Printing Options: PDF - Print/save TIFF file - Save / print (WORD)
Display setting:

TTEMYİZEDEN(DAVALI): İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı - İSTANBUL

(Şişli Vergi Dairesi Müdürlüğü)

VEKİLİ: Av. K1 - (Aynı yerde)

KARŞITARAF(DAVACI): K2

A1

İSTEMİN KONUSU : İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin, 16/10/2018 tarih ve E:2018/1628, K:2018/2732sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :

Dava konusu istem:Davacı adına, sahte fatura düzenlemek suretiyle elde ettiği komisyon gelirini kayıt ve beyan dışı bıraktığından bahisle takdir komisyonu kararlarına istinaden re’sen tarh edilen 2011 yılının Ocak ilâ Mayıs dönemlerine ilişkin katma değer vergileri ile üç kat kesilen vergi ziyaı cezalarının kaldırılması istenilmiştir.

İstanbul 8.Vergi Mahkemesinin, 05/11/2013 tarih ve E:2013/1247, K:2013/2631 sayılı kararı:

Hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki tespitler davacının ilgili yıllardaki mal satışına ilişkin Bs formu, katma değer vergisi beyanları ve diğer mükelleflerin davacıdan mal alımına ilişkin Ba formunda yer alan verilere dayanmaktadır.

Söz konusu matematiksel veriler somut başka deliller ile desteklenmemiştir. Ba formlarında davacıdan mal ve hizmet aldığını beyan eden mükelleflere ve faturalara ilişkin inceleme yapılmamıştır. Davacının beyanları yerine diğer mükellef beyanları herhangi bir somut veriye dayanmaksızın doğru kabul edilmiştir. Davacının iş yerinde yapılan üç yoklamada da faal olduğu tespit edilmiştir. Davacının defter ve belgelerini ibraz etmemesi fiilinin tek başına sahte fatura düzenlediğine karine teşkil etmeyeceği, ancak destekleyici delil niteliği taşıyabileceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının sahte fatura düzenlediği hususunun somut ve hukuken kabul edilebilir deliller ile ortaya konulamadığı anlaşıldığından dava konusu cezalı tarhiyatta hukuka uygunluk bulunmamıştır.

Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle cezalı tarhiyatı kaldırmıştır.

Davalı idarenintemyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin, 17/11/2017 tarih ve E:2016/2955, K:2017/7511 sayılı kararı:

Defter ve belgelerin incelemeye ibraz edilmemesi, 2007 ilâ 2011 yıllarında ilişkin katma değer vergisi matrahları toplamı ile davacıdan mal veya hizmet aldığını Ba formlarıyla bildiren mükelleflerin bildirimleri arasında büyük farklar olması hususları dikkate alındığında yapılan yoklamalardaki tespitlerden davacının bu miktarda iş yapabilecek kapasitesinin olmadığı anlaşıldığından komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği açık olan davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Daire bu gerekçeyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme istemini reddetmiştir.

İstanbul 8.Vergi Mahkemesinin, 16/10/2018 tarih ve E:2018/1628, K:2018/2732 sayılı ısrar kararı:

Vergi mahkemesi ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ısrar etmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Davacının düzenlediği faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan faturalar olduğu hususunun hakkında düzenlenen vergi tekniği raporu ile somut ve hukuken kabul edilebilir delillerle ortaya konulduğu belirtilerek aksi yöndeki ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :Cevap verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ K3'NİN DÜŞÜNCESİ : Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerden, davacının herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası bulunmaksızın komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği sonucuna varılmıştır.

Bu nedenle, vergilendirmeye esas alınan matrahın hukuka uygun olup olmadığı yönünden yapılacak inceleme ve değerlendirmede varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, davacının düzenlediği faturaların sahte olduğuna ilişkin yeterli tespitin bulunmadığı gerekçesiyle verilen ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :

MADDİ OLAY:

Davacının ilgili dönem hesap ve işlemlerinin incelenmesi neticesinde tanzim olunan 05/07/2011 tarih ve 2011-2395/1 sayılı vergi tekniği raporunda, davacının 2007 ilâ2011 takvim yılları içerisinde düzenlemiş olduğu faturaların gerçek bir mal teslimi ya da hizmet ifasına dayanmadığı belirtilmiştir.

Anılan vergi tekniği raporuna atıfta bulunan ve takdire done olarak düzenlenen 05/07/2011 tarih ve 2011-2395/3 sayılı basit rapor ile sahte fatura düzenlemek suretiyle elde edildiği belirtilen komisyon gelirine ilişkin belirlemelerde bulunulmuş ve bu belirlemeler takdir komisyonunca matrah takdirine esas alınarak dava konusu cezalı tarhiyat yapılmıştır.

Davacı hakkında düzenlenen 05/07/2011 tarih ve 2011-2395/1 sayılı vergi tekniği raporuna göre davacı, elektrik malzemesi toptan satışı işi ile iştigal etmek üzere 19/07/2007 tarihinde faaliyete başlamıştır.

Defter ve belge isteme yazısı iş yerinde bizzat kendisine tebliğ edildiği halde defter ve belgeler incelemeye ibraz edilmemiştir.

2009 ve 2010 takvim yıllarında bilanço esasına göre defter tuttuğu anlaşılmakla birlikte defterlerin tasdik bilgilerine ulaşılamamıştır.

İş yeri adresinde 20/07/2007 tarihinde yapılan yoklamada, iki adet masa, dört adet koltuk, altı adet evrak dolabı, iki adet bilgisayar, telefon ve fax cihazlarının bulunduğu saptanmıştır.

