Dosya olarak kaydet: PDF - TIFF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

Taraflar arasındaki Tüketici Hakem Heyeti Kararına İtiraz davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına temyiz edilmiştir.

YARGITAY KARARI

Davacı vekili dilekçesinde; davalı tüketicinin başvurusu üzerine Afyonkarahisar Valiliği İl Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanlığı’nın 07.05.2012 tarih ve 2012/1107 K. sayılı kararı ile tüketicinin (abone) aboneliği ile ilgili faturalarında yer alan kayıp-kaçak, dağıtım, sayaç okuma, sistem kullanım bedeli adı altında tahsil edilen toplam 577,94 TL'nin tüketiciye iadesine karar verildiğini, hakem heyeti kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece; davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 13.11.2013 tarih ve 2013/298323 sayılı yazı ile; mahkemece, davanın reddine karar verildiği, davalının kendisini vekil ile temsil ettirmesine rağmen lehine vekalet ücretine hükmedilmediğinin anlaşıldığından bahisle kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu, Dairemizin 19.03.2014 tarih 2013/20196 Esas 2014/4330 Karar sayılı ilamı ile de "davanın reddine karar verilmiş olmakla yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davalı vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden" bahisle HUMK'nun 427/6 maddesine dayalı olarak kanun yararına bozma talebinin kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.

Mahkemece; bozma sonrası yapılan yargılamada davanın reddine karar verilmiş, davalı vekilince lehlerine maktu 1.500 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kanun yararına bozma talebinde bulunulması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.03.2015 tarih ve 2015/38228 sayılı yazısı ile; "kanun yararına bozma üzerine yeniden yargılama yapılamayacağı ve bozmaya uygun olarak yeni bir hüküm verilemeyeceğinden" bahisle yeniden kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.

Somut olayda; mahkemece Dairemizin 19.03.2014 tarih ve 2013/20196 Esas- 2014/4330 Karar sayılı bozma ilamı üzerine yeniden yargılama yapılarak 16.07.2014 tarih ve 2014/382 Esas-2014/465 Karar sayılı davanın reddine dair kararın verildiği anlaşılmaktadır.

Ancak, kanun yararına temyizin amacı Yargıtay incelemesinden geçmemiş olan kararların hukuka aykırılığının tespiti halinde, kararın hatalı olduğunun, yasanın kesin hükümde belirtildiği biçimde uygulanamayacağının açıkça duyurularak, mahkemelerin uyarılmasına yönelik olduğundan, hükmün hukuki sonuçlarını değiştirmemekte, tarafların lehine veya aleyhine sonuç doğurmamaktadır. Kanun yararına bozma üzerine tekrar yargılama yapılamayacağı ve bozmaya uygun olarak yeni bir hüküm verilemeyeceği halde mahkemece bu husus gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

SONUÇ: Bu itibarla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının HUMK'nın 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 29.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.