Prof. Dr. Yaşar KARAYALÇIN…
- Metin
- Referans kopyala
-
Git
: - Sayfaya Git
-
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü
Yayın tarihi: Aralık 2005
Cilt: 23 Sayı: 2
Yaşar Karayalçın
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Hukukda Metod - Şeref ve Haysiyetin Korunması - Teşhir Politikası - Ceza Adaleti
Türkiye Adalet Akademisi'nin açılış töreninde Adalet Bakanı sayın Cemil Çiçek'ten… Bu törenden sonra bana Türkiye Adalet Akademisi'nde değerli meslekdaşlarımızm huzurunda… 32 yıl önce 23-25 Nisan 1972 tarihinde Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen… 1975 yılında 34 yaşında genç bir meslekdaşımız sayın İsmail Müftüoğlu Adalet… TBMM'de hukukçu milletvekilleri her dönemde etkili ve güçlü bir çoğunluk oluşturmalarına…
Türkiye Adalet Akademisi taslağının yasalaşmasında 31 yıl gecikme ülkemizde adalet…
Bu Kanun Tasarısı Adalet Komisyonunda görüşülürken Ankara Üniversitesi temsilcisi…
Bu durumun Türkiye Adalet Akademisi'nde her bakımdan güçlü ve yeterli bir kadronun…
Hâkim-savcı, avukat ve hukukçu öğretim üyeleri arasında etkin bir işbirliğini sağlayacak,…
Fakat 32 yıl sonra da olsa, Türkiye Adalet Akademisi'nin açılış töreninde 'Hukukda…
"Hukukta Öğretim - Kaynaklar - Metod - Problem Görme - Çözme" konuları hukuk fakültelerinde…
Fakültemizde hukukta metod dersi 1976-82 yılları arasında ülkemizde ilk defa "uygulanan…
Bu alanda verdiğimiz ilk derste öğrencilerimize özellikle şu konuları belirtmeye…
— Her meslekde ve bilim alanında problemleri doğru olarak görebilmek, doğru olarak…
— Hukukçular toplum hayatımızın sosyal ve özellikle hukukî problemlerini doğru olarak…
— "Bakmak başkadır, problemlerin farkına varmadan yaşamak başkadır."…
— Problemleri zamanında doğru olarak görmek, kavramak, sebeplerini araştırmak, doğru…
— Yasa metinlerinde hukuk kurallarının yer alması başkadır - o kuralların uygulanması…
— Hukukçu hem kuralları, hem de bu kuralların uygulanışı ile ortaya çıkan problemleri…
— Hukukçunun görevi problemler üretmek değil, problemleri çözmektir.…
Yirmi altı asır önce Konfüçyüs'ün, üç asır önce Kant'm özel olarak…
Size yapılmasını istemediğiniz şeyleri siz de başkasına yapmayın; size yapılmasını istediğiniz şeyleri siz de başkalarına yapın.…
Türk yargı hayatının değerli başkanları ve üyelerinden genç hâkim stajyerlerine kadar…
10 yılı aşan bir süre içinde ülkemizde ceza adaletini ilgilendiren bazı konular -kendi…
Türkiye Barolar Birliği Dergisinde 1992 yılında "Ceza Adaletine Dışardan Bakış ve Bir Öneri” başlıklı…
"Ceza davalarının birkaç yıl sürdüğünü, halk oyunda heyecan uyandıran davalarda tutukluların bir gün salıverildiğini, sanıkların aklandığını görüyoruz. Sanıkların çektikleri sıkıntı, kaybettikleri prestij, yaptıkları masraflar, tutukluların hapishanelerde kaybettikleri çileli aylar, hatta yıllar büyük iddia ve ithamlardan sonra dağın fare doğurması, adaletin, dolayısıyla devletin yıpranmasına sebep olmaktadır…
"Bu açıdan bakıldığında ceza adaletinde ciddî bir hastalık bulunmaktadır.”
Ceza adaletindeki bu ciddî hastalığın sebepleri nelerdir?…
1985 yılında Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda radikal bir değişiklik yapılmıştır.…
Sorgu hâkimi dosyayı inceleyip delilleri değerlendirdikten ve gerektiği hâllerde…
Ülkemizde sorgu hâkimliğinin, ilk tahkikat kademesinin önemi, özellikle sanıklar…
Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununda değişiklik yapılmasına dair 29.3.1985 tarihli Kanun…
Bu tasarının genel gerekçesinde "davaların uzamasını ve dolayısıyla adaletin geç tecellisini önlemek maksadıyla kanunda yapılan değişikliklerin en önemlisi ilk soruşturmanın kaldırılması teşkil etmektedir."…
"Cumhuriyet savcılarına delilleri takdir ederek kamu davası açmak yetkisi tanınmakla da mahkemelerimizin sonunda kesinlikle delil yetersizliğinden beraatle sonuçlandırabileceği davalarla uğraşmalarını önlemek ve iş hacmini hafifletmek amacı güdülmüştür." (S.…
Kanun taslağının genel gerekçesinde açıkça belirtilen bu amaçlar uygulamada gerçekleşememiştir.…
"Çağımızda suçların mahiyetleri ve ağırlığı değişmekte, özellikle İktisadî suçlar, terör suçları, daha çok uzmanlaşmayı ve teknik hazırlığı gerektirmektedir. Savcılık idarenin veya emniyetin raporunu gerektiği kadar incelemeden dava açan, bir nevi "mahkemeye havale" makamı değildir. "Ben davayı açarım, kararı mahkeme versin" zihniyeti, işlerin çokluğu, uzmanlaşmaya önem verilmemesi, savcılar üzerinde belki teftiş kurulunun baskısı, hazırlık safhasında CMUK'un öngördüğü çalışmalar yapılmadan, bütün deliller toplanmadan, teknik zorlukları olan konularda bilirkişi incelemesi yapılmadan dava açılmasına sebep olmaktadır."…