işçi işveren karşısında ekonomik açıdan zayıf ve işin ifası sırasında da işverene hukuken bağımlıdır. İş sözleşmesinin kuruluşunda bizzat sözleşme içeriğinde tahkim şartı öngörülmesi halinde işçi, işverene bağımlı durumda olduğundan tahkim şartının işçiyi bağladığından bahsedilemez. Ancak fesihten sonra taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıklarda tahkim şartını öngören sözleşme düzenlenmesi halinde tahkim şartı geçerli olacaktır.

Somut uyuşmazlıkta; iş sözleşmesinde düzenlenen tahkim şartı geçerli olmadığından, mahkemece işin esasına girilerek talep konusunda bir karar verilmesi gerekirken hatalı bir gerekçe ve değerlendirme ile davalının yaptığı "uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği" yönündeki ilk itirazın kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

F) Sonuç:

Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 02.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.