Sayın Daire, “Somut olayda, davalı Şirkete gelen bir ihbar telefonu üzerine, dava dışı ... sahibi ... ve üçüncü kişi ... ile şirket müdürü ... ... ve yedek parça dağıtım pazarlama sorumlusu ...’ın yaptığı görüşme neticesinde çalışanlarından ... ve davacının bir kısım faturalar üzerinde usulsüzlükler yaptığı, birlikte hareket ederek şirketi zarara uğrattıkları ve bundan maddi menfaat elde ettiklerinin ifade edilmesi üzerine, davacı ve ...’nin savunması alınmış ertesi gün de iş akitleri 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 25/II-e maddesi uyarınca feshedilmiştir. Davacı hakkında feshe konu dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçları sebebiyle kamu davası açılmış olup sözü edilen dava halen derdesttir. Davacının yapmış olduğu iş, görev tanımı ve davacı hakkında kamu davası açılmasına neden olacak emarelerin bulunduğu dikkate alındığında, taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği, iş ilişkisinin olumsuz etkilendiği, davalı işveren açısından fesih tarihi itibari ile en azından geçerli nedenlerin bulunduğunun kabulü gerekir. Bu haliyle geçerli olan bu feshin daha ağır olan haklı sebeple fesih niteliğinde olup olmadığının açılan kamu davasının sonucunda ortaya çıkacağı, bu hususun ise ceza davasının sonucuna göre davacı tarafından açılması muhtemel kıdem ve ihbar tazminatı davasında tartışılabileceği açıktır. Fesih tarihindeki mevcut delillere göre işveren feshi geçerli nedene dayandığından, davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.Belirtilen sebeplerle, 4857 Sayılı Kanun’un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir”(84)…