Davada gerçek tarafın belirlenmesine ilişkin bir Hukuk Genel Kurulu kararına göre,…
Bu konuda incelediğimiz bir başka Yargıtay kararına göre, “Dava konusu taşınmaz davacının babası adına kayıtlı olup veraset ilamına göre davacı (3/28) payla mirasçılardan biridir. Dava taşınmaza hafriyat dökülmesi nedeniyle kullanılmamasından kaynaklanan zararın giderimi istemine ilişkin olduğundan davanın bu niteliği gereği davacı miras hissesi oranında tazminat isteyebilir. Kaldı ki, mahkemece davacıya diğer mirasçıların davaya muvafakatlarının veya katılmalarının sağlanması için süre verilmeden dava reddedilmiştir. Şu durumda, mahkemece davacı tarafa davaya diğer mirasçıların muvafakatlarını almak veya davaya katılmalarını sağlamak üzere mehil verilmelidir. Diğer mirasçıların davaya katılmaları sağlanamadığı takdirde bile davanın niteliği gereği davacı hissesi oranında tazminat isteyebileceğinden davanın aktif husumet yokluğundan reddi doğru değildir. Bu…
Yine bir başka kararında Yargıtay, “Dava, İdare tarafından düzenlenen hak sahipleri listesinin iptali isteğine ilişkin olup, dava kişiler aleyhine açılmıştır. Listenin iptaline ilişkin davaya bakmak görevi kararda açıklandığı gibi idari yargıya aittir. Ancak idari yargıda davanın görülebilmesi için husumetin idareye yöneltilmesi zorunludur. İdari davalarda kişilerin davalı olarak bulunması mümkün değildir. İdare aleyhine dava açılmadığından kişiler aleyhine açılan dava ile ilgili olarak husumet yönünden red kararı verilmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi isabetsizdir.” demiştir
Bu başlık altında içeriğine yer vermek istediğimiz bir başka Yargıtay kararına konu…
