SORULAR/CEVAPLAR
Aşağıdaki hallerde sözleşmenin kurulup kurulmadığını, sözleşme kurulmuş ise bu sözleşmenin geçerli bir sözleşme olup olmadığını değerlendiriniz. …
1) (B), maliki olduğu apartman dairesini kiralamaya karar verir. Bunun üzerine dairenin camlarına, dışarıdan görünecek bir şekilde “Sahibinden kiralık 3 + 1 daire, 5000 TL” yazısının, evin odalarının fotoğraflarının ve cep telefonu numarasının olduğu bir ilan asar. Bu ilanı gören (A), (B)’yi cep telefonundan arayarak “Evi tutuyorum.” der. Bu sözleşme kurulmuş mudur?
Sözleşme, tarafların karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları ile kurulur (TBK m. 1). Bu irade beyanlarından zamansal açıdan önce gelen irade beyanı “öneri”dir. Öneri, kurulacak olan sözleşmenin esaslı unsurlarını ve bağlanma niyetini içermelidir. Öyle ki, önerinin muhatabının onayıyla (kabul beyanıyla) sözleşme kurulmuş olur. Olayda sözleşmenin kurulup kurulmadığını tespit edebilmek için tarafların irade beyanlarının hukuken nitelendirilmesi gerekmektedir. Öyle ki, eğer ev sahibi (B)’nin, evinin camına astığı ilan öneri olarak nitelendirilebilirse, bu durumda (A)’nın “Evi tutuyorum.” şeklindeki irade beyanıyla sözleşmenin kurulmuş olduğunun kabulü gerekir. Eğer (B)’nin ilanı öneri olarak nitelendirilemezse, (A)’nın irade beyanı da ortada bir öneri mevcut olmadığı için kabul niteliğine sahip olmayacaktır.
Türk Borçlar Kanunu’nda önerinin bir ya da birkaç kişiye yöneltilmesine ilişkin bir sınırlama mevcut değildir; bu yüzden genele yapılan öneri de geçerli bir öneridir.Nitekim bu durum Türk Borçlar Kanunu’nun “bağlayıcı olmayan öneri ve herkese açık öneri” başlığını taşıyan 8. maddesiyle de doğrulanmaktadır. Böylece (B)’nin, evinin camına asmış olduğu ilanın niteliği değerlendirilirken, bu ilanın belirli bir muhataba yönelmemiş olması bir sorun teşkil etmeyecektir.
Olaya konu olan konut kirası sözleşmesinin objektif esaslı unsurlarını kiralanacak olan konut ve kira bedeli oluşturmaktadır. Kiralanacak olan konutun özellikleri (ve fotoğrafları) ve kira bedeli ilanda belirtildiği için, bu ilanın objektif esaslı unsurları taşıdığı da kabul edilebilir. Ancak bu olayda esas sorun, bir önerinin taşıması gereken bir diğer özellik olan bağlanma niyetinde ortaya çıkmaktadır. Bağlanma niyetinden kasıt, önerenin karşı tarafın kabulüyle sözleşmenin kurulmasına ilişkin arzusudur. Bağlanma niyeti, bir öneriyi öneriye davetten ayıran en önemli noktadır.Ancak, bazı sözleşme türleri açısından genele yapılmış önerilerin bağlanma niyetinden yoksun olduğu kabul edilmektedir. Örneğin bir işverenin gazeteye iş ilanı vermesi veya olayda olduğu gibi bir taşınmaz kirası için cama ilan yapıştırılması durumunda, irade beyanını yapan kişinin bağlanma niyetine sahip olduğunu söylemek güçtür.Bu tür sözleşmeler, kişisel özelliklerin ön plana çıktığı (intuitu personae) sözleşmelerdir. Bu yüzden bu tür sözleşmelere ilişkin olarak genele yönelik ilanların bir öneri değil, öneriye davet niteliğinde olduğu kabul edilir. Bu durumda (B)’nin yaptığı öneriye davet üzerine (A)’nın “Evi tutuyorum.” ifadesi bir öneri olarak nitelendirilecek ve olayda (B)’nin kabul beyanından bahsedilmediği için sözleşmenin henüz kurulmamış olduğu kabul edilecektir.
2) (A) aracını, girişinde saatlik fiyat tarifesinin bulunduğu bir otoparka herhangi bir görevlinin müdahalesi olmaksızın park eder. (A) ile otopark işletmesi arasında sözleşme kurulmuş mudur?
Olayda, otopark işletmesinin fiyat tarifesini yazmış olduğu tabelanın, genele açık bir öneri olarak değerlendirilmesi gerekir. Zira sözleşmenin esaslı unsurlarını içeren ve otopark işletmesinin bağlanma niyetini ortaya koyduğu kolaylıkla düşünülebilecek bir irade beyanı söz konusudur. Otopark işletmesiyle kurulacak olan sözleşmede kişisel özelliklerin ön plana çıktığı, böylece bağlanma niyetinin bulunmadığını ileri sürmek de mümkün gözükmemektedir. Böylece ortada genele yapılmış bir önerinin bulunduğunu tespit ettikten sonra, sözleşmenin kurulması için gereken ikinci irade beyanı olan kabulün araştırılması gerekmektedir.
Kabul, önerene yöneltilen ve sözleşmeyi öneriye uygun olarak kurma arzusunu kesin olarak ortaya koyan irade beyanı olarak tanımlanmaktadır.Kanunda veya tarafların aralarında yaptığı bir anlaşmada, kurulacak olan sözleşmenin bir şekil şartına bağlanmış olduğu haller saklı olmak üzere, kabule ilişkin irade beyanının herhangi bir şekil şartını sağlamasına gerek yoktur.Bu doğrultuda, kabul beyanının açık (örneğin sözlü veya yazılı bir şekilde) ya da örtülü olması mümkündür. Kabul beyanının, kanaat verici bir davranışla yapılması da pekala mümkündür.Olayda, arabasını otoparka park eden (A)’nın bu davranışının, otopark işletmesiyle bir sözleşme kurmak yönünde kanaat verici bir davranış olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Bu yüzden taraflar arasında geçerli bir sözleşme kurulmuştur.