OLAY
Müteahhitlik yapan A, Kayseri’de 50 dairelik bir konut inşaatına başlamıştır. A’nın…
SORULAR/CEVAPLAR
1) B, kendisine karşı takip yapılmadan önce söz konusu senede ilişkin olarak, borcunun senette belirtilen miktar kadar olmadığını ileri sürmek isterse, başvurabileceği bir yol var mıdır?
B’nin borcunun senette belirtilen miktar kadar olmadığı iddiası, bir tespit davası konusudur. Burada B, bir borcun olmadığını yani menfi bir durumundan tespiti konusunda bir iddiada bulunmaktadır. Bu iddia menfi tespit davasının konusunu oluşturur.
Bir kişinin tespit davası (dolayısıyla menfi tespit) açabilmesi için bu davayı açmakta hukuki yararı bulunması gerekir. B’nin henüz kendisine karşı bir takip veya dava açılmadığı dönemde, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilmesi için hukuki yararı bulunması gerekir.
B’nin A’ya karşı yapmış olduğu bildirim takas niteliğindedir ve takas, takas beyanının muhataba ulaştığı anda hukuki sonuçlarını doğurur. Dolayısıyla B’nin senetten olan borcu, takas beyanının A’ya ulaştığı anda, 10000 USD eksilir. Artık borç takastan arta kalan miktar kadardır. B’nin borcu takas sonucu azalmasına rağmen, A’nın elinde 50.000 TL değerinde bir senet bulunmakta ve bu senetle B’ye karşı bir icra takibine geçmesi muhtemeldir. Dolayısıyla B’nin burada kendisine takip açılmadan önce borcun belirtilen miktar kadar olmadığının tespiti için dava açmasında hukuki yararı vardır. B’nin açtığı menfi tespit davasından sonra A, B’ye karşı takibe başvurursa, B alacağın %15’i miktarındaki teminat karşılığında takibin durdurulmasını talep edebilir.
2) Söz konusu takibe süresinde itiraz edemeyen B, senette yazılı miktar kadar borçlu olmadığını hangi yolla ileri sürebilir? B’nin başvuracağı yolun takibe bir etkisi var mıdır?
B kendisine gönderilen takibe süresinde itiraz edemezse, takip kesinleşir ve haciz aşamasına geçilir. Ancak takibin kesinleşmiş olması, B’nin A’ya borçlu olduğu sonucunu kesin olarak doğurmaz. B, bu halde de kendisinin A’ya borcu olmadığı veya borcun takipte belirtilen miktar kadar olmadığı yönünde bir menfi tespit davası açabilir. B’nin bu davayı açmasında hukuki yararı vardır. Zira borcundan fazla bir miktar için kendisine karşı takip yapılmaktadır. Takipten sonra açılan menfi tespit davasında takibin ihtiyati tedbir kararı ile durdurulması mümkün değildir. Ancak yatırılacak teminat ile icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmesi konusunda bir ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
3) A’nın kendisine karşı başlattığı takibe süresinde itiraz edemeyen B, daha sonra Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde senedin sahte olduğu ve bu sebeple A’nın kendisi aleyhine başlattığı takibe dayanak ettiği senette belirtilen borcunun olmadığı yönünde bir dava açmıştır. B’nin açmış olduğu davanın niteliği ve takibe etkisini tartışınız?
Yapılan takibe dayanak olarak gösterilen senedin sahte olduğu iddiası, borcun olmadığı yönünde bir iddiadır ve menfi tespit davasının konusunu oluşturur. Yani senedin sahteliği için açılmış olan bir dava aynı zamanda bir menfi tespit davası niteliğindedir. Takip devam ederken senedin sahteliği nedeniyle bir menfi tespit davası açılırsa, söz konusu takip hakkında İİK m. 72 hükmü mü yoksa HMK m. 209/I hükmümü uygulanacağı hususu tartışmalı olsa da, genel kabule göre, İİK m. 72, borçlu olunmadığına ilişkin açılacak menfi tespit davaları bakımından genel nitelikte bir hükümdür. Yani borçlu olmama sonucunu doğuracak tüm iddialar bakımından İİK m. 72 genel bir düzenlemedir. Ancak HMK m. 209/I senetlerin sahteliği bakımından özel bir düzenleme niteliğindedir. Bu bakımdan adi bir senedin sahteliği nedeniyle bir dava açıldığında, bu belgenin dayanak teşkil ettiği takip HMK m. 209 uyarınca kendiliğinden durmalıdır.
B, kendisine gönderilen ödeme emrinde belirtilen sürede, borca yetecek miktarda mal…
4A) Haciz memuru haciz yaparken borçlunun mal beyanında bulunduğu mallar dışındaki mallarda haciz yapması mümkün müdür?
İcra müdürü kural olarak borçlunun mal beyanı ile bağlı değildir. Şöyle ki, icra müdürü borçlunun yaptığı mal beyanının borca yetecek miktarda olup olmadığını değerlendirme konusunda takdir yetkisi vardır. İcra müdürü yapılan mal beyanının borca yetmediğini belirlediğinde borçlunun, beyanın dışında kalan malları üzerine de haciz koyması mümkündür. Ancak borçlu tarafından yapılan mal beyanı borca yetecek miktarda ise, icra müdürü borçlunun menfaati gereği borçlunun haczedilmesini yani mal beyanında gösterdiği malları haczetmesi gerekir.
4B) B’nin mal beyanında bulunmadığı varsayımında, icra müdürü B’nin A’dan satın aldığı ve haline münasip olan evini haczedebilir mi?
İİK m. 82/I,12’ye göre borçlunun borcundan dolayı haline münasip evi haczedilemez. Ancak bu istisna, bu eşya bedelinden doğmaması haline münhasırdır. Diğer bir ifade ile evin borcundan dolayı yapılan takiplerde, ev borçlunun haline münasip bir ev olsa bile, haczedilebilir.