Türkiye’deki bir şirket yabancı bir şirketin acentesidir Acentelik sözleşmesi müvekkil…
“…Davacı vekili, davalının 08.02.2008 ile 25.05.2012 tarihleri arasında genel müdür unvanıyla müvekkili şirkette çalıştığını, kendi isteğiyle 25.05.2012 tarihinde işten ayrıldığını, müvekkili şirketin 2004 yılından beri Türkiye’deki acentesi olduğu dava dışı şirketin ise 01.06.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak kaydıyla acentelik ilişkisini sonlandırmak istediğini müvekkiline bildirdiğini, davalının müvekkili şirketteki işinden ayrılmasından sonra dava dışı şirket tarafından müvekkiline gönderilen sipariş onaylama belgesinde, davalının söz konusu şirketin acentesi olarak yer aldığının görüldüğünü, bunun dışında davalının, müvekkili şirketin bayii sıfatıyla mallarını sattığı müşterilerini gezerek dava dışı şirketin acentesinin kendisi olduğunu bildirdiğini, ayrıca davalının çalışırken vakıf olduğu müvekkili şirketin ticari sır niteliğindeki bilgilerini kullanarak şahsi çıkar sağladığını, bunun üzerine davalıya anılan hukuka aykırı işlemlerine son vermesi hususunda ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnameye cevap vermeyen davalının, müvekkili şirketin iş ilişkisi içinde olduğu yabancı şirket ile ticari ilişkisini sürdürmeye devam ettiğini, açıklanan eylemlerin haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, şimdilik 10.000 TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.…
…Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının yurt dışında mukim şirketle ticari temsilcilik ilişkisinin bulunduğu, yabancı şirketin 01.06.2012 tarihi itibariyle bu ilişkiyi sonlandırdığı, davacının da dava dışı şirketin söz konusu sözleşmeyi feshetmesine itiraz etmediği, daha sonra davalının 01.07.2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere söz konusu yabancı şirket ile acentelik sözleşmesi imzaladığı, davalının davacı şirkette işe başlarken rekabet yasağı içeren bir sözleşme imzalamadığı gibi davalının, davacı şirketteki iş sözleşmesi kıdem tazminatı ödenmek suretiyle davacı tarafından sonlandırıldığından rekabet yasağının da sona erdiği, davacının haksız rekabet yaratıldığı iddiasının soyut iddiadan ibaret bulunduğu, dosyaya yansıyan davalı eylemlerinin haksız rekabet oluşturmadığı, davalının davacı şirkette çalışırken edindiği bilgi ve deneyimleri daha sonra kullanmasının çalışma özgürlüğü kapsamında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilm[esi yerindedir]…” Kanaatimizce anılan karar aşağıda belirtilen gerekçelerle yerinde olmayabilir:…
Birincisi, somut olayda dikkat çeken nokta, genel müdürün görevden ayrılması (25.05.2012)…
İkincisi, rekabet yasağı anlaşması yapılmaması, tek başına haksız rekabetin bulunmadığına…
Üçüncüsü, davacı eski acentenin dava dışı yabancı şirketin sözleşmeyi feshetmesine…