2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 31. maddesinde, “Bu Kanun’da hüküm bulunmayan hususlarda; hâkimin davaya bakmaktan memnuiyeti ve reddi, ehliyet, üçüncü şahısların davaya katılması, davanın ihbarı, tarafların vekilleri, dosyanın taraflar ve ilgililerce incelenmesi, feragat ve kabul, teminat, mukabil dava, bilirkişi, keşif, delillerin tespiti, yargılama giderleri, adli yardım hallerinde ve duruşma sırasında tarafların mahkemenin sükûnunu ve inzibatını bozacak hareketlerine karşı yapılacak işlemler, elektronik işlemler ile ses ve görüntü nakledilmesi yoluyla duruşma icrasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri uygunlanır. Ancak, davanın ihbarı Danıştay, mahkeme veya hakim tarafından re’sen yapılır. Bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulları tarafından hazırlanan listelerden seçilir ve bilirkişiler hakkında Bilirkişilik Kanunu ve 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı …
Anılan mevzuat düzenlemelerinden, idari yargılama usulünde bilirkişi incelemesinin,…
Davada bilirkişi incelemesine gerek olup olmadığının belirlenebilmesi için ilk olarak…
Nitekim Danıştay’ın, finansal tabloların mevzuata aykırılığı nedeniyle SPK tarafından…
“Nitekim 6100 sayılı Kanun’un 266. maddesinin gerekçesinde, “Maddede yer alan düzenlemeyle, hâkimin, genel hayat tecrübeleri uyarınca sahip olunması gereken bilgilerle çözümleyeceği konularla, hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konular hakkında, bilirkişiye başvuramayacağı; ancak, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlarda, bilirkişiden yararlanabileceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Burada sözü edilen özel bilgiden maksat, hukuk bilimi dışında, belirli bir bilim dalının araştırıp ortaya koyduğu sonuçlara ilişkin bilgidir. Ancak, yer yer, hukukun spesifik alanlarına ilişkin hukukî bilginin de, özel bilgi kavramının kapsamı içerisinde mütalaa edilip bilirkişilik kurumunun kapısının aralanmaya çalışılması yönünde bir eğilimin belirmesi nedeniyle, 270’inci maddede, özel bilgiye işaret edilirken, açıkça, ‘hukuk bilimi dışında’ şeklinde bir vurgu yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Teknik bilgi ile kastedilen ise fizik, kimya, matematik gibi, pozitif bilimlerin verilerini uygulamaya yeterli bilgidir. Yine, belirli bir işletme boyutunu aşan, genel nitelik kazanmış, yetkili kişi, kurum ve kurullarca tespit edilmiş olan teknik standartlar da, teknik bilgi kavramının kapsamı içerisinde yer alır. Öte yandan, hukuk kurallarını re’sen araştırıp bulma ve olaya uygulama, zaten hâkimin işidir. Bu kural uyarınca, hukukî sorunların en yetkin bilirkişisi, hâkimin kendisidir.…
…….” açıklamasına yer verilmiştir.…
Aktarılan mevzuat düzenlemelerinden, halka açık şirketlerin genel kabul görmüş muhasebe standartlarına uymaları gerektiği, bu standartları belirleme konusunda Kurula yetki verildiği, Kurul tarafından çıkarılan Tebliğ’de ise Avrupa Birliği tarafından kabul edilen hâliyle Uluslararası Muhasebe/Finansal Raporlama Standartlarını uygulayacakları, bu kurallara uymayanların ise idari para cezasıyla cezalandırılacakları, UMS 1 ile istisnai durumlarda, bir finansal tablo kuralının finansal tabloların hedefleriyle çe
Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP) üzerinden davacının finansal tablolarının incelemesi neticesinde, davacının …………paylarının halka arzıyla ilgili olarak bir takım açıklamalarda bulunduğu, ancak UMS 1’de aranan şekliyle, UMS 27’yi neden uygulamadığı, UMS 27’den sapma nedenleri ve bu durumun finansal tablolarındaki finansal etkisini açıklamadığı, uyuşmazlığın bu yönüyle özel ve teknik bir bilgiyi gerektirmediği, finansal tablolarda yer alan açıklamanın UMS 1’de aranan şartları sağlayıp sağlamadığının değerlendirilmesinin mahkemenin yetkisinde olduğu sonucuna ulaşılmıştır.”…
Piyasa bozucu eylemler konusunda da idare mahkemeleri tarafından, SPK raporlarındaki…