Resmi Gazete Dışındaki Kaynak
Kurum:
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Kabul Tarihi:
20.12.2018
Yürürlüğe Giriş Tarihi:
20.12.2018
Bu doküman Resmi Gazete dışında bir kaynakta yayınlanmıştır. Konsolide metin çalışmaları ilgili kaynak güncellendikçe sağlanabilmektedir.
T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü
Sayı: B.07.1.GİB.4.06.18.02-105[229-2016-495]-496100
Konu: Otoyol geçiş ücretleri ile bunlara ilişkin cezaların vergilendirilmesi ve belge düzeni hk.
İlgi: … tarihli ve … sayılı özelge talep formunuz.
İlgide kayıtlı özelge talep formu ve eki dilekçenin tetkikinden;
- …. Vergi Dairesi Müdürlüğünün … vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunuz,
-Şirketinizin … Modeli ile 3996 sayılı Kanun kapsamında "…" işinin yapımı ve işletilmesi ile ilgili görevli şirket konumunda olduğu,
-Anılan projenin gerçekleştirilmesini temin etmek üzere şirketiniz ile … Genel Müdürlüğü arasında … tarihinde … İşi"ne ait sözleşme imzalandığı ve yapımı tamamlanan bölümlerin açılışının … tarihi itibariyle yapıldığı,
-… Genel Müdürlüğü ile yapılan sözleşmeye göre, köprü ve otoyoldan günde yaklaşık 300.000 araç geçeceğinin öngörüldüğü ve yaklaşık %10-15 oranında ihlalli geçişin söz konusu olduğu,
-İhlalli geçişlerin tahsilatı ve karşılık ayrılması aşamasında; araç plakası dışında bilgi bulunmaması, ilgili kurumlar (…, … Genel Müdürlüğü, bankalar) tarafından plaka sahiplerine ulaşılabilecek bilgilerin şirketinizle paylaşılmaması, ihlalli geçişlerin yazı ile bildirimi konusundaki operasyonel ve ekonomik zorluklar, dava ve icra safhasına değmeyecek derecede küçük alacaklar için avukatlık ücreti, yargı harcı, notere yapılacak ödemeler ile posta giderleri toplamı dikkate alınarak bulunan dava maliyetinin alacaktan daha büyük olması, ihlali geçişlerden kaynaklı binlerce dava dosyasının icra mahkemelerinde yaratacağı sıkıntılar, yabancı plakalı araçlara yapılacak bildirim konusundaki belirsizlikler, bariyer sisteminin otoyol üzerinde yaratacağı yoğunluk, tahsil edilemeyen tutarların şirketinize getireceği vergi ve finansman yükü, bu borçların araç satışı v.b.aşamalarda ortaya çıkmaması nedeniyle borçluların ödeme yapmaktan kaçınmaları, 6001 sayılı Kanuna göre 15 günlük ödeme süresinin olması ve anayasal seyahat özgürlüğü hakkına istinaden geçiş anında araca el konulamaması ile gümrük çıkış noktalarında köprü ve otoyol ücret borçlarının görüntülenememesi gibi zorluklarla karşılaştığınız belirtilerek,
-İhlalli geçişlere ilişkin faturanın tahsil anında düzenlenmesi konusunda Vergi Usul Kanununun mükerrer 257 nci maddesi kapsamında izin verilmesi,
-15 inci günün sonunda ihlalli geçiş statüsü kazanan geçişlere ilişkin bankalar aracılığıyla ya da direkt olarak gişelerinizde tahsil edilecek 6001 sayılı Kanun kapsamında olan geçiş ücretinin dört katı tutarındaki cezanın tahsili anında gelir kaydedilmesi ve bu suretle belgelendirilmesi ve muhasebe kaydının nasıl olacağı,
-İhlalli geçişlerin tahsilat anında belgelendirilmesinin mümkün olmaması halinde ise şüpheli ticarî alacak karşılığı ayrılması aşamasında; bariyerli geçişlerde araç kullanıcılarına verilen perakende satış fişi ve ihlalli geçiş bildiriminin, serbest geçişlerde ise ihlalli geçiş bildirimi verilememesi nedeniyle ileride bilgilerine ulaşılması durumunda kendilerine yapılacak kısa mesaj bildirimlerinin veya şirketin resmi internet sitesinde listelerin ilan edilmesinin Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesi kapsamında birden fazla yazılı isteme olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği ve alacağın ihlalli hale geldiği 15 inci günün sonunda karşılık ayrılıp ayrılmayacağı, ayrılmayacaksa belirtilen teknik ve ekonomik sorunlar dikkate alınarak hangi yöntemin uygulanacağı,
hususlarında görüş talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
I-KURUMLAR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN DEĞERLENDİRME:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde, kurumlar vergisinin mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu Kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmış, Kanunun 40 ıncı maddesinde de, safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmıştır.
Ayrıca, Gelir Vergisi Kanunu uygulamasında, ticari kazancın tespitinde "tahakkuk esası ilkesi" ile "dönemsellik ilkesi" olmak üzere iki temel ilke geçerlidir. Tahakkuk esası ilkesinde, gelir veya giderin miktar ve mahiyet itibariyle kesinleşmiş olması, yani geliri veya gideri doğuran işlemin tekemmül etmesinin yanı sıra, miktarının ve işlemden kaynaklanan alacağın veya borcun ödeme şartlarının da belirlenmiş olması gereklidir. Dönemsellik ilkesi ise bu gelir veya giderin ilgili olduğu döneme intikalinin sağlanması olup, "Dönemsellik" kavramı gereği işletmeler, gelir ve giderlerini tahakkuk esasına göre muhasebeleştirmek; hasılat, gelir ve kârlarını aynı döneme ait maliyet, gider ve zararlarla karşılaştırmak durumundadır. Bu ilke uyarınca gelir ve giderlerin ilgili oldukları döneme kaydedilmesi gerekmektedir.