Bu soruya farklı farklı yanıtlar vermek tabii ki mümkün.(6)…
Fakat buna karşılık; hukuku, bu koşullardan ayıran ve bağımsız bir çerçevede tanım…
“Devlet, bir hukuk düzenidir. Fakat her hukuk sistemi, hâlihazırda bir devlet olarak tasavvur edilmiş değildir. Bu, ancak hukuk sisteminin kendisini oluşturan normları üretmek ve uygulamak için iş bölümüne göre işlev gören belirli organları kullandığında gerçekleşir. Hukuk düzeni, belirli bir merkezileşme derecesine ulaştığında devlet olarak adlandırılır.”(8)…
Bu yanıt, devlet kavramını sosyolojik tanımlamalardan ve tartışmalardan kurtararak…
Georg Jellinek, böylesi eleştirileri aşmak için devletin ne olduğu sorusuna çift…
“Devlet, asli egemenlik gücüyle donatılmış yerleşik insanların birliğidir. (...) Bu nedenle, hukuki bir kavram olarak devlet, asli yönetme iktidarıyla donatılmış yerleşik bir halkın kurumu (yahut daha yakın zamanda kullanılan bir terimi kullanmak gerekirse) asli yönetme erki bahşedilmiş bölgesel bir kurumdur.”(10)…
Yani yazar, bir devletten bahsetmenin, şu üç ögenin varlığına bağlı olduğunu ileri…
•Devletin toprağı (Staatsgebiet)Sayfa 8…
•Devletin halkı (Staatsvolk)…
•Devletin erki (Staatsgewalt)(12)…
Bunlardan toprak (Staatsgebiet) ve halk (Staatsvolk) kavramlarını değil de Staatsgewalt…
Anayasa’nın başlangıç kısmındaki “kuvvetler ayrımı” ifadesi, Anayasa koyucunun “kuvvet”…
Biz anayasa hukukçuları da genellikle, başlıca erkleri kural koyma, uygulama ve denetleme…
