Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ise psikolojik tacizle ilgili kanımızca isabetli olmayan…
Yüksek mahkeme somut olay bakımından ise “… davacının 06.05.2004 tarihinde çalışmak üzere işe geldiğinde işe alınmaması, alınmaması üzerine çekmiş olduğu ihtara kendisinde olan avansı ödemesinin söylenmesi, olmadığını ihtaren bildirmesi nedeni ile işe başlatılması taciz boyutunda işveren davranışları olarak nitelendirilemez. Davacının kendisi hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istemesi, işverenin bu işleme başvurmaması da taciz olarak değerlendirilemez. Davacının tekrar işe başlatılması üzerine görevinin değiştirilmesi ve ücretinin düşürülmesi ise iş şartlarında esaslı değişiklik olup, davacı 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 22. Maddesi uyarınca bu değişikliği kabul etmeme olanağına sahiptir. Nitekim davacı 4 ay bu şekilde çalıştıktan sonra iş sözleşmesini feshetmiştir. Davacı bu aşamada değişikliği kabul etmeme silahını kullanma olanağına sahip olduğu gibi tekrar işe başlatıldıktan sonra esaslı değişiklik dışında psikolojik tacize uğradığını kanıtlamış değildir. Davalının işe almaması, işe aldıktan sonra görev yeri ve ücretini düşürmesi ise kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilecek davranışlardan değildir. Ma
Yukarıda da açıklandığı üzere, psikolojik taciz, mutlaka işçinin işten ayrılması…
Bununla birlikte özel daire, işçinin kendisine yapılan davranışa karşı hukuken kullanabileceği…
Bunun gibi kararda, çalışma koşullarında yapılan esaslı değişiklik bir yandan da…
Kararda dikkat çeken bir diğer husus, işçiye kapasitesinin üzerinde iş verilmesi,…
Karara konu uyuşmazlıkta işverenin devam eden davranışlarının öncelikle davacının…