Yönetmeliğin 8 inci ve 9 uncu maddeleri, sigorta sözleşmenin kurulmasından önceki müzakere safhasında sigortacı tarafından, sözleşmeye taraf olmak isteyen kişilere şekil ve içeriği Müsteşarlığımızca belirlenen bir “Bilgilendirme Formu” verilmesini hükme bağlamıştır. Bu düzenlemeye istinaden, Müsteşarlığımız; Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Yükümlülüğünün Kapsamına İlişkin 2007/18 Sayılı Genelge ile bilgilendirme yükümlülüğü kapsamı dışında tutulan zorunlu sigortalar ile devlet destekli sigortalar haricindeki diğer bütün mal sigortaları için kullanılması öngörülen “Mal Sigortası Bilgilendirme Formu” ile hayat sigortalarına ilişkin sözleşmelerde kullanılacak olan “Hayat Sigortaları Bilgilendirme Formu”nu hazırlamıştır.
- Doküman Bilgileri
- İndirme seçenekleri
- Görüntüleme Ayarları
-
-
ᴀ⇣ Yazı karakterini küçült
Konsolide metin - yürürlükte değil (Sürüm: 2)
EK 2 - Hayat Sigortaları Bilgilendirme Formu
EK 3 - Örnek Olarak Hazırlanmış Mal (Kasko) Sigortası Bilgilendirme Formu
No.: 2008/7
Kurum: Hazine Müsteşarlığı
Kabul Tarihi: 19.02.2008
Yürürlüğe Giriş Tarihi: 19.02.2008
Son Değişiklik Tarihi: 01.07.2022
Bu Sürümün Yürürlük Tarihi: 01.07.2022 - 01.07.2022
Aşağıda bir kısmını gördüğünüz bu dokümana sadece Standart, Profesyonel veya Profesyonel + pakete abone olan üyelerimiz erişebilir.
Bilindiği üzere, Müsteşarlığımızca hazırlanan “Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik” 28.10.2007 tarih ve 26684 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Söz konusu yönetmeliğin, 14 üncü maddesinin yayımı tarihinde, diğer maddelerin ise 1/3/2008 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülmüştür.
Hukuki bir süreç olan sözleşme ilişkisi, bir anda kurulup meydana gelen bir işlem değildir. Sözleşmenin müzakeresine ilişkin görüşmelerin başlaması ile birlikte taraflar arasında, sözleşme ilişkisine paralel, adeta ikinci bir ilişki olarak dürüstlük kuralına dayanan ve koruma yükümlülüğü doğuran akit benzeri bir güven ilişkisi kurulur ve buna bağlı olarak taraflar sözleşmenin akdedilip akdedilmeyeceği hususunda karar verir. Zira, sözleşme hukukunda âkid tarafların, aralarında henüz geçerli bir hukuki ilişki meydana gelmemiş olsa bile, karşılıklı olarak birbirlerinin menfaatlerini gözetmeleri esastır. Bu, Medeni Kanun’un 2 nci maddesinde öngörülen “objektif iyi niyet” kuralının, sigorta sözleşmesinin “azami iyi niyet” akdi olmasının ve genel hukuk ilkelerinin doğal bir sonucudur. Âkid tarafların bu kapsamda gerçekleştirecekleri bilgilendirme yükümlülüğü de aynı kapsam içinde değerlendirilmelidir. Aksine bir uygulama, herhangi bir hukuki metinde yaptırım altına alınmamış olsa bile, borçlar hukuku hükümleri ve “culpa in contrehendo” sorumluluğu çerçevesinde tazminat borcunun doğmasına neden olacaktır. Bu çerçevede, sigorta sözleşmeleri için öngörülen bilgilendirme yükümlülüğünü de genel esaslardan ayrı düşünebilmek mümkün değildir. Zira, bu durum sadece genel hükümlerin sigortacılık gibi özel bir alanda hüküm altına alınmasından ibarettir.
