Toplam: 1.066
Av. Şeyma Akkaşoğlu / Lexpera, Ekim 2018
ıslah • kısmi dava • ek dava • kısmi davada alınan • bilirkişi raporu • kesin delil etkisi
başvurmayarak alacağının kalan kısmı için ek dava da açabilir. Ek dava açılırsa bu davaya karşı derdestlik yahut kesin hüküm itirazı öne sürülemez. Ancak ... karşılaşmaksızın ek dava açması mümkündür. İşte bu şekilde ek dava açılan durumlarda, kısmi davaya ilişkin hükmün ve yargılama esnasında alınan bilirkişi ... başlık halinde açıklayabiliriz. A. KISMİ DAVANIN TESPİTE İLİŞKİN BÖLÜMÜNÜN ETKİSİ Kısmi davanın tespite ilişkin bölümünün daha sonra açılan ek davada kesin ... tespite ilişkin bölümünün ek davada kesin hüküm teşkil ettiği görüşündedir. HGK’nın 2013/7-1728 E. 2015/1036 K. 13.03.2015 T. sayılı ilamında bu husus
Fatih Karamercan / DergiPark, 2022, Cilt 7, Sayı 12
BELİRSİZ ALACAK DAVASINDAN SONRA EK DAVA AÇILABİLİR Mİ? Fatih KARAMERCAN* Öz İlk defa HMK m. 107 hükmü ile pozitif hukukumuza kazandırılan “belirsiz ... açılmasından sonra ek dava açılıp açılamayacağı hususudur. Bu sebeple, çalışmamızın amacı, belirsiz alacak davası olarak açılmış bir dava hakkında ek dava açılıp ... açısından vardığımız sonuç ile birlikte konuya ilişkin çözüm önerimiz belirtilmiştir. Anahtar Kelimeler: Belirsiz Alacak Davası, Kısmî Dava, Ek Dava ... için; KARAMERCAN, Fatih, “Belirsiz Alacak Davasından Soma Ek Dava Açılabilir mi?”, İMHFD, Y. 2022, C. 7, S. 12, s. 83-107. KARAMERCAN/Belirsiz Alacak
Çağatay Serdar Şahin / On İki Levha Yayıncılık, Temmuz 2024, Sayfa: 195
4.Belirsiz Alacak Davası Açısından Islah ve Ek Dava Belirsiz alacak davasında davacı, gösterilen asgari miktarı daha sonra ıslah ya da karşı tarafın ... amacıyla ıslah yoluna gidilmesine gerek yoktur. Benzer gerekçelerle belirsiz alacak davası şeklinde bir dava açıldıktan sonra ek dava açılmasına da yer ... farklı olarak) kalan kısımdan feragat etmemiş sayılamaz. Bu durumda da davacının alacağının geçici talep sonucu kadar olduğu tespit edilmiş olacak ve ek dava da kesin hüküm sebebiyle usulden reddedilecektir.
Meltem Ercan Özler / On İki Levha Yayıncılık, Aralık 2019
bakımından kesilir. Diğer kısım bakımından ise devam eder. Bu nedenle bu süreler kaçırılarak zamanaşımı def’i savunması ile karşılaşılmaması adına ek davanın açılması gerekir. Dava konusu ile bağlantılı diğer bir husus dava şartı olan hukukî yarardır. Kısmî dava ile ek davanın dava konuları farklı olmakla birlikte, kısmî ya da ek davanın hukukî yarar şartı eksikliği nedeniyle usulden reddedilmemesi adına açılmalarında bir menfaat olmalıdır(334). Bu nedenle kısmî dava açılmışken hemen ardından bir ek davanın açılması halinde, hukukî yararın olmasını makul kılan yargılama masraflarından tasarruf etmenin kısmî
İdil Tuncer Kazancı / DergiPark, 2020, Cilt 28, Sayı 3
hukuki ilişkiye dair değerlendirmenin, ek dava bakımından kesin delil etkisi taşıdığının kabulü, dava konusu aynı olan davalarda çelişkili hükümler verilmesinin önüne geçecektir. Alacak miktarının hesaplandığı bilirkişi raporunun ise, hükme esas alınsa dahi, ek davada bağlayıcı olması, takdiri bir delil ... artık bir anlam ifade etmeyecektir. Hatta yazara göre kısmi davanın gerekçesinde alacağın miktarı tam olarak tespit edilmiş olsa dahi, açılacak ek davada
Hakan Pekcanıtez / On İki Levha Yayıncılık, Nisan 2023
