“Eldeki dava dosyasına konu olan olayda, davacının 14.02.2007-02.05.2009 tarihleri arası ihtilaf konusu dönemde nakliyeci olarak kendi nam ve hesabına çalıştığı, 506 sayılı Yasanın yukarıda açıklanan hükümleri çerçevesinde hizmet akdinin unsurlarının davacı yönünden oluşmayıp bilakis davacının çalışmalarının 1479 sayılı Yasanın 24 ve devamı maddelerinde düzenlenen “kanunla ve kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulu sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalan ve herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız” çalışanların tabi olduğu statüye tabi olduğu çekişmesizdir. Hal böyle olunca, ihtilaf konusu dönemde davacının 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılması mümkün olmayıp, 1479 sayılı Yasanın Ek geçici 6. maddesi hükmünün yaşlılık aylığı tahsisinde esas alınan sigortalılık süresinin niteliğine yönelik uyuşmazlık hallerinde uygulanamayacağı gözetilerek, ihtilaf konusu dönemde davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olduğu kabul edilerek ve 506 sayılı Yasa kapsamındaki bu dönemde ödenen primlerin 5458 sayılı yasanın 16 maddesi hükümleri çerçevesinde 1479 sayılı yasaya tabi sigortalılığa aktarımı sağlanarak, anılan yasanın geçici 10. maddesi çerçevesinde davacı yönünden yaşlılık aylığı tahsisi şartlarının varlığı irdelenerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir”…