Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A

DAVANIN KONUSU: Tapu İptali Ve Tescil (Zilyetliğe Dayalı)

İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; A1 Mahallesinde bulunan 114 ada 3, 154 ada 2, 155 ada 1 sayılı parsellerin 2/B çalışmaları sırasında haksız ve hukuka aykırı olarak davalı adına yazıldığını, taşınmazların ortak murisleri K1'a ait olduğunu belirterek tapu kayıtlarının iptaliyle miras hissesi oranında müvekkilleri adına tesciline, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 8.000 TL'nin ecrimisilin oluştuğu tarihten itibaren yasal faiziyle ödenmesine, dava süresinde devam eden ecrimisile karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediğini, dava konusu taşınmazların sağlığında murise ait olduğunu, murisin 2009 yılında vefat ettiğini, murisin yurt dışında yaşaması ve yaşlılığı nedeni ile murise ait taşınmazları uzun yıllardır kendisinin ekip biçtiğini, murisin vefatından önce taşınmazlarını mirasçılar arasında pay ettiğini, davaya konu taşınmazların ise kendisine intikal ettiğini, murisin yanında kalması ve ona bakması nedeni ile kendisine diğer mirasçılardan fazla taşınmaz intikal ettiğini, ancak miras paylaşımı sırasında mirasçıların buna itiraz etmediklerini, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; ''Davacı dava dilekçesi ile davaya konu muris K1'a ait A1 Köyü 114 ada 3 parsel, 154 ada 2 parsel, 155 ada 1 parsel sayılı taşınmazların 2B çalışmaları sırasında haksız ve hukuka aykırı olarak davalı adına tescil edildiğini, parsellerin tapusunun iptal edilerek hissesi oranında tesciline karar verilmesini talep ettiği, davalı ise; taşınmazların 2/B vasfında olup 6292 Sayılı Kanun gereğince bedelini ödeyerek hazineden satın aldığı, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, davaya konu her üç taşınmaza ait kadastro tutanağından 3402 Sayılı Kadastro Kanununa 5831 Sayılı Kanunun 8/1 maddesi ile eklenen ek madde 4 uyarınca kullanım kadastro çalışmalarının 29/06/2012 ila 30/07/2012 tarihleri arasında yapıldığını, tutanağın 31/07/2012 tarihinde kesinleştiği, tutanağın beyanlar hanesine kullanıcı olarak davalı K2'un adının yazıldığı, davalının hazineye müracaat ederek dava konusu taşınmazları 03/12/2013 tarihinde devraldığı, taşınmazın mülkiyetinin devredilmeden önce hazineye ait olduğu, hazinenin 6292 Sayılı Kanun gereğince mülkiyetini taşınmazın beyanlar hanesinde kullanıcı olarak belirlenen kişiye satabileceğinin belirtildiği, kullanım kadastrosu kesinleşerek tapuya tescil edilen taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe veya tapu iptaline yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 Sayılı Yasa uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılması gerektiği, taşınmazın 3. şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe ve tapu iptaline yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmadığı,Yargıtay uygulamalarının da bu doğrultuda olduğu (Yargıtay 16. HD, 2016/2873 Esas, 2016/6642 Karar- 2016/1338 Esas, 2016/6391 Karar) anlaşıldığından... '' denilerek davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 2/B ile ilgili belirleme çalışmalarının kadastro tespiti ile aynı nitelikte olduğunu, asliye hukuk mahkemelerinin 2/B ile ilgili binlerce davaya taşınmazın satış işleminden sonraki bir tarihte ve Hazineye yönetilmeden bakıp neticelendirdiklerini, 10 yıllık zamanaşımı süresince bu davanın açılabileceği, haklı olanın ancak bu yolla ortaya çıkabileceğini, iş bu sebeple yerel mahkeme kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında davanın kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir.

Dava, kesinleşen 2/B alanına kalan, kullanım kadastrosuna tabi tutulan ve 6292 Sayılı Yasa gereği satışı yapılan taşınmazın miras hakkına dayanılarak kaydının iptali ve tescili ile ecrimisil isteminden ibarettir.

Dava kapsamından, A1 Mahallesinde bulunan 114 ada 3, 154/2, 155/1 sayılı parsellerin 3402 Sayılı Yasanın Ek 4 maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sırasında, beyanlar hanesine davalının kullanımında olduğu şerhi düşülerek Hazine adına tespit edildiği, kadastro mahkemesine 30 günlük askı ilan süresi içinde dava açılmadığından 31/07/2012 tarihinde tespitin kesinleşmesi üzerine taşınmazların tapuya tescil edildiği, bilahare 6292 Sayılı Yasa gereği 03/12/2013 tarihinde yapılan satış işlemi üzerine taşınmazların davalı adına tescil edildiği, davacının, ortak muris K1'a ait olduğunu kendisinin de mirası hakkı bulunduğunu iddia ederek tapu iptal ve tescil ile ecrimisil sıfatıyla 17/11/2015'de eldeki bu davayı açtığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu taşınmazların kesinleşen 2/B alanında Hazine adına kayıtlı iken dava tarihinden önce 6292 Sayılı Yasa gereği satış suretiyle davalının uhdesine geçmesine, davacının beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davasını Hazine'ye ve şerh düşülen kullanıcıya karşı açabileceğine, 6292 Sayılı Yasa gereği yapılan satış işlemi iptal edilmeden ırsen intikal ve zilyetlik nedeniyle mülkiyet hakkına karşı tapu iptal ve tescil davası açılamayacağına göre ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacının istinaf sebepleri yerinde değildir. Bu itibarla, İlk derece mahkemesinin kararında vakıa ve hukuki değerlendirmesinde hukuka aykırı bir durum bulunmadığından başvurunun esastan reddine karar vermek gerektiği tespit edilmiştir.

HÜKÜM:

AKYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2015/791 Esas 2017/185 sayılı Kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda 22.05.2017 günü oy birliği ile karar verildi.

KANUN YOLU: Kararın taraflara tebliğinden itibaren bir ay içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere