Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
No.:
2010/DK.D-100
Kurum:
Kamu İhale Kurumu
Kabul Tarihi:
07.07.2010
Yürürlüğe Giriş Tarihi:
07.07.2010
Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
Toplantı No: 2010/48
Gündem No: 2
Toplantıya Katılan Üye Sayısı: 7
Gündem Konusu: Kurul tarafından verilen uyuşmazlık kararları kapsamında yapılan suç duyurularına ilişkin olarak savcılıklarca ve mahkemelerce verilen kararlara karşı itirazda bulunulup bulunulmayacağı, bulunulacak ise bu görevin hangi birim tarafından yerine getirileceği hususuna ilişkin karar oluşturulması.
Kurul İşleri ve Kararlar Dairesinin 30/06/2010 tarih ve 236 sayılı yazısında, kurul kararları uyarınca savcılıklara yapılan suç duyurularına ilişkin olarak ilgili savcılıklarca ve mahkemelerce verilen kararlara karşı itirazda bulunulup bulunulmayacağı, bulunulacak ise bu görevin hangi birim tarafından yerine getirileceği hususunun açıklığa kovuşturulması talep edilmiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun "Mağdur ile şikayetçinin hakları" başlıklı 234 üncü maddesinde; "davaya katılmış olma koşuluyla davayı sonuçlandıran kararlara karşı kanun yollarına başvurma hakkı” düzenlenmiştir. Anılan Kanunun "Kamu davasına katılma" başlıklı 237 nci maddesinin birinci fıkrasında; "Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanların, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikayetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilecekleri", Aynı Kanunun "Katılma usulü" başlıklı 238 nci maddesinin birinci fıkrasında ise; "Katılmanın, kamu davasının açılmasından sonra mahkemeye dilekçe verilmesi veya katılma istemini içeren sözlü başvurunun duruşma tutanağına geçirilmesi suretiyle olacağı" hükmü,
Yer almaktadır.
İhbar; bir kimsenin işlendiğini öğrendiği bir suçu ilgili mercie yazılı ya da sözlü olarak bildirmesi olup, suçu ihbar eden ve muhbir olarak adlandırılan kimsenin suçtan zarar gören olması gerekmemektedir.
Şikayet ise, suçtan zarar gören kimsenin ilgili mercie yine yazılı ya da sözlü olarak başvurup suçu işleyen kimsenin cezalandırılmasını istemesini ifade etmektedir. Bu başvuruyu yapan kimseye de şikayetçi denmekte, suçtan zarar gören kimse sonradan şikayetinden vazgeçmişse şikayetçi değil mağdur sıfatını kazanmaktadır.
“Suçtan zarar görmek kavramı” Ceza Muhakemesi Kanununda açıklanmamış olmakla birlikte, ceza muhakemesi açısından suçtan zarar gören, suçla haklı bir yararı ihlal edilen kimseyi ifade etmektedir. Bu itibarla, suçtan zarar görenin kim olduğuna ilişkin değerlendirmenin de hakim tarafından yapılması gerekecektir.
Kamu İhale Kurulu tarafından verilen uyuşmazlık kararları kapsamında yapılan suç duyurularına ilişkin olarak, yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunması sonucunda Kurum ihbar eden sıfatını haiz olduğundan, Kurumun yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından açılmış kamu davasına katılma başvurusunda bulunulması da mümkün bulunmayacaktır. Diğer taraftan, 4734 sayılı Kamu İhale Kanununda, Kamu İhale Kurumunca yapılan suç duyurularında, Kurumun davaya katılabileceği veya şikayetçi sıfatını kazanacağı yününde bir hükme de yer verilmemiştir.
Bununla birlikte, 4353 sayılı Muhakemat Umum Müdürlüğünün Vazifelerine, Devlet Davalarının Takibi Usullerine ve Merkez ve Vilayetler Kadrolarında Bazı Değişiklikler Yapılmasına Dair Kanunun 18 inci maddesinde, genel bütçeli dairelere ait ceza davalarında genel bütçeye dahil dairelerin mahkemeler nezdinde, Maliye Bakanlığına bağlı Hazine avukat ve yardımcı avukatları tarafından temsil edileceği, Hukuk müşavirleriyle müşavir avukatlar ve muhakemat müdürlerinin de bu yetkiyi kullanabilecekleri, Hazine avukatı bulunmayan yerlerdeki dava ve icra işlerinde ise genel bütçeli dairelerin, amirleri tarafından temsil olunacağı hükme bağlanmıştır. Diğer taraftan, anılan Kanun kapsamı dışında kalan idareler açısından ise ilgili mevzuatları uyarınca o idarelere ait ceza davalarının mahkemeler nezdinde temsile yetkili kişiler vasıtasıyla takibi söz konusu olabilecektir.
Bu itibarla, Kurul tarafından verilen uyuşmazlık kararları kapsamında yapılan suç duyurularına ilişkin olarak, Kurumun ihbar eden sıfatını haiz olduğu dikkate alındığında, savcılıklarca ve mahkemelerce verilen kararlara karşı itirazda bulunulmasına gerek olmayıp, 4353 sayılı Kanun kapsamındaki idarelerin suçtan zarar gören olabilecekleri değerlendirildiğinde, Kurul Kararı ile yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunda, Kurum tarafından suç duyurusunda bulunulduğu hususunun, ilgili idareyi mahkemeler nezdinde temsile yetkili hukuk birimlerine ve Maliye Bakanlığı Başhukuk Müşavirliği Muhakemat Genel Müdürlüğü’ne bilgi ve gereği için, 4353 sayılı Kanun kapsamında yer almayan idareler için ise, idarenin bağlı, ilgili ya da ilişkili bulunduğu Bakanlığa, Üniversiteler için ise Yüksek Öğretim Kurulu Başkanlığına bildirilmesi gerekmektedir.