Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

DAVANIN KONUSU : ŞİKAYET

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davalı alacaklı vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK'nın 353.maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Şikayetçi borçlu vekili mahkemeye sunduğu şikayet dilekçesinde; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde müvekkiline muhtıra gönderilmesi işleminin yasaya aykırı olduğunu, hesap kat ihtarına ilişkin tebligat yapılmadığını, ipoteklerin teminat ipoteği niteliğinde olduğunu, kayıtsız şartsız borç ikrarına havi bir ipotek akit tablosu mevcut bulunmadığını, teminat olarak kurulan ipoteklerde alacaklının dava açıp, alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin takip yapamayacağını, icra emri ekinde bulunan belgelerin tebliğ edilmediğini, temerrüt faizi başlangıç tarihinin belirtilmediğini, faiz oranlarına ve icra emrine itiraz ettiklerini belirterek icra muhtırası ile takibin iptalini, karşı taraf aleyhine %40 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

Mahkemece dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde; İİK.'nın 149. maddesine göre taşınmaz mülkiyeti davacı 3.kişiye geçmiş olduğundan ayrı ayrı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe ilişkin (örnek no 6) icra emri gönderilmesi gerektiği, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin muhtıra gönderilmesinin İcra İflas Kanunu'nda düzenlenmediği, muhtıra ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılamayacağı gerekçesi ile "Davacının şikayetinin kabulüne, Konya 4.İcra Müdürlüğünün 2016/7684 sayılı icra takibinin davacı K1 yönünden iptaline" karar verilmiştir.

Davalı alacaklı vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın ipotekle yüklü olarak davacı K1 tarafından alındığını, icra dosyasından gönderilen ve muhtıra olarak isimlendirilen evrak beyanlarının birebir icra emri içeriğini ihtiva ettiğini, HMK.'nın 124.maddesi kapsamında, usul ekonomisi gereği, içerik olarak bire bir şekilde düzenlenmesine rağmen davacı taraf açısından takibin iptaline karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkeme kararının bozulmasını, davacı yönünden takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.

Uyuşmazlık; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan ilamlı icra takibinde, takipten önce taşınmazı devralan şikayetçiye muhtıra gönderilmek suretiyle takibe devam edilmesinin yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile muhtıranın ve takibin iptali istemine yöneliktir.

İcra takibinin dayanağı olan ipotek akit tablolarının incelenmesinde; asıl borçlu K2'ün alacaklı bankadan doğmuş ve/veya doğabilecek borçlarının teminatını teşkil etmek üzere ve asıl borçlu adına kayıtlı taşınmazlar üzerine alacaklı banka lehine tesis edildiği, 18.03.2016 tarihinde taşınmazların ipotekle yükümlü olarak şikayetçi 3.kişi tarafından satın alındığı, 28.07.2016 tarihli takip talebi ve düzenlenen icra emrinde şikayetçi 3.kişinin ismine yer verilmediği görülmüştür.

Şikayetçi; takip konusu ipotekli taşınmazların maliki konumunda bulunan 3.kişidir.

İİK’nın 149. maddesinde “İcra Müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz üçüncü şahıs tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderileceği” düzenlenmiştir.

İİK'nın 149. maddesine göre aralarında zorunlu takip arkadaşlığı olan borçlu ile rehin veren hakkında birlikte takip yapılmalıdır. İcra müdürlüğünce yasanın emredici bu hükmüne rağmen taşınmazı takip tarihinden önce satın alan yeni malike icra emri gönderilmemesi ve dolayısı ile taşınmazın yeni malikine itiraz ve def’ilerini ileri sürme hakkı verilmemesi yasaya aykırıdır. Bu eksiklik ancak HMK'nın 124. maddesine göre, alacaklı tarafından, taşınmazı takip tarihinden önce ipotekle yükümlü olarak devralan kişiye karşı ek takip talebinde bulunulup icra emri gönderilmesi suretiyle sonradan tamamlatılabilir. Bu husus takibin her aşamasında ve süresiz olarak ileri sürülebilir.

Somut olayda; takip konusu edilen ipotekli taşınmazlar maliki şikayetçinin asıl borçlu yanında ipotek veren sıfatı ile gösterilmeden icra takibi başlatıldığı, sonrasında tapu maliki olması nedeni ile şikayetçi ipotek verenin takibe dahili sağlanmaksızın sadece muhtıra tebliği ile yetinildiği görülmektedir. İpotekli taşınmaz maliki 3.kişiye doğrudan muhtıra tebliğ edilmesi, usulsüz olan icra takibini usulüne uygun hale getirmez. Alacaklı tarafından ancak HMK.'nın 124.maddesi uyarınca ipotekli taşınmaz maliki şikayetçi hakkında ek takip talebinde bulunulması gerekmektedir. İcra müdürlüğünce doğrudan muhtıra tebliğ edilmesi ve hakkında icra takibinin yürütülmesi işlemi yerinde olmadığından mahkemece şikayetin kısmen kabulü ile söz konusu muhtıranın iptaline karar verilmelidir. Yazılı gerekçe ile takibin iptali yönünde hüküm tesis edilmesi isabetsizdir.

Dairemizce yapılan değerlendirmelere göre, davalı alacaklı vekilinin ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, ancak şikayetçiye gönderilen muhtıranın iptaline karar verilmesi gerekirken mahkemece muhtıranın iptali yerine takibin iptaline karar verilmesinin usul ve yasaya uygun bulunmadığı, anılan bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından HMK'nın 353/1-b.2 bendi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan sebeplerle;

Davalı alacaklı vekilinin ileri sürdüğü diğer istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden REDDİNE,

Konya 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 14.11.2016 tarih ve 2016/917 E. -2016/904 K.sayılı kararının KALDIRILMASINA,

Şikayetin KISMEN KABULÜNE;

Konya 4.İcra Müdürlüğünün 2016/7684 Esas sayılı dosyasında şikayetçi hakkında düzenlenen 05.10.2016 tarihli muhtıranın İPTALİNE,

Sair yöndeki şikayetin REDDİNE,

İlk derece yargılaması açısından;

Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına

Şikayet edenin yapmış olduğu 47,00 TL harç, 22,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 69,00 TL yargılama giderinin davanın kabul-ret oranı dikkate alınarak takdiren 34,50 TL'sinin davalı alacaklıdan alınarak şikayetçiye verilmesine, bakiyesinin şikayetçi üzerinde bırakılmasına,

Şikayet eden kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.'ne göre 660,00 TL vekalet ücretinin davalı alacaklıdan alınarak şikayetçiye verilmesine,

Davalı alacaklı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T.'ne göre 660,00 TL vekalet ücretinin şikayetçiden alınarak davalı alacaklıya verilmesine,

Dosyaya yatırılan gider avansı bakiyesinin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,

İstinaf yargılaması açısından;

Alınması gereken 31,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 2,20 TL karar harcının davalı alacaklıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,

Yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına,

Dair, İİK.'nın 364. - 366. ve HMK'nın 361/1 maddelerine göre kararın tebliğinden itibaren 1 ay içinde temyiz yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 17.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.