(A), yan mahallede kurulan organik pazara gitmek için evinden çıkar ve yolda komşusu…
SORULAR/CEVAPLAR
1) (A)’nın desteğinden yoksun kalan kişilerin (K)’den tazminat talep etmesi mümkün müdür? Hangi şartlar altında?
(A)’nın desteğinden yoksun kalan kişilerin, (K)’den tazminat talep edebilmesi, (K)’nin haksız fiil sorumluluğunun doğması için gereken şartların mevcut olmasına bağlıdır. Bu şartlar bilindiği üzere hukuka aykırı bir fiil, kusur, zarar ve bunlar arasındaki uygun nedensellik bağıdır. (A)’nın ölümüyle sonuçlanan bu olayda zararın bulunduğu, vücut bütünlüğünün ve yaşama hakkının (mutlak hak) ihlaline neden olan bu fiilin hukuka aykırı olduğu ortadadır. Motorlu bisikletini sürdüğü sırada gereken özeni göstermeyen (telefonuyla ilgilenen) (K)’nin, bu fiilin ortaya çıkmasında ağır ihmal derecesinde kusurlu olduğunu ve söz konusu fiil ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunduğunu söylemek de mümkün gözükmektedir. Bu durumda (K)’nin haksız fiil sorumluluğu söz konusu olacaktır. Ölüm halinde talep edilebilecek olan zararlar, BK m. 53’te sınırlı olmayan bir şekilde sıralanmıştır. Bu zarar kalemleri arasında bir yansıma zarar olan destekten yoksun kalma tazminatı da yer almaktadır. Buna göre, (A)’nın desteğinden yararlanan ve (A) ölmemiş olsaydı yararlanmaya devam edeceğini ortaya koyabilen kişilerin, (K)’den uğradıkları yansıma zararın tazminini istemesi mümkün gözükmektedir.
2) (A)’nın kask takmaksızın motorlu bisiklete binmesinin, (K)’nin tazminat sorumluluğuna etkisi ne olabilir?
(A)’nın, niteliği ve kullanıldığı yer (kara yolları) itibariyle bir tehlike arz eden motorlu bisiklete binerken kask takmaması, (A)’nın uğramış olduğu zararın ortaya çıkmasına veya artmasına neden olmuş olabilir. Zarar görenin (birlikte/müterafik) kusuru, zarar görenin “makul bir insandan beklenen davranışta bulunmayarak zararın meydana gelmesinde veya artmasında etkili olması” olarak tanımlanmaktadır.(1) Zarar görenin birlikte kusuru kural olarak BK m. 52 uyarınca bir tazminattan indirim sebebi teşkil etmektedir. Bununla birlikte, zarar görenin kusurunun zararın meydana gelmesinin başlıca sebebi olduğu kabul edilebildiği takdirde, zarar görenin kusuru uygun illiyet bağının kesilmesine ve haksız fiil sorumluluğunun kurulmamasına da neden olabilir.
Somut olayda (A)’nın motorlu bisiklete binerken kask takmaması, (A)’nın yaşanan trafik kazası sonucunda hayatını yitirme riskini arttırmıştır. Bu yüzden (A)’nın bu ihmalinin birlikte kusur olarak değerlendirilmesi ve BK m. 52 uyarınca bir tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmesi gerekmektedir.(2)
3) (K)’nin (A)’yı sadece iyilik yapmak amacıyla, bir karşılık almaksızın motorlu bisikletiyle bir yere taşımayı kabul etmesinin (K)’nin tazminat sorumluluğuna etkisi ne olabilir?
(K)’nin (A)’yı, bir karşılık almaksızın bir yere götürmeyi kabul etmesi, (K) ile (A) arasında bir “hatır için taşıma” ilişkisinin olduğunu göstermektedir. Hatır için taşıma, araç işletenin herhangi bir karşılık almaksızın (veya taşımanın karşılığını almaksızın)(3) nezaket kuralları ya da kişisel ilişki gereği taşıma anlamına gelmektedir. Başka bir ifadeyle hatır için taşıma durumunda, taşıyan açısından bir menfaat bulunmamakla birlikte, bu durumdan hatır için taşınan kişi yarar sağlamaktadır.
Hatır için taşıma, Karayolları Trafik Kanunu’nun (‘KTK’) 87. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir: “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.” Motorlu araç işletenin sorumluluğu KTK m. 85 uyarınca tehlike esaslı bir kusursuz sorumluluk olsa da, bu taşımanın hatır için yapılmış olması durumunda araç işletenin kusursuz sorumluluğunun değil, kusur esasına dayalı ve genel hükümler uyarınca tesis edilecek bir sorumluluğunun söz konusu olacağı düzenlenmiştir. Başka bir deyişle kanun koyucu, hatır için taşımanın söz konusu olması durumunda, kusursuz sorumluluk yerine kusur sorumluluğunu kabul ederek, taşıyan kişinin sorumluluğunun kapsamını daraltmıştır. Somut olayda bir motorlu bisikletle yapılan taşıma söz konusu olduğundan, bu taşıma KTK m. 103 uyarınca KTK’nın değil, BK’nın genel hükümlerine tâbi olacaksa da, kanun koyucunun hatır taşımasına ilişkin bu yaklaşımının akılda tutulmasında yarar vardır.
Hatır taşıması olduğunda, Yargıtay’ın da yerleşik içtihadı, bunun bir tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilmesi yönündedir. Zarar veren için yarar sağlamayan bir fiil sonucunda zararın doğması durumunda bunun bir tazminattan indirim sebebi olacağı Kanun’da açıkça düzenlenmiş değildir. Bununla birlikte BK m. 51, “Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.” hükmü dikkate alındığında, taşımanın zarar veren açısından bir hatır işi olması, durumun gereği ifadesi içinde değerlendirilerek bir indirim sebebi olarak kabul edilmelidir.(4) Nitekim sözleşmesel sorumluluğa ilişkin BK m. 114/1’in üçüncü cümlesi de “İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir.” buyurarak, Kanun’un amacının bu yönde olduğunu ortaya koymaktadır. Gerek BK m. 51’de yer alan “durumun gereği” ifadesi, gerekse BK m. 114/1’in kıyasen uygulanması suretiyle, somut olaydaki haksız fiilin hatır taşımasından kaynaklanması bir tazminattan indirim sebebi olarak ele alınabilecektir.