Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

TEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL

(Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)

KARŞITARAF(DAVACI): F1 Plastik İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi

A1

Bağcılar/İSTANBUL

İSTEMİN KONUSU : İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin, 19/03/2019 tarih ve E:2019/334, K:2019/359 sayılı ısrar kararınıntemyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Davacı adına, sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonu kararına dayanılarak 2008 yılının Ocak ve Nisan ilâ Aralık dönemlerine ilişkin olarak re'sen salınan katma değer vergisi ile verginin üç katı tutarında kesilen vergi ziyaı cezasının kaldırılması istemiyle dava açılmıştır.

İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin 20/10/2015 tarih ve E:2014/2823, K:2015/2436 sayılı kararı:

İdari işlem ve tasarruflarla kişilerin hukukunda haricen değişiklik yapma yetki ve imtiyazına sahip olan idarenin bu yetkisini kullanırken öncelikle yetkinin kullanılmasına ilişkin şekil ve koşullarının belirlendiği usul kanunlarının kendi üzerine yüklediği görevler çerçevesinde hareket etmesi gerekir. Zira Anayasada yer alan hukuk devleti ilkesinin doğal bir sonucu da idarenin işlem ve eylemlerini, hukuk kuralları çerçevesinde ve yine bu kuralların yüklediği görev ve yetki kapsamında yürütmesidir. Bu nedenle davacının sahte fatura kullandığından bahisle takdir komisyonuna sevk edilmesi üzerine katma değer vergisi indirim reddi yetkisi bulunmayan takdir komisyonunca alınan karara istinaden davacı adına yapılan dava konusu cezalı tarhiyatlarda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.

Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 17/10/2018 tarih ve E: 2016/9047,K:2018/9081 sayılı kararı:

Takdir komisyonu bütün vergi türleri için matrah takdirine yetkili olup bu yönde bir düzenleme olmadığı halde katma değer vergisi açısından matrahı belirleme yetkisi olmadığının kabulü verginin kanuniliği ilkesine aykırıdır. Vergi türleri bakımından matrahın nasıl belirleneceği, kendi özel kanunlarında düzenlenen "istisna", "muafiyet", "kanunen kabul edilmeyen gider", "oran", "indirim mekanizması" gibi çeşitli vergisel kurumlar ile belirlenmiştir. Takdir komisyonları, matrahı belirlenecek verginin özel kanununda sayılan bu düzenlemeleri esas alarakmatrah takdir edecektir. Burada önemli olan husus, matrah takdiri için takdir komisyonuna sevkin yapıldığı sırada re'sen takdir nedeninin belli ve bunun takdir komisyonunca da biliniyor olması gerektiğidir. Yoksa Vergi Usul Kanunu 74. maddede de belirtildiği üzere takdir komisyonlarının takdir sebebi bulunup bulunmadığını inceleme yetkisi bulunmamaktadır. Bu şartların yerine getirilmesi durumunda ise takdir komisyonları her türlü inceleme yetkisini haiz olup, kendileri inceleme yapabilecekleri gibi inceleme yetkisini haiz diğer şahıs ya da kurumlar tarafından yapılmış incelemeleri dikkate alarak matrah takdir etmelerinde de yasal bir engel bulunmamaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 2008 yılında sahte fatura kullandığı neden gösterilerek Vergi Usul Kanununun 30. maddesi uyarınca takdir komisyonuna sevk edildiği, burada tespit edilen matrahlar üzerinden tarh edilen katma değer vergilerinin davacıya tebliğ edilmesi üzerine açılan davada Mahkemece, Takdir Komisyonunun katma değer vergisi indirim reddi ve sahte faturalardan kaynaklı maliyetin tenzili yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle kabul kararı verildiği görülmektedir.

Olayda; takdir komisyonunun katma değer vergisi indirimlerini kabul etmeyerek matrah belirleme ve sahte faturalardan kaynaklı maliyetin tenzili yetkisi ortada olup, davanın kabulüne ilişkin Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.

İstanbul 6.VergiMahkemesinin, 19/03/2019tarih ve E:2019/334, K:2019/359sayılı ısrar kararı:

Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Israr kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K2'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyizen incelenen ısrar kararının, Danıştay DördüncüDairesinin kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :

Danıştay DördüncüDairesinin yukarıda yer verilen kararının dayandığı aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- İstanbul 6. Vergi Mahkemesinin, 19/03/2019 tarih ve E:2019/334, K:2019/359 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/09/2020tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.