Öğretideki ikinci görüş ise temel olarak, kanunun “kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı”…
Yenisey/Nuhoğlu ise, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun koruma tedbirleri için belirlenen şüphenin kuvvet derecesi ile asıl ceza davasındaki şüphenin kuvvet derecesinin birbirinden farklı olduğunu belirtmiştir. Bu görüşe göre, teknik araçlarla izleme koruma tedbiri için soruşturmaya başlanması zorunlu olup, kanunkoyucu tarafından aranan şart; şüphe sebebinin somut delile dayanması ve kuvvetli olmasıdır. Buradan hareketle basit şüphe ile soruşturma başlatıldıktan sonra bu tedbire başvurulabilir, ancak bu tedbirin uygulanabilmesi için şüphe sebebinin somut delillerle desteklenmesi ve başlangıçtaki haline nazaran kuvvetlenmiş olması gerekir(1220)…
Sırma Gezer’e göre ise, kuvvetli şüphe sebepleri ibaresinin mahkûmiyetin yüksek ihtimal olarak anlaşılması halinde bu durumda ölçülülük ilkesi bakımından bir sorun oluşacaktır zira kişinin büyük olasılıkta mahkûm edilmesi olasılığı ortaya çıktıysa, bu durumda temel haklarına böyle bir ağır müdahale içeren tedbire başvurmanın gereği de kalmaz, dolayısıyla bu tedbirin uygulanmasını da imkânsız hale getirmemek adına somut bir dayanağın yeterli olması ancak kriminalistik veya istatistiki yahut hayatın olağan akışı gibi temellerden hareket eden varsayımların bu kapsamda dikkate alınmaması gerektiği savunulmaktadır(1221)…
