OLAY
Mirasbırakan Bay (M) öldüğünde geride kalan yakınları eşi Bayan (E), kızı Bay (K)…
SORULAR/CEVAPLAR
1) Mahkemece Bay (M)’nin ergin Bay (O)’ya üniversite eğitimi sona erinceye dek irat biçiminde yardım nafakası ödemesine hükmedilmiş, karar kesinleşmiştir.
MK m.176, f.3 uyarınca irat biçiminde ödenmesine hükmedilen nafaka borcu taraflardan birinin ölümü ile sona erer. Ayrıca, külli halefiyet ilkesinin sonucu olarak, mirasbırakanın alacaklarının yanında borçları da bir kül olarak mirasçıya geçer. Bunun sonucu olarak, alacaklı ve borçlu sıfatları bir kişide toplandığından borcun bu suretle sona erdiğini söylemek de mümkündür.
Somut olayda, mirasbırakanın Bay (O)’ya olan nafaka borcu Bay (M)’nin ölümü ile sona ermiştir.
2) Mirasbırakan, ölümünden yıllar önce eşi Bayan (E) lehine İzmir’deki müstakil ev üzerinde süresiz intifa hakkı tesis etmiştir.
Mirasbırakanın tek külli halef mirasçısı olduğunda, sınırlı ayni hak ile mülkiyet hakkı mirasçının şahsında birleşir.Bunun sonucu olarak, mirasçı, içinde tasarruf yetkisini de barındıran ve daha geniş bir mutlak hak olan mülkiyet hakkına sahip olur, malik sıfatını kazanır; sınırlı ayni hak ise ortadan kalkar.
Buna karşılık, miras, çoğu zaman birden fazla külli halef mirasçıya kalır. Bu durumda mirasçılar arasındaki bu kişiler birliği, mirasçılar ortaklığı (communauté heréditaire) olarak nitelendirilir. MK m.640 uyarınca, Birden çok mirasçı bulunması hâlinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Elbirliği ortaklığı, mirasbırakanın yasal ve atanmış mirasçıları arasında olur. Buna karşılık, vasiyet alacaklıları külli halef olmadıklarından, onlar bu ortaklığa dahil değildir. Elbirliği ortaklığında, her bir mirasçı terekeye dahil tüm değerlere elbirliğiyle sahiptir.
Bu itibarla, birden fazla mirasçının varlığı halinde, sınırlı ayni hak sahibi olan mirasçı, mülkiyet hakkına sahip olmakla beraber bu hakka elbirliğiyle sahiptir. Bu nedenle, bu hakkı tek başına kullanabilmesi mümkün olmaz. Zira hiçbir mirasçının tereke üzerinde herhangi bir bireysel hakkı olamaz.
Bu durumda, intifa hakkı sahibi Bayan (E), mirasbırakanın ölümünden sonra sınırlı ayni hakkını tüm külli halef mirasçılara karşı ileri sürebilecektir.
3) Mirasbırakanın kurnaz kızı Bayan (K), babasının ölümünden sonra, Buzlu Gıda A.Ş.’yi aynı sektörde çalışan eşi Bay (L)’ye gizliden gizliye satma planları yapmaktadır.
Mirasçıların tereke üzerinde elbirliğiyle malik olmasının en önemli sonuçlarından biri de, bunların her durumda birlikte hareket etmesi gerekliliğidir. MK m.701 ve m.702 uyarınca gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için mirasçıların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir. Bu itibarla, malı kullanırken, ondan yararlanırken, malı devrederken, alacağı tahsil ederken, dava açarken mirasçıların hep birlikte elbirliğiyle hareket etmeleri gerekir. Aksi, tasarruf işleminin geçersizliği sonucunu doğurur.
Bu durumda, Bayan (K)’nın söz konusu şirketi Bay (L)’ye tek başına satıp devretmesi hukuken mümkün değildir. Bu sonuç, ancak ve ancak tüm külli halef mirasçıların oybirliğiyle vereceği karara ve bu yönde hareket etmelerine bağlıdır.
4) Bayan (K), Bay (M)’den kalan İstanbul’daki 1.000.000 TL değerindeki araziyi bir iş adamına satmak üzere onunla sözleşme yapmıştır.
Yukarıdaki örnekte açıkladığımız gibi, mirasçıların terekeye dahil malvarlığı üzerinde tasarruf etmesi onların elbirliğiyle hareket etmesine bağlıdır. Ancak borçlandırıcı işlem bakımından bir ayrım yapmak gerekir. Bir kimse, kendisine ait olmayanı dahi satabilir (borçlandırıcı işlemi yapabilir) ancak tasarruf işlemi aşamasında tıkanır; tasarruf yetkisi olmadığı için malın mülkiyetini devredemez ve borçlandırıcı işleme aykırılık nedeniyle BK m.112 uyarınca tazminat sorumluluğu doğar. Bu dikkate alındığında, mirasçının elbirliğiyle sahip olduğu mala ilişkin satım borcu altına girmesi evleviyetle mümkündür.
Somut olayda, Bayan (K)’nın söz konusu arazi üzerinde tek başına tasarruf etmesi mümkün değildir. Her nasılda tapuda bu işlemi gerçekleştirmiş olursa, alıcı iş adamı adına yapılan tescil, gerçek hak durumunu yansıtmayan bir yolsuz tescil olacaktır.
5) Mirasbırakan Bay (M), ölümünden önce hazırladığı resmi vasiyetnamede “İzmir’deki müstakil ev eşimin, İstanbul’daki arazi kızımın, banka hesabında 875.000 USD oğlumun olsun” yazmıştır.