4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 83’üncü maddesine göre ise “Toplantıda hazır bulunan ve kanuna veya tüzüğe aykırı olarak alınan genel kurul kararlarına katılmayan her üye, karar tarihinden başlayarak bir ay içinde; toplantıda hazır bulunmayan her üye kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay içinde ve her halde karar tarihinden başlayarak üç ay içinde mahkemeye başvurmak suretiyle kararın iptalini isteyebilir. Diğer organların kararlarına karşı, dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamaz. Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hükümsüz sayıldığı durumlar saklıdır.” Belirtilen düzenleme sendika genel kurul kararlarının iptalinin hukuki dayanağını oluşturmakta olup, sendikanın diğer organlarının kararlarının iptaline dair 4721 sayılı Kanun’da da açık bir düzenleme bulunmamaktadır. Bununla birlikte sendikanın en geniş yetkilere sahip nihai karar organı olan genel kurulun kararlarına karşı yargı yoluna başvurulması hak düşürücü süreye tabi tutulmuşken diğer zorunlu organların kararlarına karşı yargı yoluna başvurulmasının herhangi bir süre sınırına tabi olmadığını söylemek güçtür.…
Buna göre 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 83’üncü maddesinin birinci fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin kıyasen diğer zorunlu organların kararlarına karşı açılacak davalarda da uygulanabileceğinin kabulü gereklidir.”…
Yüksek Mahkeme, isabetli görüşünü 2019 ve 2020 yıllarında verdiği kararlarda da devam…