Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Davacılar , murisinin 18.5.2000 tarihinde geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tesbiti ile maaş bağlanmasına   karar verilmesini istemiştir.

Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.

Hükmün  davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

Dava, davacıların murisi olan H.D.’ın  ölümü  ile sonuçlanan zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.

Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.

Olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tesbitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 sayılı Yasa gereğince ölen sigortalının yakınlarına  gelir bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve de olayda iş kazası ise, kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.

Dava konusu olan hukuki ilişki birden fazla kişi arasında ortak olup da, bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı  şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan zorunludur. Burada dava   arkadaşları arasındaki hukuki ilişki son sıkı olup Mahkeme, mecburi dava  arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve bir tek karar verir.

İş kazasının tesbit istemine ilişkin   dava sonucunda mahkemece verilecek hüküm  gerek işverenin  gerekse Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını  etkileyeceğinden işveren ile Sosyal Sigortalar kurumu  arasında  mecburi dava  arkadaşlığı  bulunmaktadır. Davalılar arasında (pasif) mecburi  dava arkadaşlığı bulunması halinde, davacı bütün davalılara karşı birlikte dava açmak zorundadır.  Dava bütün mecburi dava arkadaşlarına karşı değil de  bunlardan birine veya bir  kaçına karşı açılmış ise bu halde, dava sıfat  yokluğundan reddedilemez. Mahkemenin,  davayı diğer  mecburi dava  arkadaşlarına da  teşmil etmesi için davacıya bir süre vermesi, davacı bu süre içinde davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil ederse davaya devam etmesi gerekir.

Somut olayda husumet yalnızca davalı SSK Başkanlığına yöneltilmiş, işveren A.İ. davaya dahil edilmemiştir..

Yapılacak iş; öncelikle davacıya işveren A.İ.’i  usulüne uygun olarak davaya dahil etmek için uygun bir önel vermek, İşverenin  delilleri toplandıktan sonra çıkacak sonuca göre karar vermektir.

Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.

O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm   bozulmalıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer  itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 11.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.