Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
No.:
155
Kurum:
Adalet Bakanlığı
Kabul Tarihi:
20.02.2015
Yürürlüğe Giriş Tarihi:
20.02.2015
Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
Konu : Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanmasının ve terörizmin finansmanının önlenmesi
GENELGE NO
155
Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçuna konu edilen öncül suçlar, bireysel olarak ya da çoğunlukla terör ve organize suç örgütleri tarafından işlenmektedir.
Bu suç örgütleri, kanunlara aykırı biçimde haksız menfaat veya yüksek kazanç sağlamak amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde organizasyon oluşturarak bir kısım kamu görevlilerini de örgüt içerisine almak suretiyle göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal veya ticareti, silah veya tarihî eser kaçakçılığı, çek-senet tahsilatı, zorla borç senedi imzalatmak, dolandırıcılık ve rüşvet gibi suçlan işleyerek kamu düzenini ve huzurunu ihlâl etmektedirler. İşledikleri bu suçlardan elde ettikleri mal varlığı değerlerini, meşru bir yolla kazandıkları hususunda kanaat uyandırmak suretiyle sosyal hayata, iktisadi ve mali düzene zarar vermekte, ayrıca suç işlemenin kazanç elde etme açısından cazip bir yol olarak görülmesine sebep olmaktadırlar.
Ulusal ve uluslararası düzeyde ülkelerin mali ve ekonomik kaynaklarını tehdit eden aklama suçuyla mücadele edebilmek için suç gelirlerinin izlenmesi ve ele geçirilmesi ile suç örgütlerinin üst düzey yöneticilerinin yakalanması konusunda azamî çaba gösterilmesi gerekmektedir.
Terörizm, eylemlerini sürdürmek için sürekli olarak finansmana gereksinim duyan bir olgu olarak görünmektedir. Bu nedenle aklama suçu ile mücadele terörün malî kaynaklarının ortadan kaldırılması açısından önem taşımaktadır.
Ticari, mali ve ekonomik ilişkilerin küreselleşme sürecinde hızla etkileşime geçtiği ve yoğunlaştığı günümüzde küresel boyuttaki ekonomik hareketlerin takibi ve önlenmesi zorluklar taşımaktadır. Genel olarak suç örgütleri de bu avantajlı durumdan faydalanmasını bilmişler, ulusal ve uluslararası faaliyette bulunan şirket, vakıf ve dernekler aracılığıyla elde ettikleri suç gelirlerini aklayarak, bu şekilde terörü finanse etmişlerdir.
Suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerinin aklanmasının önlenmesi, suçtan elde edilen gelirin niteliğinin değiştirilmesi ve gizlenmesi ile terörizmin finansmanının önlenebilmesi için uluslararası örgütler tarafından çeşitli hukuki düzenlemeler yapma yoluna gidilmiş olup, bu alanda düzenlenen başlıca sözleşmeler arasında yer alan “Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Kaçakçılığına Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Viyana Sözleşmesi)”, “Sınıraşan Örgütlü Suçlara Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesi (Palermo Sözleşmesi)” ve “Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin Aklanması, Araştırılması, Ele Geçirilmesi ve El Konulmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Strazburg Sözleşmesi)” ile “Birleşmiş Milletler Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme” ülkemiz tarafından onaylanarak iç hukukumuzun bir parçası hâline gelmiştir. Ayrıca, G-7 ülkelerinin Temmuz 1989 tarihinde gerçekleştirilen zirve toplantısında kurulan, çalışmalarına OECD bünyesinde devam eden ve ülkemizin 1991 yılında üye olduğu Mali Eylem Görev Grubu (Financial Action Task Force-FATF) tarafından aklama suçuyla mücadeleye ilişkin ulusal hukuk sistemlerinin güçlendirilmesi ve ülkeler arasında iş birliğinin tesisini sağlamak amacıyla yayımlanan 2012 yılında revize edilmiş şekliyle 40 Tavsiye Kararı ile üye ülkelerin aklama suçu ve terörizmin finansmanının önlenmesi konularında izlemesi gereken kurallar belirlenmiştir.
Avrupa Birliğinin çeşitli belgelerinde de konu ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.
2005/60 sayılı Karapara Aklama ve Terörün Finansmanı Amacıyla Mali Sistemlerin Kullanılmasının Önlenmesine Dair AB Direktifi, 2001/500 sayılı Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin ve Araçların Aklanması, Tespiti, İzlenmesi, Dondurulması, El konulması ve Müsaderesine Dair Konsey Çerçeve Kararı, 2005/212 sayılı Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin, Araçların ve Malvarlıklarının Müsaderesine Dair Konsey Çerçeve Kararı ve 98/699 sayılı Suçtan Kaynaklanan Gelirlerin ve Araçların Aklanması, Tespiti, İzlenmesi, Dondurulması, El konulması ve Müsaderesine Dair Ortak Eylem Kararı bunlara örnek olarak gösterilebilir.
Öte yandan, mevzuatımızda 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 282 nci maddesinde suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçu düzenlenmiş, 54 ve 55 inci maddelerinde eşya ve kazanç müsaderesine, 60 ıncı maddesinde ise tüzel kişiler hakkında uygulanacak güvenlik tedbirlerine ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Diğer taraftan, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 43/A maddesinin birinci fıkrasında, 5237 sayılı Kanunun 282 nci maddesinde tanımlanan suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama suçunun, bir özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcisi ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte bu tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen bir kişi tarafından, tüzel kişinin yararına olarak işlenmesi hâlinde, ayrıca tüzel kişiye de idari para cezası verilebileceği,