Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/10/2014 tarih ve 2014/846-2014/259 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

Davacı vekili; müvekkili tarafından F.Mühendislik Taahhüt Ticaret A.Ş.'nin 9123922 IMO numaralı Irenes L. gemisi ile taşınacak olan emtiaların, taşıma esnasında oluşabilecek rizikolara karşı 27/11/2012 tarihli nakliyat emtia sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, emtiaların toplam 47 adet olduğunu ve I. L.gemisi ile N. / A.'dan İ./ T.'ye taşındığını, emtianın A. Limanında gemiden tahliye edilirken antrepoda orjinal mühürlerinin açılarak boşaltılması sırasında her iki konteynerdeki ürünlerde de hasar oluştuğunun tespit edildiğini, hasara konu emtianın yangın pompasına ait elektrik paneli olduğunu, panelin dış yüzeyinde derin çizikler, sürtünme izleri ve üst bağlantı demirlerinde eğilmelerin mevcut olduğunu, ekspertiz raporuna göre meydana gelen hasarların konteynerlere yapılan yükleme/istifin eksik/hatalı yapılmış olması neticesinde meydana geldiği, dik taşınması gereken elektrik panelinin yatay olarak yüklenmiş olması ve bağlantı demirlerinin bulunduğu kısımda konteyner ile panelin arasına teması önleyici malzeme konulmamış olduğunu, diğer malzemelerin de gerek konteynere gerek birbirine temasını önleyici malzeme konulmamış olduğundan hasarın meydana geldiğinin belirtildiğini, sigortalının davalı aleyhine Beşiktaş 16. Noterliği kanalı ile ihtarname çekildiğini, borçlu aleyhine İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7324 Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe borçlunun yapmış olduğu itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7324 Esas sayılı dosyasına borçlu/davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren borçlu/davalı aleyhine % 20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili, davacı sigorta firmasının sigortalının haklarına halef olduğunu ve bu nedenle taşıma konusu konişmentonun da dolaylı yoldan tarafı olduğunu, konişmentonun başka bir devletin mahkemelerini ve hukukunu yetkili kılınmış olduğundan taraflar arasındaki uyuşmazlığa bakma görevinin Türk Mahkemelerinde olmadığını, asıl taşıyanın M. L. isimli firma olduğunu ve müvekkilinin bağlı bulunduğu M. S. & F. Ltd isimli firmanın Türkiye acenteliğini yaptığını, müvekkilinin taraf ehliyetinin bulunmadığını, yükün usulünce ambalajlanmadığını ve herhangi bir koruma kasasının olmadığının açıkça ortada olduğunu, dava dışı sigortalı firmanın yasal yükümlülüğünü yerine getirmediğinin farkına vardığını ve müvekkiline ihtarnamenin keşide edildiğini, FCA teslim şekline göre müvekkiline sorumluluğun yüklenemeyeceğini, konişmento kapsamında müvekkilinin hasar sorumluluğunun sınırlandırıldığını, dava dışı sigortalı firmanın tek taraflı düzenlettirdiği ekspertiz raporunu kabul etmediklerini belirterek davanın tahkim ve yetki anlaşması ilk itirazlarının kabulü ile görev ve yetki yönünden reddine, müvekkilinin acente olması dolayısıyla kendisine direkt olarak husumet yöneltilemeyeceğinden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davanın esastan reddine, kötü niyetli icra takibi nedeniyle davacının % 20' den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, dava konusu taşımaya esas konişmentonun 34. maddesindeki kloz ile uygulanacak hukukun ABD Hukuku ve yetkili mahkemenin ABD Mahkemeleri olduğunun kararlaştırıldığı, bu anlamda dava konusu uyuşmazlığın yabancı unsur taşıması, mahkememiz yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın akdi borç ilişkisinden doğması ve konişmentoya yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan yazılı şartın geçerli ve bağlayıcı olması, davacının sigortalısının ciro ile aldığı konişmentoyu ibraz ederek yükü teslim almış olması, konişmentoyu ciro ile alıp yükü teslim almada kullanan gönderilenin konişmentonun şartlarıyla bağlı olması (Y.H.G.K.'nun 01/02/1995 tarih 1994/11-765 esas 1995/39 sayılı kararı) karşısında davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.

Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Dava, sigorta sözleşmesine dayalı rücuen tazminatın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. HUMK’nın 9. maddesinde, kanunda aksine hüküm bulunmadıkça her davanın davalının ikametgahında görüleceği, 10. maddesinde, sözleşmenin yapıldığı veya yerine getirileceği yer mahkemesinde de davanın görüleceği, 22. maddesinde ise, kamu düzenine ilişkin olmayan hallerde tarafların yetkili mahkemeyi belirleyebilecekleri düzenlenmiştir. MÖHUK’nın 47. maddesinde de yetkinin münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşabilecekleri düzenlenmiştir. Ancak, yetki sözleşmesi düzenlenirken, yetkili mahkemenin somut olarak belirlenmesi, en azından belirlenebilir olması gerekmektedir. Somut olayda, konşimentoda, uyuşmazlıkların ABD Mahkemeleri'nde ve bu ülkenin kanunlarına göre çözümleneceği belirtilmiş olup, yetki sözleşmesinde somut bir mahkemenin belirlenmemiş olması, daha doğru bir deyişle yetki sözleşmesinin yetkili mahkemenin belirlenmesine imkan verecek bilgileri içermemiş olması nedeniyle geçersiz olması karşısında, mahkemece, yetki itirazının reddine karar verilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yerel mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 17/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.