Aşağıdaki hallerde ortaya çıkan zarardan kimin sorumlu olduğunu ve bu sorumluluğun…
SORULAR/CEVAPLAR
1) (A), sahibi olduğu aracı kullanırken direksiyonun kitlenmesi nedeniyle bir evin bahçe duvarına çarpmış ve bu duvarın hasara uğramasına neden olmuştur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun (‘KTK’) 85. maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”
KTK’nın ilgili hükmü uyarınca araç işletenin ve varsa teşebbüs sahibinin sorumluluğu, bir kusursuz sorumluluk halidir. Bilindiği üzere kusursuz sorumluluk halleri, Borçlar Kanunu’nun muhtelif hükümlerinde ve bazı özel kanunlarda da düzenlenmiştir. Bu özel kanunlar arasında Türk Sivil Havacılık Kanunu, Petrol Kanunu, Çevre Kanunu gibi kanunların yanı sıra KTK da bulunmaktadır. KTK m. 85 uyarınca araç işleten kişinin, bu yüzden birinin vücut bütünlüğüne veya bir şeye zarar vermesi halinde, verdiği bu zarardan kusurdan bağımsız olarak sorumlu olması gerekir. KTK m. 85’te düzenlenen bu kusursuz sorumluluk halinin dayandığı esas, tehlike sorumluluğudur. Tehlike sorumluluğunun öngörülmesinin arkasında yatan sebebin, giriştikleri faaliyetle ya da işlettikleri bir teşebbüs ile çok sayıda kazaya veya sayı ya da nitelik bakımından büyük zararlara yol açma ihtimali bulunanların, bu zararlardan sorumlu tutulması olduğu kabul edilmektedir.
KTK m. 85 uyarınca sorumluluğun söz konusu olabilmesi için, kazanın karayollarında gerçekleşmiş olmasının yanı sıra, motorlu bir aracın işletilmesi (hareket halinde olması) sırasında gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Bunun yanı sıra işletenden ve varsa teşebbüs sahibinden talep edilebilecek zararlar da bir kimsenin ölmesinden ya da yaralanmasından doğan maddi zararlar ve bir mala verilen maddi zararlar ile sınırlıdır.
İşleten kavramı KTK m. 3’te şu şekilde tanımlanmıştır: “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir.” Olayda, aracın sahibi (A)’nın aynı zamanda işleten olduğu görülmektedir. Araç hareket halinde olduğu için, işletilme durumunda olduğu ve verilen zararın bir şeye ilişkin olduğu, bu nedenle KTK m. 85 kapsamına girdiği de açıktır. Kazanın sebebinin, (A)’nın kusurundan bağımsız bir şekilde direksiyonun kitlenmesi olması da bu sorumluluğun kurulması bakımından etkili olmayacaktır.Dolayısıyla (A)’nın, aracın işletilmesinin neden olduğu bu maddi zararı gidermesi gerekmektedir.
2) Hırsız (H), (A)’nın aracını otoparktan çalmıştır. Aracıyla arkadaşlarına gösteriş yapmak için yaşadığı mahalleye giderken, karşıdan karşıya geçmeye çalışan yaya (Y)’ye çarpmış ve ölümüne sebep olmuştur.
Bu olayda bir motorlu aracın, karayollarında işletilme halindeyken neden olduğu bir kaza sonucunda bir kimsenin ölümü söz konusu olmuştur. Bu bakımdan aslında KTK m. 85’in kapsamına giren bir sorumluluk söz konusudur. Fakat bu sorumluluğun süjesinin kim olduğu sorgulanabilir; zira KTK m. 85 uyarınca sorumlu tutulan kişi, aracın işleteni ve varsa teşebbüs sahibidir. Bu sorunun yanıtı, KTK m. 107’de bulunur. “Çalınan veya gasbedilen araçlardan sorumluluk” başlıklı ilgili hükme göre “Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir.” Bu durumda (H), verdiği zarardan dolayı işleten gibi sorumludur. Aracın sahibi (A) ise, aracın çalındığını biliyor veya bilebilecek durumdaysa, (H) ile müteselsilen sorumlu olacaktır.
Belirtmek gerekir ki KTK bağlamında kurulacak olan bu kusursuz sorumluluk, sadece ölüm nedeniyle ortaya çıkan maddi zararlara ilişkin olup, ölen kişinin yakınlarını talep edebileceği manevi zararı kapsamayacaktır (KTK m. 90). Manevi zarar talepleri BK’nın genel hükümlerine göre talep edilebilecektir.
3) (A)’nın aracı, park halindeyken bir anda freni boşalmış ve otoparkta temizlik yapmakta olan görevli (T)’nin iki aracın arasında sıkışarak yaralanmasına neden olmuştur.