Tarikat Şeyhi
1950’den sonra Başgil’e yönelik “irticacı” vb. isnatların artış gösterdiğine değinmiştik.…
Başgil, Ahmet Emin Yalman’a yönelik yazdığı oldukça sert köşe yazısında…
“1950 den sonra irticai körüklemiş olduğum iddiasına gelince, bunun Bâbıâlideki bir iki kafadarınızla ötedenberi fıkara çorbası gibi, ikide bir öne sürdünüz ve istismar ettiniz, fakat biliniz ki bu isnadlarımıza aklı başında olan vatandaşlar daima güldüler. Çünkü ben, inkılâp bahsinde olsun, hiyanet meselesinde olsun görüş ve kanaatlerimi ders notlarımda, hususiyle 1954 de neşrettiğim «Din ve Lâiklik» eserimde ortaya koymuş bulunuyorum.”Konuyla ilgi olarak bir başka örnek olarak Başgil’in fakültedeki görevinden istifa…
“Masum gençler: Artık karşınızda hiçbir resmi sıfatı olmayan, sizin gibi sivil bir Başgil var. Şimdi baş başa verip daha serbest konuşabiliriz.…
Ne dedim, ne dediler, hiç durup düşündünüz mü? Ben size ne dediklerini hülâsa edeyim; Başgil mürtecidir, inkılâp aleyhtarıdır, muhafazakârdır. Nurcudur, gericidir, dediler. Bunlardan bazısı doğru, bazısı da iftiradır. İftiralardan başlayalım. Bir kere ben mürteci değilim. Mürteci olmaya kendimi zorlasam da olamam. İrticai yani geçen ve tarih olan bir devre dönmeyi emel edinmeme beni ilmî formasyonum bırakmaz. Ben tekâmül kanununa ve tarihî muayyenliğe inanan insanım.”…
Başgil’in eserleri incelendiğinde irtica kavramı üzerinden sonuç elde etmek oldukça…
27 Mayıs sürecinin kurucu aktörlerinden birinin “üniversite gençliği” olduğunu dikkate…
Guguk-1943…