Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

ERKAN SÖNMEZ BAŞVURUSU

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

Başkan : Burhan ÜSTÜN

Üyeler : Serruh KALELİ

Hicabi DURSUN

Hasan Tahsin GÖKCAN

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör Yrd. :Fatih ALKAN

Başvurucu : Erkan SÖNMEZ

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumu ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin reddedilmesi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/5/2014tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçlamasıyla 12/5/2010 tarihinde tutuklanmıştır. Başvurucu, hâlen Tekirdağ 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır.

10. Başvurucuya ailesi, yasal temsilcisi ve üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının yanı sıra bu kişilerin dışında kendisinin belirleyeceği üç kişi tarafından ziyaret edilme hakkı tanınmış, başvurucu bu doğrultuda üç kişinin ismini Ceza İnfaz Kurumu idaresine bildirmiştir.

11. Başvurucu, 2/8/2013 tarihli dilekçesinde ziyaretçi listesinde bulunan kişilerin kendisini ziyarete gelmemesi nedeniyle listeden çıkarılmasını ve yeni bir ziyaretçi listesi belirlenmesini talep etmiştir.

12. Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce verilen cevap yazısında, 17/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik'in (Ziyaret Yönetmeliği) 9. maddesinde ziyaretçilerin ölüm, ağır hastalık, doğal afet, hükümlü ve tutukluların nakli ya da ziyaretçinin ziyaret olanağını ortadan kaldıracak yerleşim yeri değişikliği gibi zorunlu hâller dışında değiştirilemeyeceği hükmü gereğince şartları oluşmadığından talebin reddedildiği bildirilmiştir.

13. Başvurucu 20/1/2014 tarihli dilekçesiyle Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunarak anılan kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Başvurucu bu dilekçesinde, 2010 yılı Mayıs ayından bu yana iki ziyaretçisi ile 2011 yılı Şubat ayından bu yana da diğer ziyaretçisi ile hiç görüşemediğini ve ziyaretçilerinin akıbeti hakkında bilgi sahibi olmadığını belirterek ziyaretçi listesinin değiştirilmesine karar verilmesini istemiştir.

14. İnfaz Hâkimliğinin 12/3/2014 tarihli kararıyla şikâyet reddedilmiştir. Karar gerekçesinde, ziyaretçi değişikliğine ilişkin zorunlu hâllerin bulunmadığı ve Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğünce verilen kararın Ziyaret Yönetmeliği'ne uygun olduğu ifade edilmiştir.

15. Başvurucu 24/3/2014 tarihli dilekçesiyle İnfaz Hâkimliğinin kararına karşı itiraz yoluna başvurmuştur. Tekirdağ 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/4/2014 tarihli kararıyla İnfaz Hâkimliği kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazı reddedilmiştir. Bu karar, başvurucuya 7/5/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Başvurucu 8/5/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

17. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında hükümlü ve tutukluların ziyaretçi listelerine ceza infaz kurumları tarafından yapılan müdahalelere dayanak oluşturan mevzuata yer verilmiştir (Mehmet Zahit Şahin, B. No: 2013/4708, 20/4/2016, §§ 18-25, 34-37; Ethem Zariç, B. No: 2014/4137, 9/11/2017, §§ 15-18).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

18. Mahkemenin 10/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

19. Başvurucu, üç kişi ile görüşme hakkı kapsamında ismini Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne bildirdiği ziyaretçileriyle yaklaşık dört yıldır görüşemediğini ve bu kişilerin akıbetlerini de bilmediğini belirtmiştir. Başvurucu, ziyaretçi listesinin yenilenmesi talebinin reddedilmesi nedeniyle görüşme hakkının kısıtlandığını ve bu suretle dış dünya ile sağlıklı bir ilişki kurmasının engellendiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, ziyaretçi listesini değiştirememesi nedeniyle uzun süredir ziyaretçi hakkından yararlanamadığını belirterek özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir. Başvurucu ayrıca tutuklu olması nedeniyle başvuru harç ve giderlerini ödeyecek gelirinin bulunmadığını belirterek adli yardımdan faydalandırılma talebinde bulunmuştur.

