Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

S.S. MARMARA TANKÇILARI KONUT YAPI KOOPERATİFİBAŞVURUSU

BİRİNCİ BÖLÜM

KARAR

Başkan : Burhan ÜSTÜN

Üyeler :Serdar ÖZGÜLDÜR

Serruh KALELİ

Kadir ÖZKAYA

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör : Eşref Uğur ŞENOL

Başvurucu : S.S. Marmara Tankçıları Konut Yapı Kooperatifi

Vekili : Av. Muhammet KAYA

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, binanın bodrum katlarına ruhsata aykırı bağımsız bölüm yapıldığından bahisle ruhsatsız olarak yapılan kısımların yıkımına karar verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 14/12/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

7. Başvurucu konut yapı kooperatifi, İstanbul'un Arnavutköy ilçesinde konut inşa etmektedir. Başvurucu, inşaatın devamı sırasında normal uygulamadan %15 oranında ilave inşaat haklarının olduğunu öğrenmeleri üzerine tadilat projesi hazırlayıp Taşoluk beldesi Belediye Başkanlığına sunduklarını belirtmiştir.

8. Başvurucunun beyanına göre bu tadilat projeleri anılan Belediye tarafından onaylanmış ancak inşaat hacminin değişmediği belirtilerek tadilat ruhsatı düzenlenmesine gerek olmadığı belirtilmiştir. Belediye tarafından tadilat projelerinin üzerine ruhsat numaraları yazılarak tadilat projeleri ruhsatın eki durumuna getirilmiştir.

9. İnşaatların bulunduğu bölge 2009 yılında kurulan Arnavutköy Belediyesi (Belediye) sınırları içerisinde kalmıştır. Belediye 25/3/2010 tarihli encümen kararı ile inşaatların bodrum katlarının bağımsız bölüme çevrildiği gerekçesiyle ruhsatsız olarak yapılan bu bağımsız bölümlerin yıkımına ve başvurucu kooperatif hakkında 16.228,80 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.

10. Başvurucu, 25/3/2010 tarihli encümen kararının iptali istemiyle İstanbul 2. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkeme, 25/10/2011 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde, mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu sonucunda mimari projeye göre ortak kullanım alanı ve depo olarak belirlenen bodrum katlarının ruhsat ve eki projesine aykırı olarak daireye çevrilmiş olduğunun tespit edildiği vurgulanmıştır. Buna göre idari işlemin hukuka aykırı olmadığını saptayan Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

11. Danıştay Ondördüncü Dairesi 14/5/2014 tarihinde kararın onanmasına hükmetmiştir. Başvurucunun karar düzeltme istemi de aynı Dairenin 8/10/2015 tarihli kararıyla reddedilmesi üzerine hüküm kesinleşmiştir.

12. Nihai karar, başvurucu vekiline 17/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.

13. Başvurucu 14/12/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

14. Konu ile ilgili hukuk için bkz. Murat Emrah Emre, B. No: 2018/1275, 30/10/2018, §§ 13-21.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

15. Mahkemenin 19/2/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

16. Başvurucu; tadilat projesinin onaylanmasına rağmen Belediye tarafından gerekli görülmeyerek tadilat ruhsatı verilmediğini, bu durum bir kusur olarak kabul edilmesi hâlinde kusurun idareye ait olduğunu ifade etmiştir. İdarenin kusuru görmezden gelinerek söz konusu bodrum katların ruhsatsız olduğu gerekçesiyle yıkımına karar verilmesi, bu yerlerde oturan maliklerin elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerinin yapılmasının engellenmesi, derece mahkemelerince gerekçe gösterilmeksizin davanın reddedilmesi nedenleriyle mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile eşitlik ilkesi ve yerleşme özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

17. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

lkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu; mülkiyet hakkı dışında adil yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi ve yerleşme özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Ancak somut olayda eşitlik ilkesinin ihlaline yol açabilecek farklı muamelenin varlığı başvurucu tarafından temellendirilmemiştir.

19. Diğer taraftan başvurucunun asıl şikâyetinin ruhsatsız olduğu gerekçesiyle binanın bodrum katlarının yıkımına yönelik olduğu anlaşılmakla başvurucunun bütün şikâyetleri mülkiyet hakkının ihlali iddiası kapsamında incelenmiştir.