davalar açısından önem taşır. Bu kalıp cümle kullanılmışsa, dava dilekçesindeki açıklamalardan kısmi dava açıldığı anlaşılmasa bile, davacı ileride ek dava ... kalan kısmı, ek dava açılarak istenebileceği gibi, aynı dava içerisinde ıslaha başvurularak da talep edilebilir. Başka deyişle bu iki yol birbirinin alternatifidir(30). Konuya ilişkin bir Yargıtay kararında, bu durum belirtilmiştir. “Bu haliyle kısmi ıslah, ek dava yoluyla elde edilebilecek haklara, mevcut dava içerisinde, daha basit, daha az masrafla ve daha kısa süre içerisinde kavuşma olanağı tanıyan ve bu yönüyle adeta ek dava açma yoluna alternatif
Çiğdem Yazıcı / On İki Levha Yayıncılık, Mayıs 2021
iken, asıl hukukî ilişki de inceleneceğinden derdestlik nedeniyle ek dava ya da tespit davası açılamayacağı görüşündedir (Tanrıver, Usûl, C.I, s. 577; 576; Tanrıver, HMK Revizyonu, s. 23; Tanrıver, Belirsiz Alacak, s. 17-18). (315) Yargıtay da kısmî davada verilen hükmün ek davayı etkileyeceği görüşündedir. “Davalı taraf bu ek davada derdestlik itirazında da bulunamaz. Çünkü kısmî dava ile ek davanın ilişkin olduğu alacak kesimleri, yani müddeabihleri farklıdır. Ancak kısmî davada verilen hüküm ek davayı etkileyecektir. (Bkz.Prof.Dr. Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usûlü, 6.Baskı, cilt 2, 2001, syf 1559
Özlem Söğütlü / Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Haziran 2023, Cilt 39, Sayı 2
2. Ek Dava Türleri Praetor edictum’ları ile tanınan bu davalar, Roma’da belli bir sistem içerisinde düzenlenmemiş ve belli bir ad altında da ... Glossator’lar, bu davaları “actiones adiecticiae qualitatis (ek nitelikte davalar)” olarak adlandırmışlardır(75). Ek davalar; actio quod iussu, actio de peculio, actio de in rem verso, actio tributoria, actio exercitoria ve actio institoria’dır. Ek davaların hepsinde ortak olan husus; egemenlik altında bulunan ... uzatılamayacağı belirlenir. Ek davalar, sorumluluğu genişleten davalardır. O nedenle bu davalarda yeni talepler ileri sürülemez; sadece var olan taleplerin pasif
Meltem Ercan Özler / On İki Levha Yayıncılık, Aralık 2019
olacağı ortaya konulmalıdır. Zira kısmî dava ile bakiye alacağa ilişkin ek davanın, dava konularının ayrı olması açısından bir tereddüt söz konusu değildir ... , bakiye alacağa ilişkin ek dava bakımından kesin delil niteliği taşıdığı kabul edilmektedir(178). Dava konusu açısından bakıldığında, tarafları ve vakıaları aynı olan kısmî dava ve ek davanın talep sonuçları farklıdır. Bu nedenle verilecek hükmün konusu da birbirinden farklı olur. Ancak bu durum aralarında bağlantı bulunan kısmî ve ek dava açısından birbirinden farklı ya da çelişik kararlar verilmesini de gerektirmemelidir. Bunu sağlamak üzere kısmî
Özlem Söğütlü / Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Haziran 2023, Cilt 39, Sayı 2
IV. EK DAVALAR (ACTIONES ADIECTICIAE QUALITATIS) 1. Genel Olarak Roma düşüncesine göre hukukî işlemin tarafları kişisel olarak, bizzat kendileri hukukî işleme katılmalıydı. Eski dönemlerdeki bütün halklarda olduğu gibi Romalılarda da hukukî işlemin sadece bu işlemi yapan kişinin hukuk alanında etki yaratabileceği ve bu hukukî işlemi sadece onun yapabileceği kabul edilmekteydi. Romalılar, hukukî ilişkiyi “hukukî bir zincire (iuris vinculum)” benzettikleri için ... genişletmemek ve konuyu dağıtmamak adına, sadece köleler açısından ek davalar incelenmiştir. Kaldı ki egemenlik hakkı sahiplerinin aile evlatlarından ziyade