1. Bilgilendirmenin Yapılacağı Kişiler
a) Gerçek Kişi-Tüzel Kişi Ayrımı
Bilgilendirme yükümlülüğünün genel esaslar çerçevesinde gerçek ya da tüzel kişi ayrımı yapılmaksızın bütün tüketiciler bakımından eşit şekilde uygulanması gerekir. Ayrıca, tüzel kişilerin tacir sıfatını haiz olmaları halinde dahi, bu kişilerin “basiretli bir tacir” gibi hareket etmek durumunda olmaları göz önünde tutularak, bilgilendirme yükümlülüğünden istisna tutulmaları genel hükümlere aykırılık arz edecektir. Nitekim bu husus, yargılama sürecinde davacı sigortalının tacir olduğu dikkate alınarak tazminatın tenkis edilmesi suretiyle zaten telafi edilebilecektir. Bu nedenle, hukuk sistemimizde böyle bir telafi imkanının yer aldığı da düşünüldüğünde, tüzel kişi tacirlerin bilgilendirme yükümlülüğünden muaf tutulmasının geçerli bir gerekçesinin olmadığı ortaya çıkmaktadır. Nitekim, kanunda ve yönetmelikte bu konuda bir istisna hükmü söz konusu değildir.
b) Sigorta Sözleşmesiyle İlgili Kişiler
Mezkur yönetmeliğin, “Talep hâlinde sigortacı, sigorta ettirene karşı bilgilendirme konusundaki tüm yükümlülüklerini sigortadan faydalanacak kişilere karşı da yerine getirmek zorundadır.” hükmünü amir 6 ncı maddesinin 2 nci fıkrası, sigortacının bilgilendirme yükümlülüğünü sadece sigorta ettiren açısından zorunlu kılmaktadır. Sigorta ettiren dışında yer alan ve sözleşmeden menfaat sağlayacak diğer kişiler bakımından ise sadece talep hâlinde böyle bir yükümlülüğün yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu husus, yukarıda da belirtildiği üzere, objektif iyi niyet kuralları çerçevesinde sözleşmeye taraf olan kişiler bakımından da bilgilendirme yükümlülüğünün yerine getirilmesi gerekliliğinin doğal bir sonucudur. Kaldı ki, bu yükümlülük ilgili kişilerin talebine bağlanmak suretiyle, sigortacı açısından zaten bir nevi kolaylığı da beraberinde getirmektedir.
2) Sözleşmenin Aracı Vasıtasıyla Yapılması
a) Sözleşmenin Broker Vasıtasıyla Yapılması
Bilindiği üzere, sigorta aracıları arasında yer alan brokerler, sigorta sözleşmelerinde sigorta ettireni temsil eden, rizikonun sigorta edilebilmesi için sigorta şirketleri ile sigorta ettireni bir araya getiren, riskin tespitinde risk danışmanlığı hizmeti de sunabilen gerçek veya tüzel kişilerdir. Ancak, hukuki açıdan her temsilcinin müvekkili adına akit yapma yetkisine sahip olduğunu söylemek her zaman mümkün değildir. Bu çerçevede, brokerlerin yer aldığı bir sözleşme ilişkisinde bilgilendirme yükümlülüğünün tesbiti, sigorta ettireni temsilen hareket eden brokerin müvekkili adına akit yapma yetkisine sahip olup olmadığı hususuna göre değerlendirilecektir. Müvekkili adına akit yapma yetkisine sahip olan brokerin, sigortacı tarafından mezkur yönetmelik kapsamında bilgilendirilmesi, sözleşmenin karşı tarafının da bilgilendirilmesi anlamına gelecektir. Aksi halde, sigortacının ayrıca sigorta ettiren ile gerekirse sigortadan menfaat sağlayacak diğer kişileri de bilgilendirmesi ya da brokere yapılan bilgilendirmenin bir şekilde sigorta ettirene ve ilgili diğer kişilere de iletildiğinin ispat edilmesi gerekir.