Dosya olarak kaydet: PDF - WORD
Görüntüleme Ayarları:

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

İKİNCİ BÖLÜM

KARAR

I.BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvurucu, "silahlı terör örgütüne üye olma ve bu örgütün propagandasını yapma" suçunu işlediği iddiasıyla yargılandığı davada makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

II.BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru, 25/6/2014 tarihinde İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. İdari yönden yapılan ön incelemede başvurunun Komisyona sunulmasına engel bir durumun bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 31/10/2014 tarihinde, kabul edilebilirlik incelemesi Bölüm tarafından yapılmak üzere, dosyanın Bölüme gönderilmesine karar verilmiştir.

III.OLAY VE OLGULAR

A.Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve UYAP aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:

5. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 15/4/2008 tarihinde başvurucu gözaltına alınmıştır.

6. Silivri 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 16/4/2008 tarih ve 2008/26 Sorgu sayılı kararı ile başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir.

7. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığınca yetkisizlik kararı verilerek soruşturma dosyası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına (CMK. 250. maddesi ile yetkili) gönderilmiştir.

8. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının (CMK. 250. maddesi ile yetkili) 29/7/2008 tarih ve E.2008/1037 sayılı iddianamesi ile başvurucu ve diğer şüpheli hakkında "silahlı terör örgütüne üye olma ve bu örgütün propagandasını yapma" suçlarından kamu davası açılmıştır.

9. Yargılamaya başlayan İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, (CMK. 250. maddesi ile görevli) 20/3/2009 tarihinde başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.

10. Mahkemece, 5/6/2009 tarih ve E.2008/218, K.2009/135 sayılı kararla başvurucunun, "terör örgütü üyesi olma" suçundan beraatine, "terör örgütü propagandası yapma" suçundan 2 yıl 1 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.

11. Temyiz üzerine, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 20/5/2013 tarih ve E.2012/696, K.2013/7807 sayılı ilâmıyla beraat kararı verilen suç yönünden hükmün onanmasına, mahkûmiyet kararı verilen suç yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

12. Bozma ilâmına uyularak yapılan yargılamada İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi, 18/9/2013 tarih ve E.2013/121, K.2013/164 sayılı kararı ile başvurucu hakkında "terör örgütü propagandası yapma" suçundan açılan kamu davasında kovuşturmanın ertelenmesine karar vermiştir.

13. Karar, başvurucu müdafi Av. K1'nin yüzüne karşı ve itirazı kabil olmak üzere verilmiş olup itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.

14. Mahkemece, 31/10/2013 tarihinde, hükmün 1/10/2013 tarihi itibarıyla itiraz edilmeksizin kesinleştiği gerekçeli kararın ekine yazılmıştır.

15. Başvurucu, 25/6/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B.İlgili Hukuk

16. 12/4/1991 tarih ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 7. maddesinin ikinci fıkrası, 2/7/2012 tarih ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un geçici 1. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendi.

IV.İNCELEME VE GEREKÇE

17. Mahkemenin 10/3/2015 tarihinde yapmış olduğu toplantıda, başvurucunun 25/6/2014 tarih ve 2014/10594 numaralı bireysel başvurusu incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

18. Başvurucu, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında 15/4/2008 tarihinde gözaltına alınarak 16/4/2008 tarihinde tutuklandığını ve 20/3/2009 tarihinde serbest bırakıldığını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında açılan kamu davasında 18/9/2013 tarihinde kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiğini, kararın 1/10/2013 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, kesinleşme şerhli karar örneğini 29/5/2014 tarihinde tebliğ aldığını, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

19. 30/3/2011 tarih ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru usulü" kenar başlıklı 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten; başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."

20. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün "Başvuru süresi ve mazeret" başlıklı 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir."

21. Bireysel başvurunun ön şartlarından birisi de başvuru süresidir. Süre, başvurunun her aşamasında dikkate alınması gereken bir usul hükmüdür.

22. Bireysel başvuruların, 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca, başvuru yollarının tüketildiği tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde Anayasa Mahkemesine doğrudan veya diğer mahkemeler yahut yurt dışı temsilcilikler vasıtasıyla yapılması gerekmektedir (B. No: 2012/1075, 12/2/2013, §§ 18-19).

23. Başvuru konusu olayda başvurucu, hakkında yürütülen soruşturma kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca açılan kamu davasında 18/9/2013 tarihinde kovuşturmanın ertelenmesine karar verildiğini, kararın 1/10/2013 tarihinde itiraz edilmeksizin kesinleştiğini, kesinleşme şerhli karar örneğini 29/5/2014 tarihinde tebliğ aldığını, makul sürede yargılama yapılmadığını belirterek, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

24. İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda, 18/9/2013 tarihinde, başvurucu hakkında "terör örgütü propagandası yapma" suçundan açılan kamu davasında kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmiştir. Anılan karar, başvurucu müdafi Av. K1'nin yüzüne karşı verilmiş ve itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Mahkemece, 31/10/2013 tarihinde, hükmün 1/10/2013 tarihi itibarıyla itiraz edilmeksizin kesinleştiği gerekçeli kararın ekine yazılmıştır.

25. Başvurucu hakkında verilen kovuşturmanın ertelenmesi kararının, itirazı kabil karar olduğu ve itiraz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmıştır. Anılan kararın başvurucu müdafiinin yüzüne karşı verildiği, dolayısıyla ihlale neden olduğu ileri sürülen kararın 18/9/2013 tarihinde başvurucu müdafii tarafından öğrenilmesine rağmen, bu tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuruda bulunulmadığı belirlenmiştir.

26. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre, bireysel başvurunun, başvuru yollarının tüketildiği ve başvuru yolu öngörülmemişse ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekir.

27. Başvurucunun, ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince verilen kararı 18/9/2013 tarihinde öğrendiği halde, 25/6/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesince 18/9/2013 tarihinde verilen karara yönelik olarak, anılan tarihten itibaren otuz günlük sürede bireysel başvuruda bulunulması gerekirken bu sürenin geçmesinden sonra 25/6/2014 tarihinde başvuruda bulunulduğu belirlenmiş olup başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmaktadır.

28. Açıklanan nedenlerle, ihlale neden olduğu iddia edilen karara ilişkin olarak otuz gün geçtikten sonra yapılan başvurunun, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin"süre aşımı" nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun "süre aşımı" nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B.  Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde bırakılmasına,

10/3/2015 tarihinde OY BİRLİĞİYLE karar verildi.