Printing Options: PDF - Print/save TIFF file - Save / print (WORD)
Display setting:

TEMYİZ EDEN (DAVALI): Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

A3

VEKİLİ: Av. K1 - Aynı adreste

KARŞI TARAF (DAVACI): F1 Petrol Ürünleri Ticaret A.Ş.

VEKİLİ : Av. K2

İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 17/05/2017 tarih ve E:2013/131, K:2017/1518 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Davacı şirketin, transit ticaret kapsamındaki faaliyetlerinden katılma payı alınmaması için yaptığı 26/11/2007 tarih ve 51885 sayılı başvurusunun cevap verilmeyerek reddine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu işleminin iptaliistenilmiştir.

Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 17/05/2017 tarih ve E:2013/131, K:2017/1518 sayılı kararıyla;

- Uyuşmazlıkta, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nun 2. maddesinin 15. bendinde ihrakîyenin, yurt içinde ticarete konu edilmiş olan ve ülkenin karasuları ve/veya karasuları bitişiğinde deniz vasıtalarına ya da hava meydanlarında yerli ve yabancı uçaklara vergili veya vergisiz sağlanan akaryakıt ve madeni yağ olarak tanımlanmış olması karşısında, davacı şirket tarafından transit ticarete konu edilen akaryakıtın Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonundan bahisle ihrakîye olarak kabul edilmesine olanak bulunmadığı;

- Bu durumda, sadece lisans kapsamında yürütülen piyasa faaliyetlerinden katılım payı alınmasının mümkün olması ve dava konusu katılım payına ilişkin faaliyetin Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığının izni ile yapılan bir transit ticaret faaliyeti olduğunun anlaşılması karşısında, davacı şirketin, yurt içinde yapılan bir piyasa faaliyeti niteliği taşımayan transit ticarete konu faaliyetinin katılma payı kapsamında değerlendirilmemesi istemiyle yaptığı başvurunun cevap verilmeyerek reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davacının katılma payı yükümlülüğünün 20/10/2006 tarihinden önceki döneme ait olması nedeniyle katılma payı hesaplanırken, önceki mevzuat hükmünün dikkate alınması gerektiği, dava konusu işlemin de tesis edildiği tarihteki mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'NUN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;

"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,

b) Hukuka aykırı karar verilmesi,

c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,

2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin temyize konu 17/05/2017 tarih ve E:2013/131, K:2017/1518 sayılı kararının ONANMASINA,

3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/09/2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.