KATILIMCI- ELİF VEYSELTAŞ: İsmail Hocam, size sormak istiyorum soruyu aslında…
- Metin
- Referans kopyala
-
Git
: - Sayfaya Git
-
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
On İki Levha Yayıncılık
Yayın tarihi: Eylül 2018
Sayfa: 87 - 99
Candan Yasan Tepetaş, Ziya Akıncı
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
AV. MEHMET DURAKOĞLU: Biz teşekkür ederiz sağ olun. Evet, bu kadar iyi panelistlerle…
AV. DR. İSMAİL G. ESİN: Şimdi, Almanya’da biliyorum 1980’lerde de çok tartışılan bir konuydu. Gittikçe daha da fazla tartışılıyor. Haddimi aşmak istemem. Tolga Hocamın konularıdır, değineceğini düşünüyorum. Hocam, lütfen aksi görüşteyseniz durdurun beni. Bakın, eğer hissedarlar sözleşmesinde sizin yeni pay alma hakkınızla ilgili bir düzenleme varsa ve siz bu sınırlamaya rağmen, gidip efendim bu benim yasal hakkımdır diye o sermaye artırımını hükümsüz hale getirmeye çalışıyorsanız, bakın; ister deyin ki, hakkın kötüye kullanılması, kötüye kullanılan hak yoktur artık. Teknik anlamda yoktur demiyorum ama hakkın size verilmesinin bir tane amacı var ve siz, bu amacı aşan bir kullanımda bulunamazsınız. İsterseniz, çelişkili davranış yasağına aykırılık deyin, isterseniz borca aykırılık deyin. Nereden istiyorsanız oradan bakın. Buna
AV. MEHMET DURAKOĞLU: Başka var mı arkadaşlar? Buyurun.…
KATILIMCI – EMRE TAMER: Merhaba ben Emre Tamer, İstanbul Tahkim Derneği Genel Sekreteriyim. Ben Ziya Hocama sormak istiyorum. Aile şirketleri söz konusu olduğunda aile anayasaları yazılıyor. Bu aile anayasalarının içinde şirkete ilişkin birtakım bölümlerde oluyor. Bazen bu şirket sözleşmeleri de aslında aile anayasasının parçaları halinde gerçekleşiyor. Aile anayasaları söz konusu olduğunda ve aile şirketleri söz konusu olduğunda tahkimin ve özel olarak da İstanbul Tahkim Merkezi’nin nasıl avantajları vardır? İkincisi de hakem seçiminde aile şirketlerinin nasıl bir tavır alması uygun oluyor? Çünkü aile şirketlerinde biraz daha sanki ad hoc tahkim ya da hakemin ailenin tanıdığı kişilerden olması hatta bazen hakemin adının sözleşmelere yazılması gibi durumlar da olabiliyor. Bu konuda biraz bilgi vermenizi rica ediyorum. Tabi di-
PROF. DR. ZİYA AKINCI: Teşekkür ederim. Tabi şirketler hukuku yönüyle burada uzman hocalarımız, arkadaşlarımız var onlar tamamlayacaktır ama aile şirketi dediğimiz esasında, limited şirket, anonim şirket, belki belirli aileye hisseleri ait olan şirketlerden bahsediyoruz. Ama tahkim açısından bahsettiğimizde bu tür şirketler için İstanbul Tahkim Merkezi’nin özel avantajları olabilir. Bunlardan birincisi mahremiyet. Çünkü tahkimin en önemli özelliklerinden bir tanesi taraflar rıza vermedikçe bu kararların yayınlanmaması. Dışarıdan başka kişilerin yargılamayı seyretmesi vesaire söz konusu olmaz. Bu da özellikle aile şirketi açısından son derece önemli bir husus olabilir. Yine aynı şekilde hem Bay Geisinger’in söylediği hem benim söylediğim bazen şirket ihtilaflarında sadece birbirlerine zarar vermek için çeşitli grupların duygusal davrandığını görüyoruz. Yani devasa şirketlere bakıyoruz ama iki grup bir şekilde birbiriyle mücadele ediyor. Hem kendilerine hem şirkete zarar veriyor. Aile şirketlerinde bu daha da dramatik oluyor. Çünkü duygusallık daha fazla oluyor. Dolayısıyla kırgınlık daha fazla oluyor. Ve gözlemlediğimiz özellikle aile şirketlerinde bu tür ihtilaflar çıktığı zaman fevkalade umulmaz hem ticari anlamda hem duygusal anlamda hasarlar oluyor. Ama tahkimde, yine tahkimin nispeten uyuşmazlığı çözecek, sektörü bilen, aile şirketlerini bilen, hatta sizin dediğiniz gibi aileye yakın bir kişinin hakem olarak atanması fevkalade mümkün. Taraflar böyle bir kişinin hakem olarak seçilmesini kararlaştırabilirler. Tahkim şartına, hakemin ismini de yazabilirler. Bunda da hiçbir mahsur yok. Ama bizim uygulamamızda Yargıtayımız diyor ki, eğer tahkim sözleşmesine hakemin ismi yazıldıysa mutlaka bu kişinin hakem olarak görev yapması gerekir. Eğer bu kişi hakem olarak görev yapmazsa, tahkim şartı geçersiz hale gelir diyor. Çünkü Yargıtayımızın dediği taraflar ancak seçilen kişinin hakemlik yapması durumunda, uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesini istemektedir. Eğer siz yine de isim yazmak istiyorsanız bunun da çözümü çok kolay, birkaç tane kişiyi eğer filanca kişi hakemlik yapmaz veya yapamazsa, diğer kişi diye bir liste yaparsınız. O zaman böyle bir mahsur da söz konusu olmayacaktır. Teşekkür ederim. AV. DR. İSMAİL G. ESİN: Hocam ben bir şey söyleyeceğim. ISTAC doğru mudur o anlamda? Tartışacak hiçbir şey yok. Yani önce şu alternatif, ilk yol ayrımı, mahkeme mi, tahkim mi? Aile kavgasının mahkeme yerinde yapılması kadar kötü bir şey var mı? Boşanma davalarında gizlilik kararı alıyorsunuz birçok durumda. Bir de şirket platformunda bu olmuşsa, valla gizlilik kararı da biraz zor. Aslında aile ihtilafını siz kamuya taşıyorsunuz yani bugün bakın işte aile birbirine girdi falan diye benim bildiğim bir sürü şirkette bu oldu. Onun için bir kere kesinlikle tahkim. Tahkim olunca İstanbul Tahkim Merkezi mi? Valla burada da soracak bir şey yok hadi eskiden deniyordu ki ICC çok pahalı. İstanbul Tahkim Merkezi, maliyet olarak da ucuz ve öngörülebilir. Ad hoc tahkime…