Dava dilekçesinde, onaylı mimari projeye aykırılıkların giderilmesi ve haksız işgal tazminatının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Şöyleki;
1-Kat Mülkiyeti Yasasının 19.maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesine göre tavan, taban veya duvar ile birbirlerine bağlantılı bulunan bağımsız bölümlerin bağlantılı yerlerinde, bu bölümlerin maliki ya da birden çok maliki varsa bu maliklerin ortak rızası ile anayapıya zarar vermeyecek onarım, tesis ve değişiklik yapılabilir. Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere bu iş için öteki kat maliklerinin rızasının alınmasına gerek yoktur. Ancak, yapılan bu işlemlerin anayapıya zarar verecek nitelikte olmaması ve doğaldır ki anataşınmazın ortak yerlerine müdahale etmemesi gerekir.
Anataşınmazın yerinde yapılan inceleme sonunda düzenlenen bilirkişi raporunda, davalılar tarafından kiraya verilen dükkan nitelikli 10 adet bağımsız bölümün birbirine bağlantılı ara duvarları kaldırılarak ara koridorlar da katılmak suretiyle tek bağımsız bölüme dönüştürüldüğü saptanmış olup, bağımsız bölümlerin ara duvarları kaldırılarak birleştirilmesinin anayapının taşıyıcı sistemlerine (statiğine) zarar verip vermediği hususunda inceleme yapılmadığı gibi, dava konusu bağımsız bölümler arasındaki duvarların kaldırılmış olmasının kargir anayapının olası bir depreme dayanıklılığını olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceği konusunda bilirkişilerce, 01.01.1998 tarihinde yürürlüğe giren “Deprem Yönetmeliği” hükümleri çerçevesinde gerekli inceleme ve hesaplamaya yer verilmediği anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece, bilirkişilerden yukarıda açıklanan esasları içeren ek raporlar alındıktan ve dava konusu edilen değişiklikleri gösteren kroki de
çizdirildikten sonra, davalılara ait bağımsız bölümler içinde gerçekleştirilen değişikliklerin (kaldırılmış olan ara duvarların) anayapının statiğine zarar vermediği ve depreme dayanıklılığını olumsuz yönde etkilemediği açıkça saptandığında, Kat Mülkiyeti Yasasının 19.maddesinin ikinci fıkrasının son cümlesi hükmü uyarınca bu konuya ilişkin istemin reddine karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma ve incelemeyi içermeyen bilirkişi kurulu raporuna dayanılarak onaylı projeye aykırı olduğu gerekçesiyle birleştirilen bağımsız bölümlerin “projeye uygun hale getirilmesine” karar verilmesi,
2-Kat Mülkiyeti Yasası uygulamasında, özel amaca tahsis edilmiş ortak yerlerin herhangi bir gelir getirmesi ve tüm kat maliklerinin oybirliğiyle karar alması halinde dahi kiraya verilmesi mümkün olmadığından, bu gibi yerlerin işgali sebebiyle de ecrimisil istenemez. Somut olayda davaya konu edilen bodrum kattaki davalılarca kullanılan koridorlar özel amaca tahsisli ortak yerlerden sayıldığından ecrimisile yönelik talebin reddine karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması,
3-Kat Mülkiyeti Yasasının uygulanmasından doğan ve konusu doğrudan para alacağı olmayan davalarda, yargı harçları ile avukatlık ücretlerinin maktu tarifeler üzerinden hesaplanıp hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden, nispi tarifelere göre harç ve avukatlık ücretine hükmedilmiş olması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.