Tartışmalar (Birinci Oturum)

Haksız Rekabet Ve Yargıtay Kararları…

Yard. Doç. Dr. İlhan YİĞİT…

Anonim Şirket Genel Kurul Kararlarının Hükümsüzlüğü…

Doç. Dr. Ali PASLI…

Yargıtay Kararları Işığında Anonim Şirket Sermaye Artırımı…

Ahmet Özgan: Ben de Sayın konuşmacıya dairemiz kararlarını çok güzel…

Mehmet Fatih Arıcı: Özellikle mesela sözcük olarak ifade edilen markalar…

Ahmet Özgan: Yok, ibare olan şeyleri biz kararlarımızda belirtiyoruz.…

Mehmet Fatih Arıcı: Yayınlanırken söylenmiyor. …

Ahmet Özgan: Yargıtay kararları bu ortak alana yüklerken herhalde bu…

Mehmet Fatih Arıcı: Teşekkür ederim. …

Mehmet Fatih Arıcı: Teşekkür ederim. Bu konu ile ilgili olarak hem Yargıtay’ın uygulaması hem de öğretideki nispeten daha yaygın olan yaklaşım iş şartlarını iş hukukundaki zorunluluklar, şartlarla sınırlamamak. Bunu ben de isabetli buluyorum. İş hukuku ile ilgili çok net bir sınırlama da yok, ilgili hükme baktığımız zaman aynen şöyle diyor; iş şartlarına uymamak, özellikle kanun ve veya sözleşmeyle rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar. Dolayısıyla örneğin işte gıda mevzuatına önemli bir aykırılık, insan sağlığına tehdit edecek ama çok düşük maliyetli bir şeyin kul-

İlhan Yiğit: Ben ikinci sorudan başlayayım o zaman ilk olarak. Etki doktrini daha doğrusu 446 1b’yi ben açıkçası iki şekilde algılıyorum. Bir, her halükarda bu tür aykırılıklar varsa hiçbir pay sahibini dava açma hakkından yoksun bırakmamak gerekir. Çünkü bu aykırılığı bizzat şirketin kendisi yapıyor. Toplantıya almıyor, oy kullanmasına müsaade etmiyor veyahut da oydan yoksun olan kişilere oy kullandırıyor, bu tür durumlarda iptal davası açma hakkını vermek gerektiğini düşünüyorum. Ama bu aykırılıklar, kararların alınmasında etkili ise, bu yeter sayılar boyutunda olabilir veyahut da niteliksel bir değerlendirme ile de bir etki söz konusuysa salt bu sebeplerin de bizzat kanuna, esas sözleşmeye aykırı olmasa dahi iptal edilebileceği görüşündeyim. İkinci olarak da çağrının usulsüzlüğü meselesi şimdi Yargıtay’ın kararlarına baktığımız zaman eğer hiç çağrı yoksa, zaten 416’daki şartlar yani çağrısız genel kuruldaki şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle yokluğuna hükmediliyor. Keza yine

Ali Paslı: Sunumda da söylemeye çalışmıştım tabi çok ayrıntısına da giremedim, rüçhan hakkının aldığımız kararlarda rüçhan hakkıyla doğrudan oradaki aykırılığın sermaye artırımıyla bağlantısı var. Bir de bu sizin söylediğiniz karar da 2014 tarihli bir karar, o kararda da açılan dava dolaylı zarar da, doğrudan zarar davası yerel mahkeme dolaylı zarar var burada diyor. Yüksek mahkeme de doğrudan zarar var diyor. Dolayısıyla davayı haklı buluyor. Şimdi esasında doğru bu ikisini ayırmak lazım. Yani rüçhan hakkıyla sermaye artırımının etkilenmesi meselesini ama şimdi rüçhan hakkının kullanım prosedürüyle alakalı kullanım prosedüründe yapılan bir usule aykırılığın sonucunun doğrudan zararın en son çare olması lazım. Rüçhan hakkını kullandıran, şirket. Dolayısıyla bu şirket tüzel kişiliği ile ilgili pay sahibi arasındaki bir hukuki ilişki. Burada ise, olayda ise anladığım kadarıyla doğrudan zarara gidildiğine göre yönetim kurulunun üyelerinin sorumluluğuna ilişkin bir dava açılmış. Bu noktada benim eleştirim var. Yani rüçhan hakkının yanlış kullanılmasından uğradığı bir zarar varsa öncelikle zaten o oradaki prosedürden kurtulur, rüçhan hakkının kullanım prosedürünü, yeniden kullanabilir rüçhan hakkını. Yani rüç-

Tartışmalar (Birinci Oturum)

You only have rights to document if you have Profesyonel + package.