Burada Yargıtay kararlarında “sessiz kalma yoluyla hak kaybı” olarak adlandırılan…
Konuya ilişkin olarak Türk Ticaret Kanunu’nda özel bir düzenleme bulunmamaktadır.…
“Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötü niyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez.”…
Adı geçen hükmün şartları bakımından özel bir düzenleme olduğu şüphesizdir ve haksız…
Acaba açılan bir haksız rekabet davası hangi şartlar dâhilinde MK m.2 uyarınca reddedilmelidir?…
Konuya çelişkili davranış yasağı (venire contra factum proprium) çerçevesinde yaklaşılması gerekir. Bir hukuki ilişkide bir kimse davranışı ile karşı tarafta korunmaya layık ve esaslı bir güven uyandırdıktan sonra artık bu davranışına ve uyandırdığı güvene aykırı, onunla çelişkili tutum takınamaz ve sonraki davranışlarıyla karşı tarafta hayal kırıklığı yaratamaz; aksi takdirde bu tutumu hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirilir. Bu çerçevede haksız rekabet teşkil eden fiil devam etmesine
Ancak önemle ifade edelim ki, TMK m.2’ye aykırılık sebebiyle haksız rekabet davasının…
Dolayısıyla örneğin bir kimsenin, markasının başkası tarafından haksız olarak kullanımından…
Bu noktada önemle ifade edelim ki, doktrinde “sessiz kalma yoluyla hak kaybı” söz…
Gelelim Yüksek Mahkeme’nin konu ile ilgili görüşüne: Sayfa 1015…
Uzun süre dava açılmadığı hallerde, zamanaşımı süresi dolmamış olmasına rağmen dürüstlük…
“…14. Sessiz kalma yoluyla hak kaybı, önceki hak sahibinin, hakka konu ticari ad ve işareti iyi niyetli bir şekilde kullanan kişiye karşı dava açma hakkını uzun süre kullanmaması ve ihlallere sessiz kalarak ticari ad ve işareti koruma hakkını yitirmesi demektir. Sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin temeli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesine dayanmaktadır……
15. Sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesi ticaret unvanları yönünden açılacak davalarda da söz konusudur. Gerçekten aynı veya benzer bir ticari ad ve işaretin başka bir kişi tarafından ticaret unvanında kullanılması hâlinde önceki hak sahibinin dava açarak bu unvanın terkinini veya değiştirilmesini talep etmesi mümkündür. Ancak bu hakkın kullanılması imkânının önceki hak sahibine sınırlandırılmaksızın tanınması bazı hâllerde haksız sonuçlar doğurabilmektedir. Zira iyi niyetli olarak ticaret unvanını tescil ettirmiş ve kullanmaya başlamış olan tacirin, para ve emek sarf ederek bu unvan altında yatırımlar yapması, ancak önceki hak sahibinin bu durumdan haberdar ol
16. Ticari ad ve işaretin sahibi, haklı bir sebep olmaksızın hakkını uzun süre kullanmayarak bundan sonra da kullanmayacağı yönünde bir kanaat oluşturmuşsa artık bu hakkını kullanamaması gerekir. Bu…
18. Sessiz kalma yoluyla hak kaybından bahsedilebilmesi için, önceki hak sahibinin ticari ad ve işaretin aynısının veya benzerinin ticaret unvanı olarak tescil ettirildiğini veya başkaları tarafından kullanıldığını bilmesi ve buna rağmen sessiz kalmış olması gereklidir.…
19…önceki hak sahibi dava yoluna başvurmadan önce ihtarname göndermesi de sessiz kalmadığı anlamına gelmelidir……
21. Hemen belirtilmelidir ki; sessiz kalma nedeniyle dava açılamayacağı yönündeki savunma bir def’î olmayıp itirazdır. Zira…