Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

İSTEMİN KONUSU :İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 07/11/2018 tarih veE:2018/2023, K:2018/1982 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Polis memuru olarak görev yapan davacının, amirinin izni olmaksızın görev yerinden ayrıldığından bahisle Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 11. maddesi uyarınca yirmi dört ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 14/12/2010 tarih ve 4731 sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 30/09/2011 tarih ve E:2011/188, K:2011/1560 sayılı kararıyla;

Soruşturma kapsamında ifadesi alınan polis memuru K2.'nin ifadesinde, olay günü nöbet yerine 07.45 sularında geldiğini, görevi devralmaya geldiğini görür görmez davacının ayrılmak için hareket ettiğini, bu sebeple tam olarak yüz yüze değil, karşılıklı olarak birbirlerini görüp ellerini kaldırarak görev yerini devraldığını belirttiği, bu durumda davacının saat 08.00 itibarıyla görevinin sona erecek olması, ifadesine başvurulan polis memuru K2.'nin de davacının nöbet görevini kendisine devrettiğini beyan etmesi hususları dikkate alındığında davacının amirinden izinsiz olarak görev yerini terk ettiğinden bahsedilemeyeceği, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptalinekarar verilmiştir.

Daire kararının özeti:Danıştay Beşinci Dairesinin 21/02/2018 tarih ve E:2016/15536, K:2018/9856 sayılı kararıyla;

Dava konusu olayda, her ne kadar davacıdan sonraki nöbet görevi olan polis memuru; "kendisinin nöbet görevine 15 dakika erken geldiğini, davacı ile karşılıklı olarak nöbet noktasına yirmi metre kala el kaldırmak suretiyle selamlaştıklarını ve davacının nöbet noktasından ayrıldığını" beyan etmişse de, davacının nöbet görevi olduğu saatte nöbet noktasının boş olduğunun nöbetçi amir tarafından tespit edildiği, bu durumun tanık ifadesi ile sabit olduğu ve davacının üzerine atılı fiilin sübuta erdiği, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık olmadığı sonucuna varılarakİstanbul 10. İdare Mahkemesinin 30/09/2011 tarih ve E:2011/188, K:2011/1560 sayılı kararının bozulmasınakarar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesiısrar kararının özeti:İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 07/11/2018 tarih ve E:2018/2023, K:2018/1982 sayılı kararıyla; dava konusu işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davalı idare tarafından, davacının olay günü nöbetçi olduğu ve nöbetinin 08.00'da bittiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacıdan sonra nöbeti devralacak polis memurunun 07.45'te geldiği, davacının onu görür görmez görev yerinden ayrıldığı ve devir-teslimin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmediği, kaldı ki erken gelen polis memurunun derhal görev yerine geçmesinin beklenemeyeceği, şayet geçmezse sorumluluğun davacıda olduğu, bu haliyle konu güvenlik olduğunda bu şekilde disiplinsiz davranışların cezasız bırakılmasının mümkün olmadığı, nöbet görevinin, niteliği itibarıyla devamlılık esasına dayanmakta olup nöbet yerinin bir an dahi boş kalmasının disiplinsizlik olarak nitelendirildiği, bu nedenle dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K1'İN DÜŞÜNCESİ :Temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :

Davacı Çatalca İlçe Emniyet Müdürlüğü Koruma Büro Amirliği emrinde polis memuru olarak görev yapmaktadır.

16/05/2010 tarihinde saat 19.00-08.00 saatleri arasında Hükümet Konağında nöbet görevi bulunan davacının, 17/05/2010 tarihinde nöbetçi amirin nöbet noktalarına yapmış olduğu denetimde saat 07.45'te görev yerinde olmadığının ve nöbet noktasının boş olduğunun, saat 08.02'de bir sonraki nöbetçinin bekleme noktasında olduğunun tespit edilmesi üzerine bu husus nöbetçi amir tarafından rapor edilmiş ve davacı hakkında yürütülen disiplin soruşturması sonucunda Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün 11. maddesi uyarınca yirmi dört ay uzun süreli durdurma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin 14/12/2010 tarih ve 4731 sayılı dava konusu işlem tesis edilmiştir.

Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :

Uyuşmazlığa konu disiplin cezasının tesis edildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü'nün "Görev yerinden ayrılma" başlıklı 11. maddesinde; "Amirin izni olmaksızın görev yerinden ayrılan memura uzun süreli durdurma cezasının üst sınırı verilir." hükmüne yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Anayasa Mahkemesinin 13/01/2016 tarih ve E:2015/85, K:2016/3 sayılı kararı ile; Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü uyarınca verilen dava konusu disiplin cezasının yasal dayanağı olan, 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun 83. maddesinin birinci cümlesinin, "yaptırım konusu eylemleri yasal düzeyde belirlememesi ve bireylerin hangi somut olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını belirli bir açıklık ve kesinlikte öngörebilmelerine yasal çerçevede imkan tanımaması nedeniyle, Anayasa'nın 38. ve 128. maddelerine aykırı olduğu" gerekçesiyle iptaline karar verilmiş ve anılan madde, 08/03/2018 tarih ve 30354 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 7068 sayılı "Genel Kolluk Disiplin Hükümleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin Kabul Edilmesine Dair Kanun"un 37. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Öte yandan, 7068 sayılı Kanun'un Geçici 1. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce 657 sayılı Kanun, 6413 sayılı Kanun ve 3201 sayılı Kanun ile 23/3/1979 tarihli ve 7/17339 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Emniyet Teşkilatı Disiplin Tüzüğü hükümlerine göre resen veya yetkili disiplin kurullarınca verilmiş olan disiplin cezaları, bu Kanun hükümleri uyarınca verilmiş addolunur." hükmüne yer verildiğinden, dava konusu uyuşmazlığın bu Kanun uyarınca incelenip çözümlenmesi gerekmektedir.

Davacının üzerine atılı olan ve Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü'nün 11. maddesinde düzenlenerek yirmi dört ay uzun süreli durdurma cezası öngörülen "Amirin izni olmaksızın görev yerinden ayrılmak" fiili, 7068 sayılı Kanun'un 8. maddesinin 5. fıkrasının (ç) bendinin 5. alt bendinde yirmi dört ay uzun süreli durdurma cezasını gerektiren fiiller arasında sayılmıştır.

Daire kararında belirtildiği gibi, dava konusu olayda her ne kadar davacıdan sonraki nöbet görevi olan polis memuru; "kendisinin nöbet görevine 15 dakika erken geldiğini, davacı ile karşılıklı olarak nöbet noktasına yirmi metre kala el kaldırmak suretiyle selamlaştıklarını ve davacının nöbet noktasından ayrıldığını" beyan etmişse de, davacının nöbet görevi olduğu saatte nöbet noktasının boş olduğunun nöbetçi amir tarafından tespit edildiği, bu durumun tanık ifadesi ile sabit olduğu, böylelikle davacının üzerine atılı fiilin sübuta erdiği anlaşıldığındandava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Bu itibarla, dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:

Açıklanan nedenlerle;

1. Davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;

2. Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İstanbul 10. İdare Mahkemesinin temyize konu 07/11/2018 tarih ve E:2018/2023, K:2018/1982 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İstanbul 10. İdare Mahkemesine gönderilmesine,

4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞIOY

X-İstanbul 10. İdare Mahkemesinin 07/11/2018 tarih ve E:2018/2023, K:2018/1982 sayılı ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile dava konusu işlemin iptali yolundaki ısrar kararının onanmasına karar verilmesi gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.