20. Bakanlık görüşünde; başvurucunun talebinin mevzuatta öngörülen zorunluluk halleri içerisinde yer almadığı, zorunluluk halinin bulunduğuna dair başvurucu tarafından herhangi bir gerekçe belirtilmediği ve bu kapsamda yapılacak değerlendirmelerin Ceza İnfaz Kurumunun ve derece mahkemelerinin takdirinde olduğu ifade edilmiştir.

B. Değerlendirme

1. Adli Yardım Talebi Yönünden

21. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

2. Kabul Edilebilirlik Yönünden

22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

3. Esas Yönünden

23. Anayasa'nın 20. maddesinin ilgi kısmı şöyledir:

"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz..."

24. Anayasa'nın 19. maddesi gereğince hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatının sınırlanması hukuka uygun olarak ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve bir sonucudur. Öte yandan hükümlü ve tutukluların özel ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı, ceza infaz kurumu idaresinin hükümlü ve tutukluların ailesi ve yakınlarıyla temasını devam ettirecek önlemleri almasını zorunlu kılmaktadır (Mehmet Zahit Şahin, § 36).

25. Bununla beraber bu yükümlülük yerine getirilirken ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçlarının gözetilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi ile özel hayata ve aile hayatına saygı gösterilmesi hakkı arasında adil bir denge sağlanmalıdır. Ancak ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal sonucu olarak idarenin tutuklu ve hükümlülerin özel ve aile hayatına müdahale konusunda takdir yetkisinin daha geniş olduğu gözetilmelidir (Mehmet Zahit Şahin, § 37).

26. Anayasa Mahkemesi daha önce verdiği Mehmet Zahit Şahin kararında, ceza infaz kurumlarında ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin reddi nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasını incelemiştir. Anayasa Mahkemesi ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin reddedilmesinin özel hayata saygı hakkına müdahale teşkil edeceği sonucuna varmıştır (Mehmet Zahit Şahin, § 42). Somut olayda anılan değerlendirmeden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

27. Anılan müdahale Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 20. maddesini ihlal edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

28. Başvurucunun ziyaretçi değişikliği talebinin reddi işlemine dayanak teşkil eden mevzuat hükümleri dikkate alındığında müdahalenin kanunlar tarafından öngörülme ölçütüne uygun olduğu değerlendirilmiştir (Mehmet Zahit Şahin,§§ 47-56).

29. Müdahalenin kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi genel amacı çerçevesinde ceza infaz kurumlarında güvenliğin ve disiplinin sağlanması şeklinde meşru amaç taşıdığı anlaşılmaktadır (Mehmet Zahit Şahin, § 57).

30. Hükümlü ve tutukluların ziyaret hakkı değerlendirilirken ceza infaz kurumlarının güvenliğinin ve düzeninin sağlanması ile hükümlü ve tutukluların dış dünyayla iletişim kurmaları ve sosyalleşmeleri suretiyle iyileştirilmesi ilkeleri arasında makul bir dengenin kurulması gerekir (Mehmet Zahit Şahin, § 62).

31. Hükümlü ve tutukluların temel haklarına yapılan müdahalelere gerekçe olarak gösterilebilecek makul nedenlerin somut olayın tüm koşulları çerçevesi dâhilinde olaya özgü olgu ve bilgilerle gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Bunun yanı sıra yapılacak değerlendirmede kişinin itham edildiği suçun ve tutuklama sebeplerinin de dikkate alınması gerekmektedir (Mehmet Zahit Şahin, § 63). Bu bağlamda başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin temel ekseni, müdahaleye neden olan idari makamlar ve derece mahkemelerinin kararlarında dayandıkları gerekçelerin özel hayata saygı hakkının kısıtlanması bakımından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine uygun olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Mehmet Zahit Şahin, § 64; Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, § 68).

