1) Dünya çapında ün salmış sanatçı Bay (M) öldüğünde Bodrum’da oturduğu ve kardeşine ait müstakil ev üzerinde oturma hakkına sahiptir. Bay (M), ayrıca, ölümünden bir hafta önce, hatırlı bir arkadaşı olan İtalyan ses sanatçısı Bayan (E)’nin portresini çizmek üzere kendisi ile anlaşmıştır.
Mirasbırakanın ölümü ile mirasçılarına geçen, devredilebilir malvarlığı, miras hukukunda “tereke” olarak isimlendirilir. Mirasbırakanın malvarlığı çoğu zaman tereke ile örtüşmekle birlikte, bunun istisnaları da vardır. Zira, devredilemez, mirasçılara geçmesi mümkün olmayan malvarlığı değerleri terekeye de dahil değildir.(1) Ancak, kişiye sıkı sıkıya bağlı nitelikte olup kişilik sona erdiğinde sona eren bazı malvarlığı hakları, değerleri de vardır. Örnek vermek gerekirse, oturma hakkı, iş görme, mal ya da para kullandırma, şahsi edimler, kişiye bağlı alacak haklarından nafaka alacakları, terekeye katılmaz ve mirasçılara geçemez.
Somut olayda Bay (M)’nin oturma hakkı, malvarlığına dahil olan ve maddi bir değer taşıyan bir sınırlı ayni hak olarak malvarlığına dahildir. Ancak bu hak, şahsa sıkı sıkıya bağlı olma niteliği itibarıyla devredilemez ve mirasçılara geçmez. Zira oturma hakkı sahibinin kimliği, kişiliği malik bakımından çok önemlidir. Aksinin kabulü, mülkiyet hakkının zedelenmesi sonucunu doğurabilirdi.(2)
Öte yandan, ressamlık yapan Bay (M), Bayan (E) ile yaptığı eser sözleşmesi uyarınca onun portresinin çizme borcu altına girmiştir. Aksi kararlaştırılmadığı sürece, bu şahsi bir edim olup, borçlusunun ölümüyle mirasçılara geçmez.
2) Bir üst soruda bahsi geçen Bay (M)’nin aynı zamanda Nişantaşı’nda bir apartman dairesi bulunmaktadır. Bay (M), öldüğü günün sabahında gönderdiği bir e-mailde bu daireyi bir tanıdığı olan Bay (K)’ye aylık 2.000 USD karşılığında bir yıllığına kiraya vermeyi teklif etmiştir. Bay (K) ise Bay (M)’nin ölümünden bir saat sonra gönderdiği cevabında Bay (M)’ye ait evde oturmaktan büyük zevk duyacağını yazmıştır.
MK m.599, f.1 ve f.2 uyarınca mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanunda öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar.(3) Hemen belirtelim ki, burada sayılan tereke değerleri sınırlı sayıda olmayıp, listeyi uzatmak mümkündür. Tümevarım yöntemini uygulayarak yasada sayılan örneklerden bir kurala varmak gerekirse, mirasbırakanın para ile ölçülebilen tüm malvarlığı hakları ile borçları, mirasçılara intikal edebilir niteliktedir. Mülkiyet, irtifak hakları (intifa ve oturma hakkı hariç), rehin gibi ayni haklar, mülkiyeti saklı tutma sözleşmesindeki gibi ayni beklenen haklar, eser sahibinin mali hakları, tüm alacak hakları, şirket hisseleri, sahip olunan ticari işletmenin bütünü, zilyetliğe bağlanan sonuçlar, öneriyle bağlılık ve benzerlerinin mirasçılara devri mümkün tereke değerleri olarak sayılması mümkündür.(4)
Somut olayda Bay (M), ölmeden önce Nişantaşı’ndaki evini 2.000 USD’ye kiraya vermeye hazır olduğunu Bay (K)’ye bildirerek, ona BK m.1 bağlamında bir öneride bulunmuştur. Bay (K) de bu öneriyi kabul etmiş ve sözleşme kurulmuştur. Bay (M) ölmüş olsa dahi, mirasçıları Bay (M)’nin bu önerisiyle bağlı olacaklar, Bay (M)’nin öldüğü iddiasıyla öneriyle bağlılıktan kurtulamayacaklardır.
3) Mirasbırakan S.A.’nın mirasçıları, S.A.’nın çok meşhur bir şarkısına ilişkin manevi hakların kendisinde olduğu iddiasıyla bir televizyon programında bu şarkıyı söyleyen kişiye karşı manevi tazminat davası açmak istediklerini söyleyerek avukat olarak size danışmış olsalardı, hukuki değerlendirmeniz ne olurdu? (YHGK E. 1981/4-70 K. 1983/123 T. 11.2.1983 kararından alıntı yapılmıştır.)
Fikri hakların mali ve manevi yönü günümüzde birbirinden ayrılmakta ve mali yönüyle fikri hakların mirasçılara geçebileceği kabul edilmektedir. Buna karşılık, bir eserin çoğaltılarak yayılması, eser sahibinin adının anılması(5) ve eserde değişiklik yapılması gibi manevi hakların(6) da mirasçılara geçebileceği kabul edilmektedir.(7) Bu itibarla kişiliğin para ile ölçülebilen birtakım manevi uzantılarının mirasçılara devri mümkündür.
Somut olay, adın anılması, eserden para kazanılması, basılıp çoğaltılması ile ilgili olduğundan para ile ölçülmesi mümkündür. Bu hakkın ihlali halinde mirasçılar da manevi tazminat talep edebilir.
4) Ölüm döşeğindeki Bay (M)’nin terekesinde Türkiye’de iki ve İspanya’da bir adet olmak üzere toplam üç adet gayrimenkul, Mersin’de kurulu bir ticari işletme, banka hesabında bir miktar para bulunmaktadır. Bay (M)’nin tek mirasçısı olan eşi Bayan (E), eşinin ölümünden sonra aynı çevrede yaşamasının kendisine çok ağır geleceğini düşünmekte, içten içe, Türkiye’deki sözü edilen iki gayrimenkulü ve ticari işletmeyi satıp, banka hesabındaki parayı da çekip İspanya’ya yerleşme planları kurmaktadır. Bayan (E) bu planını ne zaman ve ne şekilde gerçekleştireceğini öğrenmek için avukat olarak size danışır.