Şimdi de kararın gerekçelerini teker teker ele alalım(61)…
- Chapters
- Content
- Copy citation
-
Go to
: - Go to page
- Display setting
-
-
ᴀ⇣ Reduce font
On İki Levha Yayıncılık
Release date: October 2023
Pages:: 880 - 884
K. Berk Kapancı
Editör:Tolga Ayoğlu, Fülürya Yusufoğlu Bilgin, Sıtkı Anlam Altay
B. 20.04.2018 Tarihli İçtihadı Birleştirme Kararıyla Verilen Hükmün Sonucu, Getirisi, Gerekçeleri ve Bu Gerekçelere İlişkin Öznel Değerlendirmelerimiz
Öncelikle 20.04.2018 tarihli İBK’daki hüküm sonucu şu şekilde özetlenebilir: Avalde…
Aval tek taraflı bir işlemdir, oysa TBK m. 603 kişisel teminat sözleşmeleri…
Açıkçası bu gerekçe, savunulabilir olmaktan uzaktır, bir defa her şeyden önce yersiz bir kavramcılıkla soruna müdahale edilmeye çalışılmıştır. Unutulmamalıdır ki, burada kanuna karşı hilenin önlenmesine gayret edilmektedir, yani temel amaç budur. Bu amacın gerçekleştirilmesinde asıl çatışan menfaatler, kambiyo senetlerinin serbest tedavülü (ticari hayatın korunması) ve ailenin korunması olarak belirlenmelidir. Bunun ötesinde, daha en başta avalin tek taraflı bir işlem olup olmadığı bile tartışmalıdır (Bu konuda ayrıca bkz. yu
Avalde eşin rızasının aranması halinde eşin rızası da senet muhtevasına eklenecek…
Bu gerekçe özelinde menfaatler doğru tespit edilerek hareket edilmiştir, ticari alandaki bu kaygı bir nebze anlaşılabilirdir. Ancak ailenin korunması menfaatiyle bu menfaat karşı karşıya geldiğinde diğerinin üstün tutulmasının daha yerinde olacağı düşünülmelidir. Mademki, bu amacın (teminat verenin ve ailesinin korunması) sağlanması esastır ve buna mâni olabilecek kanuna karşı hile olasılıkları ortadan kaldırılmaya çalışılmaktadır, ciddi bir sorumluluğu öngören aval teminatının kapsam dışında bırakılması da kabul edilebilir gibi değildir. Dolayısıyla müdahale zorunluluğu var gibi görünmektedir.…
Eğer avalde eş rızası aranacaksa, diğer cirantaların avalin geçerli olup olmadığını…
Buradaki de anlaşılabilir bir kaygıdır, zira aval uygulaması bu zorluğa hazırlıklı bulunmamaktadır. Ancak eğer ailenin korunması noktasında temel bir hukuk politikası tercihi yapıldıysa, bu tercih takip edilmeli, sonuç itibariyle ortaya çıkabilecek zorluklar da temel amacı bütünüyle gölgelememelidir. Pek tabii, bunların nasıl giderilebileceği ise ayrıca düşünülmeyi hak edecektir. Eğer avalde eşin rızası aranırsa, eş tarafından atılacak imzanın da tıpkı aval…
Bu gerekçe, ex post (yani sonradan gerçekleşecek) bir probleme işaret etmektedir. Evet, böyle bir risk söz konusu olabilir, tabii eğer uygulamada titiz davranılmazsa! Her durumda anılan riskin oluşacağı pek söylenemez, salt bu riskin varlığı nedeniyle de korunacak kişinin korunmasına mâni olunması gerektiğinin iddia edilmesi ne kadar isabet taşır, tartışmaya açılabilir.…
Aval bir kambiyo taahhüdüdür, kambiyo senetlerine özgüdür. Bilindiği üzere kefalette…
Bu da yerinde bir kaygının ifadesidir. Gerçekten ilgili durumda, tedavül eden senedi elinde bulunduran kişiyle ailenin korunması menfaatleri karşı karşıya gelmektedir. İkisi arasında bir tercih yapılması zorunludur, aslında her ikisi de korunmayı hak edebilecek durumdadır, ama sanki kendi aralarında karşılaştırıldıklarında ailenin korunması menfaatinin daha üstün geleceği söylenebilir.…
Aval, TBK m. 584’e sonradan hükmün iş hayatını ve uygulamalarını yavaşlattığı gerekçesiyle eklenen 3. fıkra altında sayılan istisnai durumlardan bir tanesi değildir. Bu…
Bu gerekçenin isabeti konusunda şüphe duyulmalıdır. Zira burada sözü edilen madde, TBK m. 603 üzerinden kıyas yoluyla uygulanacak kefalet hukukuna ilişkin bir maddedir. Dolayısıyla bu madde özelindeki istisnalar, kefaleti ilgilendirmektedir. Kefalet, avalden -her şeyden önce kavramsal olarak- farklı bir teminattır, bu teminata ilişkin getirilen bir istisna hükmünde, onunla hiç ilgisi olmayan avalin yer almadığını söylemek pek yerinde olmayacaktır.…
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK), Türk Borçlar Kanunu’na göre daha özel bir kanundur.…
Bu da pek savunulabilir bir düşünce/gerekçe değildir, zira her iki kanun da genel kanundur. Ancak birinde (TTK’da) daha özel nitelikli hükümlerin bulunduğunu söylemek belki düşünülebilir. Yoksa toplu şekilde bu kanunlar arasında özel kanun/genel kanun ilintisi kurulamaz.…
TBK m. 603, istisnai bir düzenlemedir, dar yorumlanmalıdır, aksi…
Bu gerekçeye de şüpheyle yaklaşılabilir. Elbette ki düzenlemenin istisnai mahiyeti, kimi zaman dar yorumlanmayı gerektirebilir, ama bu dar yorum dahilinde bile, maddenin uygulama şartlarına riayet edilmeli, menfaat durumları özel olarak incelenmelidir. Ayrıca TBK m. 603’ün getirilmesinde olası bir kanuna karşı hilenin önlenmesi amacı da bulunur, bu amaç göz ardı edilmemeli hatta daha da ön plana çıkarılmalıdır.…
Ailenin ekonomik bütünlüğünün korunması düşüncesi, avalde eş rızası aranmaması sonucundan olumsuz etkilenmez. Somut…
Gerekçenin bu kısmı yerindedir. Bu düşünce çerçevesinde kanuna karşı hilenin denetimi, tekrar istisnai şartların ortaya koyulması şartıyla hâkimin takdirine bırakılmış bulunmaktadır. O zaman şu söylenilmelidir, karar genel olarak her aval verildiği olasılıkta TBK 603 üzerinden TBK m. 584’ün otoma