32. Demokratik bir toplumda, güvenliğin ve disiplinin sağlanması amacıyla ceza infaz kurumlarına gelebilecek ziyaretçi sayısının sınırlandırılması mümkün olmakla birlikte hükümlü ve tutukluların öznel durumlarının da dikkate alınması ve bu hususta somut olayın koşullarının gerektirdiği esnekliğin temin edilmesi gerekir. Bu anlamda ceza infaz kurumlarında güvenliğin ve disiplinin sağlanmasındaki kamu yararı ile tutuklu ve hükümlülerin sosyal ilişkiler kurabilmelerindeki bireysel yarar arasında makul bir denge gözetilmelidir.

33. Mevzuatta hükümlü ve tutuklulara üç kişilik ziyaretçi isim listesinde zorunlu hâllerde değişiklik yapabilme olanağı verilmiş, tadadi şekilde sayılan zorunlu hâllerin neler olduğu konusunda takdir kamu makamlarına bırakılarak bu konuda esneklik sağlanmıştır (Mehmet Zahit Şahin, §§ 53, 66).

34. Bunun yanı sıra Ziyaret Yönetmeliği'nin 9. maddesinde ceza infaz kurumu yönetimince gerekli görülmesi hâlinde bildirilen ziyaretçiler hakkında ziyarette bulunmalarında sakınca bulunup bulunmadığı konusunda kolluk aracılığıyla araştırma yaptırılacağı ve sakıncalı görülenlere ziyaret izni verilmeyeceği düzenlenmiştir (Mehmet Zahit Şahin, § 67). Bu şekildeki bir düzenleme de ziyaretçilerin belirlenmesinde kamu makamlarının takdir hakkını vurgulamaktadır.

35. Somut olayda başvurucu tarafından ziyaretçi listesinde bulunan kişilerin akıbetinin bilinmediği ve bu kişilerin yaklaşık dört yıldır başvurucuyu ziyaret etmedikleri iddia edilmektedir. Bunun üzerine ziyaretçi listesinin değiştirilmesi talebinde bulunulduğu görülmektedir. Başvurucunun şikâyeti söz konusu işlemin Ziyaret Yönetmeliği'ne uygun olduğu gerekçesiyle İnfaz Hâkimliğince reddedilmiştir. Bu karara yapılan itiraz da Ağır Ceza Mahkemesince usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek reddedilmiştir. İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi kararlarında başvuruya konu talep hakkında herhangi bir somut değerlendirme yapılmamıştır. Kararlarda, anılan Yönetmelik hükmü tekrar edilip maddede "...gibi zorunlu hâller" olarak belirtilen durumların anılan hükümde sayılmış olanlarla sınırlıolduğunun kabulüyle Ceza İnfaz Kurumu işleminin uygun olduğu belirtilmiştir.

36. Buna göre kamu makamı ve derece mahkemesi kararlarında, başvurucunun ziyaretçi değişikliğine ilişkin gösterdiği sebeplerin hiçbir şekilde değerlendirilmediği, bu sebeplerin Ziyaret Yönetmeliği'nin 9. maddesinde belirtilen "...gibi zorunlu hâller" kapsamında olup olmadığının tartışılmadığı, Ceza İnfaz Kurumunda disiplinin ve güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin somut bilgilere dayalı olarak ortaya konulmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla başvurucunun üç kişilik ziyaretçi listesinde değişiklik yapılması talebinin reddedilmesi suretiyle özel hayata saygı hakkına yapılan müdahalenin ilgili ve yeterli gerekçelere dayandırılmadığı ve müdahalenin demokratik toplum düzeninde gerekli bir müdahale olmadığı kanaatine varılmıştır (Mehmet Zahit Şahin, § 68).

37. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

4. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

38. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

"(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. ... Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir."

39. Başvurucu, ihlalin tespitine karar verilmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucu tazminat talebinde bulunmamıştır.

40. Başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

41. Özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılamasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Tekirdağ 1. İnfaz Hâkimliğine (Hâkimliğin 12/3/2014 tarihli ve E.2014/208, K.2014/437 sayılı kararı ile ilgilidir.)GÖNDERİLMESİNE,

E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 10/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.