Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketinin (Türk Telekom) telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini tekel olarak yürütmesine ilişkin hak ve yetkisi 1.1.2004 tarihi itibarıyla sona ermiş bulunmakta olup, Türk Telekomun özelleştirme çalışmalarında gelinen noktada, özelleştirmenin gerçek değerinde ve en uygun koşullarda sonuçlandırılmasını teminen, bir takım ilave düzenlemelere ihtiyaç duyulmuştur.
Keza, telekomünikasyon sektöründe rekabetin yoğun olarak yaşanmaya başladığı ve Türk Telekomun tekel hakkının da sona erdiği bu noktada, beklenen özelleştirmenin ülke için en uygun şartlarda gerçekleştirilmesi, özelleştirme ile amaçlanan hedeflere ulaşılabilmesi, Türk Telekomun özelleştirme sonrasında faaliyetlerini etkin ve verimli bir şekilde sürdürebilmesi için bir takım yasal değişikliklere gerek görülmüştür.
Türk Telekomun özelleştirmesine ilişkin usul ve esaslar 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanununda düzenlenmiştir. Bu bağlamda, 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinde öngörülen “kapalı teklif usulü”nün bir takım sakıncaları görülmüştür. Kapalı zarf içindeki tekliflerin tek ve nihai olduğu, “kapalı teklif usulü” her türlü telekomünikasyon hizmetlerini yürütmeye ve telekomünikasyon alt yapısını işletmeye yetkili bulunan ve yaygın bir teşkilat yapısına sahip olan Türk Telekom için uygun bulunmamaktadır. Bu nedenle, pazarlık usulünün uygulanmasının daha uygun olacağı değerlendirilmiştir.
Ayrıca, Türk Telekom gibi katrilyonlarla ifade edilebilen büyüklükte sermayeye sahip olan bir şirketin özelleştirilmesinde, yabancı yatırımcıların da ihaleye katılması yoluyla rekabet ortamı içerisinde hak ettiği değeri bulabilmesini ve bu şekilde değerinin artırılmasını teminen; 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin üçüncü fıkrası da madde metninden çıkarılmıştır. Bu düzenleme ile amaçlanan husus, Türk Telekom hisselerinin mutlaka yabancı yatırımcılara devri olmayıp, yukarıda belirtildiği şekilde Türk Telekomun gerçek değerinde ya da bu değerin üzerinde özelleştirilmesinin sağlanmasıdır.
Yukarıda belirtilen gerekçeye ek olarak, Türk Telekomun tekel hakkının 1.1.2004 tarihi itibarıyla ortadan kalktığı da gözetilerek, 406 sayılı Kanunun ek 17 nci maddesinin birinci fıkrasının da yeniden düzenlenmesi gerekmiştir.
Diğer taraftan, telekomünikasyon sektöründe düzenleyici ve denetleyici kamu otoritesi olarak faaliyet gösteren Telekomünikasyon Kurulunun görev ve yetkilerinin ağırlığı ve önemi ile telekomünikasyon sektörünün ülke ekonomisindeki önemli yeri de gözetilerek, herhangi bir nedenle Kurul üyelerinden birden fazla eksilme olması halinde, toplantı ve karar yetersayısının oluşmamasının ve bu nedenle karar alınamamasının yaratacağı sorunların önlenmesini teminen Kurulun üye sayısı artırılmıştır.
Tasarı ile, Türk Telekom tarafından yürütülmekte olan uydu hizmetlerinin millî güvenlik ve ülke savunması açısından stratejik önemi gözetilerek, uydu hizmetlerinin yürütülmesi için ayrı bir anonim şirket kurulmasına ve bu kuruluşa ilişkin usul ve esaslar da düzenlenmiştir.
Deniz haberleşmesindeki gelişmelerin takip zorunluluğu ve bu hizmetlerin büyük yatırımları gerektirmesi nedenleriyle, Türk Telekomun özelleştirilmesi aşamasında bu hizmetler ile bu hizmetlerin yürütüldüğü Türk Telekoma bağlı Telsiz İşletme Müdürlüğü, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğüne devredilmiştir.
Bankalar Kanunu uyarınca, yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından devralman şirket ve iştiraklerden olan Devlet alacaklarının bir an önce tahsilini teminen, bu şirket ve iştiraklerin mal varlıklarının satışına ilişkin düzenlemeye de Tasarıda yer verilmiştir.