2004/3 18 Sayılı Tebliğ Hakkında Genelge - Konsolide metin

Metnin ilk hali

Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.

Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Standart, Profesyonel veya Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.

Muhasebe Uygulama Yönetmeliğine ilişkin 18 sayılı Tebliğ- Vergilerin Muhasebeleştirilmesi Standardı 12 Ağustos 2004 tarih ve 25551 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 1.7.2004 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. Diğer taraftan, bankalardan alınan muhtelif yazılarda, bahse konu Tebliğ uygulamasına ilişkin tereddütler bulunduğu belirtildiğinde aşağıda yer alan açıklamaların yapılmasında yarar görürülmüştür.

1. Gelir vergilerine ilişkin 12 numaralı Uluslararası Muhasebe Standardı esaslarına paralel hükümler içeren 18 sayılı Tebliğ'in 5 inci maddesinde indirilebilir geçici farklara yol açan hususlar örnek olarak verilmekte olup, belirtilenler dışında unsurların da indirilebilir geçici fark oluşturması tabiidir. Bu itibarla, ilgili hükümlerde belirtilen koşullar ve sınırlamalar dikkate alınmak kaydıyla, indirilebilir geçici fark doğrudan unsurlar üzerinden ertelenmiş vergi aktifi oluşturulması mümkün bulunmaktadır. Diğer taraftan, vergi mevzuatı uyarınca kurumlar vergisinin tespitinde gider olarak kabul edilmeyen, genel karşılıklar veya bu nevi indirilebilir geçici fark oluşturmayan kalemler üzerinden ertelenmiş vergi aktifi kaydı yapılmaması gerekmektedir.

2. Ertelenmiş vergi aktifi ve pasifi kaydı yapılmasının amacı, vergi mevzuatında öngörülen değerleme ve muhasebeleştirme esasları ile ticari amaçlı muhasebe arasındaki farklılıkların etkilerinin mali tablolara yanıstılmasıdır. 18 sayılı Tebliğ uyarınca, ertelenmiş vergi aktifi kaydının yapılması indirilebilir geçici farklar ve mali zararlar ile vergi indirim ve istisnalarının sonraki dönemlerde indirilebileceği mali kâr elde edilmesi şartına bağlanmıştır.

Bu itibarla ertelenmiş vergi aktif ve pasifinin netleştirilmesi neticesinde gelir bakiyesi kalması halinde, ertelenmiş vergi aktifinin sonraki dönemlerde mali kâr elde edilmesi şartına bağlı bir varlık olması hususu ve ihtiyarlılık kavramı dikkate alınarak, ertelenmiş vergi gelirlerinin kâr dağıtımına ve sermaye artırımına konu edilmemesi gerekmektedir.