Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Şubat 2015 - 09.06.2016 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde makinacı işçi olarak çalıştığını, 09.06.2016 tarihinde işçilerin mola saatinde bir sandalyenin ayağının kapı dışına taşmasından dolayı işveren ve babasının makinaları kapatın diyerek sandalyeyi buraya kim koydu diye sorduklarını, işçilerin bilmediklerini söylemesi üzerine davalının babası K1'in " defolun siktirin gidin ben dürüst insanlarla çalışmak isterim şerefsizler gidin muhasebeye çıkışınızı alın " diyerek iş akdini haksız bir şekilde fesh ettiğini, işverenin önce iş yerinde bulunan muhasebeciye işçilerin tazminatlarının hesaplanması ve çıkış işlemlerinin yapılması yönünde talimat verdiğini, ancak daha sonra istifa belgesi imzalatmak isteyip istifa belgesi imzalamayanların tazminatlarının ödenmeyeceğini söylediğini, müvekkili ve diğer işçilerin bu belgelerini imzalamadıklarını, davalı iş yerinde çalışırken davacının yemek ve servis yardımlarından yararlandığını, yıllık izinlerini hiç kullanamadığını iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık ücretli izin alacağının faizleri ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı ve izin ücreti alacaklarının belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini müvekkilinin olay anında olayın yaşandığı üretim bölümünde bulunmadığını, müvekkilinin babasının öğretmen olarak çalışıp oğlunun şirketine sık sık gelip gittiğini, müvekkilinin şirketi ile hukuki ve fiili bir bağının mevcut olmadığını, müvekkilinin babasının işyerine geldiği esnada davacı işçininde çalıştığı bölüme ait bir sandalyenin işyeri dışına çıkartılarak çakılların üzerine konduğunu ve ayağının kırık olduğunu göründe o bölümde çalışan işçilere sandalyenin kimin dışarı çıkarttığını sorduğunu, cevap alamayınca işçileri etrafında topladığını, işçilerin yine sandalyeyi kimin dışarı çıkardığını bilmediklerini söylemeleri üzerine dürüst davranmanın önemini belirterek dürüst olmayacaklar ise müvekkili şirkette çalışmamaları gerektiğini, bu şekilde davranmalarının şirkete ve dolayısı ile oğluna zarar vereceğini anlatmaya çalıştığını, seslerin yükselmesi üzerine işçileri sakinleştirmeye gayret ettiğini, ikna olan işçilerin yerlerine dönerek çalışmaya devam ettiklerini, aradan yarım saat geçtikten sonra davacının içinde bulunduğu bir grup işçinin müvekkilinin babasının ona söylediği lafları kaldıramadıkları belirterek tazminatlarını istediklerini, işyerini terkettiklerini davacının ertesi günlerde mazeret bildirmeksizin devamsızlık yaptığını, hakaret edildiği iddiasının doğru olmadığını, davacı işçinin sadakat borcuna aykırı davrandığını, yıllık izin ücreti alacağının banka hesabına yatırıldığını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesi kararının özeti: " davanın kısmen kabulü ile 2400,00 TL brüt kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 550,35 TL net yıllık izin ücreti bakımından konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bakiye 199,65 TL net yıllık izin ücreti talebinin reddine, ihbar tazminatı talebinin reddine, davacının kıdem tazminatı bakımından fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına..." karar verilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İş akdinin işveren vekili tarafından haksız olarak feshedilmiş olmasına rağmen ihbar tazminatı taleplerinin reddedildiğini, tanık anlatımlarının iddialarını doğruladığını, ayrıca davacının yıllık ücretli izin alacağının dava açıldıktan sonra ödendiği konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, yıllık ücretli izin alacağı brüt olarak talep edildiği halde 750,00 TL. Net alacak talep edilmiş gibi bakiye alacak açısından red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, belirtilen hususlarda kararın kaldırılarak talepleri doğrultusunda hüküm kurulmasını talep etmiştir.

Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalının öğretmen olan babasının ziyaret amaçlı iş yerine gelip gittiğini, iş yeri ile hukuki ve fiili bir bağının bulunmadığını, tanık yaseminin mahkemeyi yanıltmaya yönelik beyanlarda bulunduğunu, davacının kendisine küfür ve hakaret edildiğini iddia etmesine rağmen bu hususta herhangi bir şikayetinin bulunmadığını, şikayet süresinin de geçtiğini, müvekkilinin davacıya yönelik bir fiilinin bulunmadığını, bilakis işçilere kimsenin işten çıkarılmayacağını telkin ettiğini, nitekim davacının makine başına çalışmak için dönmüş olmasına rağmen bir süre sona iş yerinden kendisinin ayrıldığını, iş akdinin müvekkili tarafından değil davacı tarafından feshi nedeniyle kıdem tazminatının kabulünün hatalı olduğunu, kıdem tazminatının kabulü yönünde verilen kararın ortadan kaldırılmasını istemiştir.

