Manevi tazminat isteminin devri manevi tazminatın öteden beri en tartışmalı konularındandır
MK m. 25/IV’e göre: “Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez”. Öğretide ileri sürüldüğü üzere çağdaş eğilimlere ve gerçeklere uymayan MK m.25/IV hükmü ve hükümde yer alan “miras bırakanca ileri sürülmesi şartı”, miras bırakanın buna ilişkin zımni hatta farazi irade beyanlarının varlığı kabul edilerek aşılmaya çalışılmalıdır(214) . Manevi tazminat talebi olağan bir alacak hakkıdır, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ihlâl edilen kişisel değerdir(215). Manevi tazminat sonuçtur, yaptırımdır. MK m. 25/IV’de yer alan diğer şartın, manevi tazminat talebinin devrini zarar verenin keyfi kararına bağlı tutan “karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça” şartının da hiçbir mantıklı açıklaması bulunmamaktadır(216).Sayfa 594