Yargıtay Kararları Işığında Anonim Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi…
-
Go to
: -
Favorites
-
ᴀ⇣ Reduce font
On İki Levha Yayıncılık
Release date: January 2018
Pages:: 129 - 140
M. Halil Çonkar, F. Pelin Tokcan, İ. Çağrı Zengin, Numan S. Sönmez, Abuzer Kendigelen, Buğra Kesici
You only have rights to document if you have Profesyonel + package.
İkinci Oturuma Ait Tebliğler:…
Prof. Dr. N. Füsun NOMER ERTAN…
Yard. Doç. Dr. Fatih AYDOĞAN…
Anonim Şirketlerde Kâr Payının Ödenmesine Mahkemece Karar Verilip Verilemeyeceği Meselesi…
Ayşe Albayrak Doğan: Sayın Ertan’a kapsamlı ve doyurucu tebliği için…
İsmail Kırca: Teşekkür ederim. Kâr payı dağıtımı, kâr payı dağıtımı için eda davası açılıp açılamayacağı ve haklı sebeple fesih aslında birbirleriyle ilgili müesseseler. Aslında kâr payıyla ilgili sorunu çözdüğünüz takdirde anonim ve limited şirketlere ilişkin birçok sorunu da halledersiniz ve mahkemelerin iş yükü de azalır, bu bağlamda m. 531’e ilişkin davaların sayısı da çok düşer, hattâ önemsenmeyecek sayıyla anılır hâle gelir diye düşünüyorum. Bununla birlikte, başka bir çözüm arama yoluna gitmeksizin, görüşün isabeti, hukuka uygun olup olmadığı bir yana, sırf kâr payı dağıtımı yönünde eda davası açılabileceği görüşünden hareket etseniz bile, sorunun tam olarak çözüleceği kanaatinde değilim. Kâr payıyla ilgili sorunu çözebilmek için öncelikle şirketlerin etkili biçimde denetlenmesi gerekir. Çünkü ancak bu sayede şirketin gerçek finansal durumunun ortaya çıkması sağlanabilir; pay sahipleri arasında uyuşmazlık yaşandığı durumlarda şirketlerin içinin boşaltılması yoluna gidildiği herkesin malûmu olan bir husustur. Konuya dava teorisi açısından bakıldığında ise kâr payının dağıtılmasını konu alan bir eda davası açılabileceği yönündeki görüşün kanunu aşan bir yorum faaliyetine dayandığı kanaatindeyim. Unutmayalım ki, red kararlarına karşı iptal davası açılıp açılamayacağı
Ayşe Albayrak Doğan: Sayın Kırca’ya teşekkür ediyoruz. Sayın Aslan…
Adem Aslan: Teşekkür ediyorum sayın başkan, Adem Aslan Yargıtay 11.…
Diğer bir sorun ise; bazı olaylar oluyor ki gerçekten davacı hâkim ortağın hiçbir…
Son olarak; ise fesih yerine biz çıkma dediğimizde diyelim ki hâkim ortağın çıkmasına…
Füsun Nomer Ertan: Mahkeme kararıyla kâr payı dağıtılmasına karar verilsin…
İkinci soru: diğer ortağın çıkarılmasını talep edebilir miyiz? Bence edebilmeliyiz,…
379. maddeye gelelim; orada yüzde 10’luk bir sınır var. Ama 382/1-c’de aynı zamanda…
Ayşe Albayrak Doğan: Buyurun hocam.…
Fatih Aydoğan: Çok özür dileyerek; ben de dağıtılma kararı verilebileceğini düşünüyorum. Kısaca söylemiş olayım. Ayşe Albayrak Doğan: Sayın Bahtiyar buyurun lütfen.…
Mehmet Bahtiyar: Mehmet Bahtiyar, Yeditepe Üniversitesi. Öncelikle…
