b) TK’da önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına ilişkin genel kurul kararı…
Doktrinde tartışmalı olmakla birlikte, önemli miktarda şirket varlığının toptan satışına…
Gerçekten, diğerlerinden farklı olarak, bu durum doğrudan yönetim kurulunun alanına…
c) Önemli miktarda şirket varlığının toptan satışını konu alan genel kurul kararının…
Kanaatimce, genel kurul kararının dış ilişkide etkili olması ve bu yönüyle yönetim…
Ne var ki, genel kurul kararının dış ilişkide etkili olduğu dikkate alındığında,…
Bu yaklaşım şekli, TK 408/2-(f)’nin amacı ile de uyumludur. Zira geçerli şekilde…
d) Bu noktada TK 408/2-(f)’de öngörülenin, organlar arasındaki yetki paylaşımı temelinde…
aa) Bilindiği gibi, temsile yetkili olanlar ortaklığın amacına ve işletme konusuna giren her tür işleri ve hukuki işlemleri, ortaklık adına yapabilir ve bunun için ortaklık unvanını kullanabilir(92)…
Toptan satışın karakteristik özelliğinin bir sonucu olarak, TK 408/2-(f) bağlamında…
Kanaatimce, burada öngörülmesi gereken riskin, hukuki ve ticari olmak üzere, esas…
e) Hükmün zarara yol açacağı ve belirli hususların önlenmesi amacıyla yorum yapılması, bir çözüm yöntemi değildir. Bu sebeple yorum yapılırken yorum noktasında önem arz eden bazı hususların basitleştirilerek belirli hâle getirilmesinde fayda bulunduğu, her türlü tartışmanın üzerindedir. Evvelce de temas edildiği gibi, TK 408/2-(f)’nin asıl amacı, ortaklık menfaatinin himaye edilmesidir. Bu sebeple karşı karşıya kalınacak hukuki sorunlarda bu amacın sağlanabilmesine matuf bir yorum faaliyetinde bulunulması zorunludur. Çatışan menfaatler açısından yaklaşıldığında, burada temel iki menfaatin karşı karşıya geldiği söylenebilir. Bunlar: Ortaklık menfaati ile işlem güvenliği menfaatidir. İyiniyetin korunması ile hedeflenen, aslında ticaret hayatının gerektirdiği işlem güvenliğidir. Bu sebeple bilinmeyen ve bilinmesi dahi söz konusu olmayan bir ihtimalin olumsuz sonuçlarının sözleşme tarafının omuzlarına yüklenmesi, bu yönüyle işlem güvenliğinin tehlikeye girmesi şeklinde yorumlanmaya ziyadesiyle elverişlidir. Bu ifade edilirken, TK’da öngörülen düzenlemelerin üçüncü kişinin korunmasına özel önem atfeden bir yapıya sahip olduğu eklenebilir. Ne var ki, TK 408/2-(f)’de yer alan düzenleme, TK’nın sistematiğinde bir istisnadır. Gerçekten de nasıl ki sözleşme tarafı açısından yapılan yorumlarda olumsuz bir hukuki durumun varlığından söz edilebilmekte ise, benzer bir durum, tam aksi açıdan yaklaşıldığında bizatihi anonim ortaklığın kendisi (ve tabiatıyla pay sahipleri) açısından gündeme gelmektedir. Dikkat edilecek olursa, her iki menfaat de çatışma hâlindedir. Kanaatimce, olan hukuk açısından, hükmün ortaklık menfaatine üstünlük tanıyacak şekilde yorumlanması gerekir. TK 408/2-(f) zaten tam da bu amacı himaye edebilmek için TK’da yer verilen bir düzenlemedir. Bir örnekle analoji yapmak gerekirse; örneğin, sözleşmenin irade bozuklukları dolayısıyla iptali hâlinde karşı tarafın iyiniyetine sonuç bağlanması söz konusu olmadığı gibi, burada da bağlanmaması söz konusudur.…
Diğer taraftan, bu durum ekonomik analiz ile de desteklenebilir. Zira bahsi geçen…