Somut olayda; Davacının 2/2/2015 tarihinde davalıya ait iş yerinde çalışmaya başladığı, 9/6/2016 tarihinde davalının babası K1 tarafından bir sandalyenin dışarIda olması nedeniyle bunu kimin yaptığını öğrenmek istediği, işçilerin bilmediklerini söylemesi üzerine " ben dürüst insanlarla çalışmak istiyorum defolun gidin, siktirin gidin benim sizin gibi insanlarla işim olmaz "dediği, çalışmayı durdurduğu, gürültüyü duyan davalının da olay yerine geldiği, idari kısma geçildiği ve halen sandalyenin kimin tarafından dışarıya konulduğu hususunda işçilere sorular sorulduğu, K1 'ün öğretmen olması nedeniyle kaydi olarak işyeri ile bağlantısı olmamasına rağmen davalı iş yerinde davalı oğlundan daha çok yetkiye sahip olup, bazı tanıkların kendisinden "patronumuz" olarak bahsettikleri, işçilere makineleri durdurma talimatı verebilecek yetkisinin bulunduğu, davacının da aralarında bulunduğu işçilere "defolun gidin, siktirin gidin "şeklinde sarfettiği sözleri iş sözleşmesinin feshi anlamına geldiği, davacının iş yerinden ayrılmasından sonra işveren tarafından işe gelinmediğinden bahisle tutulan devamsızlık tutanakları hukuki değer taşımayacağı, iş akdinin işveren tarafından haksız şekilde sonlandırıldığı anlaşılmakla davacının 1 yıl 4 ay 7 gün hizmet süresine göre kıdem ve ihbar tazminatı alacağı bulunduğu, mahkemece kıdem tazminatına hükmedilmiş ise de olaydan sonra davacının 10 dakika daha iş yerinde durduktan sonra oradan ayrılmış olması işi kendisinin bıraktığı şeklinde yorumlanarak ihbar tazminatı talebinin reddi isabetsiz olmuştur.Ayrıca davacının 14 iş günü yıllık ücretli izni bulunduğu, izin kullanıldığının veya bedelinin ödendiğinin davalı tarafça belgelenmediği, 550,35 TL'nın dava açıldıktan sonra ödendiği, davacının 750.00TL. Brüt yıllık ücretli izin alacağı talep ettiği, alacağı olan iznin brüt karşılığının 768.60 TL. olduğu, izin alacağı yönünden reddedilen bir kısım bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiş, Yerel Mahkemenin kararı kaldırılarak Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle;

I-1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/l-b-2 madde ve fıkrası uyarınca ESASTAN KABULÜNE, Yerel Mahkemenin kararının KALDIRILMASINA;

2-Davanın KABULÜNE

2400,00 TL brüt kıdem tazminatının akdin feshi tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

1.650.00TL brüt ihbar tazminatının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

550,35 TL net yıllık izin ücreti bakımından konusu kalmayan davada esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına,

Davacının kıdem ve ihbar tazminatı bakımından fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına,

Alınması gereken 276.65 TL harçtan daha önce alınan 81,98 TL harcın mahsubu ile kalan 194.67 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,

Davacı tarafından yatırılan 81,98 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davacı tarafından yapılan 33,50 TL ilk masraf ve 414,00 TL posta , tebligat ve bilirkişi giderinden oluşan toplam 447,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan 1980,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Artan avansın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,

II- Davalı vekilinin istinaf taleplerinin REDDİNE,Alınması gereken 201.53 TL istinaf karar harcından, peşin alınan 50,38 TL harcın mahsubu ile bakiye 151.15 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,

Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı masrafın üzerinde bırakılmasına,

III-Davacı tarafın istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı 24.30 TL posta gideri, 22 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 46.30 TL masrafın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

Davacı tarafın istinaf başvurusu için ödediği harcın talep halinde kendisine iadesine,

Kararın tebliği ve harç tahsil işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine

Dair; dosya üzerinde yapılan ön inceleme ve müzakere sonucunda oy birliği ile, 08.02.2017 tarihinde KESİN olarak karar verildi.