24/12/2010 tarihinde yapılan yoklamada, iş yerinin 25 metrekare büyüklüğünde ve kiralık olduğu, demirbaş olarak iki adet masa, bir adet oturma grubu, muhtelif raf, bir adet bilgisayar, bir adet fax cihazı, bir adet yazıcı ile tahminen 3.000,00 TL tutarında elektrik malzemesi bulunduğu tespit edilmiştir.

09/06/2011 tarihinde yapılan yoklamada, demirbaş olarak bir adet ofis masası, bir adet oturma grubu, bir adet bilgisayar, dört adet ürün standı, satışa hazır yaklaşık 5.000,00 TL tutarında emtia bulunduğu tutanak altına alınmıştır.

Davacının Ba formu ile mal ve hizmet alımında bulunduğunu beyan ettiği K4 ve K5 hakkında sahte fatura düzenledikleri hususunda vergi tekniği raporu bulunduğu anlaşılmıştır.

2007 yılında işletme defteri tutulması nedeniyle Ba-Bs formu verilmemiştir. Ancak, anılan yılda katma değer vergisi matrahı 607.040,00 TL olduğu halde davacıdan mal veya hizmet aldığını Ba formları ile bildiren mükelleflerin bildirim tutarı 3.402.926,00 TL'dir.

2008 yılında katma değer vergisi matrahı 2.833.125,72 TL, Bs formundaki bildirim tutarı 2.161.475,00 TL olmasına rağmen davacıdan mal veya hizmet aldığını Ba formları ile bildiren mükelleflerin bildirim tutarı 11.462.803,00 TL'dir.

2009 yılında katma değer vergisi matrahı 4.381.764,82 TL, Bs formundaki bildirim tutarı 3.181.212,00 TL olmasına rağmen davacıdan mal veya hizmet aldığını Ba formları ile bildiren mükelleflerin bildirim tutarı 11.337.841,00 TL, 2010 yılında katma değer vergisi matrahı 7.294.507,75 TL, Bs formundaki bildirim tutarı 6.931.313,00 TL olmasına rağmen davacıdan mal veya hizmet aldığını Ba formları ile bildiren mükelleflerin bildirim tutarı 7.934.778,00 TL, 2011 yılında ise katma değer vergisi matrahı 1.583.646,00 TL, Bs formundaki bildirim tutarı 1.502.407,00 TL olmasına rağmen davacıdan mal veya hizmet aldığını Ba formları ile bildiren mükelleflerin bildirim tutarı 2.441.128,00 TL'dir.

Yüksek katma değer vergisi matrahlarına rağmen ilgili dönemlerde ödenecek katma değer vergisi tutarları cüz'i miktardadır.

Muhtasar beyannamelerine göre ticari faaliyeti boyunca bir işçi çalıştırıldığı beyan edilmiştir.

Bu tespitlerden hareketle davacının sahte fatura düzenlediği ve bu doğrultuda faaliyetine devam ettiği sonucuna varılarak mükellefiyet kaydının 31/05/2011 tarihi itibariyle re'sen terkin edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

İLGİLİ MEVZUAT:

213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3. maddesinin (B) işaretli fıkrası uyarınca, vergilendirmede, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olup iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine göre normal ve mutad olmayan bir durumun iddia olunması halinde, ispat külfeti bunu iddia edene aittir. Kanun'un 134. maddesi ile de aynı amaca işaret edilerek vergi incelemesinden maksadın ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükme bağlanmıştır.

Vergi Usul Kanunu'nun 227. maddesinin birinci fıkrasında, kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanun'a göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu belirtilmiştir. Kanun'un 229. maddesinde ise faturanın, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari belge olduğu ifade edilmiş, aynı Kanun'un 230. maddesinin birinci fıkrasına göre de faturada faturanın düzenleme tarihi, seri ve sıra numarası, faturayı düzenleyenin ve müşterinin adı, unvanı, adresi, bağlı olduğu vergi daireleri, hesap numaraları ile malın veya işin nev'i, miktarı, fiyatı ve tutarı, malın teslim tarihi ve irsaliye numarasının bulunması zorunlu kılınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:

Vergi Usul Kanunu'nun yukarıda yer verilen hükümlerinde gösterilen bilgileri içermesine rağmen gerçekte bir emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan ya da malı satan ve işi yapan dışındaki bir kişi tarafından düzenlenen faturaların, mal tesliminin ya da hizmet ifasının belgesi olarak kabul edilmesine olanak yoktur. Başka bir ifadeyle düzenlenen faturaların biçimsel kurallara uygun olmasının yanında vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetiyle de uyumlu olması gerekir.

Faturaların gerçek mahiyetle uyumlu olmadığının kabul edilebilmesi, belgeyi düzenleyenin faaliyet konusu, sermayesi, organizasyonu, ekipmanı, işin gerektirdiği sayıda işçisinin olup olmadığı, emtia alımlarının gerçekliği, mali durumu ile iş hacmi arasındaki ilişki, vergi ödevlerinin yerine getirilmesindeki özen gibi hususlar hakkında yapılacak inceleme sonucunda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının somut olarak ortaya konulmasına bağlıdır.

Davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda yer alan tespitlerden, davacının herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası bulunmaksızın komisyon karşılığı sahte fatura düzenlediği sonucuna varılmıştır.

Bu nedenle, vergilendirmeye esas alınan matrahın hukuka uygun olup olmadığı yönünden yapılacak inceleme ve değerlendirmede varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken davacının düzenlediği faturaların sahte olduğuna ilişkin yeterli tespitin bulunmadığı gerekçesiyle verilen ısrar kararının bozulması gerekmektedir.

KARAR SONUCU :

Açıklanan nedenlerle;

1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,

2- İstanbul 8. Vergi Mahkemesinin, 16/10/2018 tarih ve E:2018/1628, K:2018/2732 sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,

3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,

2577 sayılı Kanunun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/11/2019tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

X - KARŞI OY:

Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında vergi mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.