20. Anayasa Mahkemesi benzer bir konu ile ilgili şikâyetleri daha önce incelemiş ve uygulanacak ilkeleri ortaya koymuştur (Murat Emrah Emre, §§ 24-44).

21. Murat Emrah Emre kararında, başvuruya konu bağımsız bölümün tapuda başvurucu adına kayıtlı olduğundan başvurucunun mülkiyet hakkı bağlamında korunması gereken bir menfaatinin var olduğu kabul edilmiştir (Murat Emrah Emre, § 27). Bu bağımsız bölümün yıkımına karar verilmesinin mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği vurgulanmış, söz konusu müdahalenin niteliği sebebiyle mülkiyetten barışçıl yararlanmaya ilişkin genel kural çerçevesinde incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Murat Emrah Emre, § 29). Mülkiyet hakkına müdahalenin varlığı kabul edildikten sonra müdahalenin ihlal oluşturup oluşturulmadığının değerlendirilmesi aşamasında ise 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. maddeyle yeni bir başvuru yolunun oluşturulduğuna dikkat çekilmiştir (Murat Emrah Emre, § 30).

22. Bu bağlamda öncelikle Anayasa Mahkemesinin yıkım ve para cezasına yol açan ruhsatın -kural olarak- hukuka uygun olup olmadığını değerlendirme gibi bir görevi bulunmamaktadır. Bu görev açıkça keyfî veya bariz bir takdir hatası içermemek kaydıyla derece mahkemelerine aittir. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi ise yıkım ve para cezası uygulanması yönündeki müdahale bakımından somut olayda mülkiyet hakkının korunmasının gerekliklerinin yerine getirilip getirilmediğini belirlemekten ibarettir.

23. Mülkiyet hakkının ölçülülüğü yönünden bireysel başvuru sırasında yürürlüğe giren söz konusu başvuru yolunun etkili olup olmadığı değerlendirilmelidir. Buna göre 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 16. maddesi ile 3194 sayılı Kanun'a geçici 16. maddenin eklendiğini ifade etmek gerekir. Bu düzenlemeye göre 31/12/2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapılmış yapılar hakkında yapı sahiplerinin -bu maddedeki şartların yerine getirilmesi koşuluyla- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yetkilendireceği kurum ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurmaları hâlinde yapı kayıt belgesi verileceği ifade edilmiştir. Diğer taraftan bu düzenlemeyle yapı kayıt belgesi verilen yapılarla ilgili 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği hüküm altına alınmıştır.

24. Murat Emrah Emre kararında, bireysel başvuru yapıldıktan sonra oluşturulan bu başvuru yolunun yapı kayıt belgesi verilmesi için yapılacak başvurulara ilişkin makul bir süre tanıdığı, başvurular için alınması öngörülen bedelin de makul ve kabul edilebilir düzeyde olduğu dolayısıyla anılan başvuru yolunun ulaşılabilir olduğu kabul edilmiştir (Murat Emrah Emre, § 38). Diğer taraftan yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin olarak kimlerin, hangi yapılarla ilgili ne kadar bedel ödeyerek hangi tarihe kadar müracaatta bulunabileceğine dair usul ve esaslar bu konuya ilişkin çıkartılan tebliğde ayrıntılı olarak düzenlendiğinden bu yolun başarı şansı sunma kapasitesine sahip olduğu değerlendirilmiştir (Murat Emrah Emre, §§ 39-40). Son olarak bu düzenleme ile tahsil edilmemiş bulunan idari para cezaları ile henüz uygulanmamış olan aleyhe verilmiş yıkım kararlarının da iptal edilebileceği, yetkili kurum ve kuruluşlarının takdir yetkisinin sadece objektif başvuru koşullarının yerine getirilip getirilmediğini denetlemekle sınırlı olduğu anlaşıldığından söz konusu başvuru yolunun yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Murat Emrah Emre, §§ 41-42).

25. Somut olayda bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Sonuç olarak başvurucunun ihlal iddiaları dikkate alındığında ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görünen başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliğiile bağdaşmayacağı sonucuna varılmıştır.

26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olmasınedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/2/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.