Füsun Nomer Ertan: Ben teşekkür ederim. Davacının kusuru bence tabii ki önemli. Siz kendinizin sebebiyet verdiği olaylara dayanarak haklı sebep gerçekleşmiştir, diyemezsiniz. Temel prensip, Medeni Kanunun 2. maddesi buna engel teşkil eder. Sizin kusurunuz çok düşüktür, yüzde 1’dir. Siz de etki etmişsinizdir, ama çok büyük oranda bir başka çoğunluk pay sahibi asıl kusurludur. O zaman problem yok. Ama asıl kusurlu sizseniz, bence artık haklı sebebin mevcut olduğunu ileri süremezsiniz. Şimdi gelelim diğer çözüm yollarına, gerçekten İsviçre’de bölünme, ana sözleşmenin değiştirilmesi, yönetim kuruluna üye seçilmesi yani mahkeme tarafından yönetim kuruluna üye atanmasına varacak derecede çözüm önerileri getiriliyor. Ben bunlara biraz tereddütle yaklaşıyorum. Özellikle ana sözleşmenin değiştirilmesinin mümkün olmaması gerektiğini düşünüyorum. Neticede bu bir anayasa ve sizin egemenlik hakkınız nasıl anayasa ile ortaya çıkıyorsa, aynı şey şirketler bakımından da söz konusu: Ana sözleşmenizi siz düzenliyorsunuz. Bu sonuca varan çözüm yollarını kabul etmememiz gerektiğini düşünüyorum. Yönetim kuruluna üye atamanın da mümkün olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir tek bölünme söz konusu olabilir. Özellikle çok büyük malvarlığına sahip şirketler var, inşaat şirketleri olabilir. Çok sayıda gayrimenkulleri vardır, pay sahiplerinin pay oranları da yüzde 51 yüzde 49’dur. Duruma göre eğer yönetim bir şekilde oluşturulamıyorsa, pay sahiplerinin paylarıyla orantılı bölünme düşünülebilir. Bunun dışında kar payı dağıtımı söz konusu olabilir. Ama sanırım uygulamada en çok davacı pay sahibinin şirketten çıkarılması ile karşılaşacağız. Bunun dışındaki diğer bahsettiğimiz çözüm yolla-
Ayşe Albayrak Doğan: Teşekkür ediyoruz hocama. Artık biraz daha genç…
Zehra Badak: Teşekkür ederim, ben İstanbul Ticaret Üniversitesinden…
Fatih Aydoğan: Ben teşekkür ederim. Mahkemenin kar payının dağıtılmasına karar verebileceğini kabul edersek elbette oranı da belirleyecek. Soru için teşekkür ederim. Aslında sunumu yaparken söylemem gerekirdi. Mesela birinci sene kâr dağıtılmadı, gerçekten dağıtması gerekir mi gerekmez mi hemen anlaşılmayabilir. Sonuçta ekonomik bir mesele... Şirketin geleceğiyle ilgili bir mesele... İlk defa dağıtmadığında mahkeme dikkatli olabilir. Ama uzunca bir süre dağıtmadığında ve hele hele birikmiş net kar payı gözüktüğünde, hesapta para durduğunda ve onunla ilgili net bir proje de ortaya konulmadığında mesele önem kazanıyor. Böyle bir durumda aslında mahkemenin işi de zor değil. Mahkeme mühasip bilirkişilerden yararlanarak bilanço ilkelerine göre, ayrılacak yedek akçeleri kontrol etmek suretiyle dağıtılacak kârı tespit edebilir. Bence tutarı belirlemesinde bir, zorluk da yok. Yine de bu konuda mahkemelerin denetimi sıkı olmalı. Gerçekten kesin bir şekilde emin olunmalı… Dağıtıma karar verirken de somut olay bakımından belki bütün karı değil, davacıyı da tatmin edecek belli bir oranı dağıtmak yeterli görülebilir. Bu noktada yüzde 5 bir hesap ölçüsü olabilir. Yüzde 5 bakımından Kanun koyucunun küçük pay sahibine en azından karın bir kısmını alsın bundan yararlansın dediği düşünülebilir. Ama oran gerçekten çok düşük. Yani yüzde 1 payı olduğunu düşünsek zaten toplam karın yüzde 5’i, onun da yüzde 1’i ona dağıtılacak. Yani bu oranı kanun koyucu gerçekten dağıtılması mecbur bir oran olarak düşünseydi bence de bunun biraz yüksek olması gerekirdi.