OLAY
Fırsatçı Fabrikatör
(A), Bursa’da bir kumaş fabrikası işletmektedir. İtalyan ortaklarından aldığı yüklü…
(A) bu hatayı, sipariş verdikten bir hafta sonra (K) AŞ’den üç makineye ilişkin sipariş…
(T)’nin bu telefonu üzerine küplere binen (A), kendi işini kendisi halletmeye karar…
SORULAR/CEVAPLAR
1) (A) ile (K) AŞ arasında sözleşme kurulmuş mudur? Cevabınız evetse, bu sözleşmenin ne zaman ve hangi şartlarla kurulduğunu da belirtiniz.
Türk Borçlar Kanunu (TBK) m.1 uyarınca “Sözleşme, tarafların iradelerin karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur.” Karşılıklı ve birbirine uygun irade beyanları kronolojik sıralamaya göre “öneri” ve “kabul” olarak adlandırılır. Bir irade beyanının “öneri” olarak nitelendirilebilmesi için, kurulacak olan sözleşmenin tüm esaslı noktalarının yanı sıra, öneriyle bağlı olma niyetini de içeriyor olması gerekir.Bahsi geçen bu bağlanma niyeti, öneriyi öneriye davet kavramından ayıran nokta olarak kabul edilir. İrade beyanının bağlanma niyetini içermesi durumunda bir öneriden bahsedilecek ve bu önerinin muhatabının kabul beyanı ile sözleşme kurulacaktır.
Önerinin içeriğinde yer alması gereken hangi hususların esaslı nokta olarak değerlendirileceği ise, her somut olayda, kurulmak istenen sözleşmeye göre tespit edilir. Olayda söz konusu olan satım sözleşmesinin esaslı unsurları, sözleşmeye konu olacak “mal” ve bunun karşılığında ödenecek olan “bedel”dir. Ancak belirtmek gerekir ki “bedel” ve “mal” unsurları, satım sözleşmesine tipini veren, o sözleşmenin objektif esaslı unsurlarıdır.Önerenin bunlara ek olarak birtakım sübjektif esaslı unsurlar da belirlemiş olması pekâlâ mümkündür. Örneğin, satım sözleşmesinin ifa yeri ve/veya ifa zamanına ilişkin hususların önerinin bir parçası, bir unsuru olarak belirlenmesi mümkündür. Bu durumda kabul beyanının da bu unsurları içermesi gerekecek, kabul beyanında önerinin değiştirilmesi söz konusu olduğunda ise bir kabul beyanından değil, karşı öneriden bahsedilebilecektir.
Olayda hangi irade beyanının öneri olduğunun tespit edilebilmesi için öncelikle (K) AŞ’nin (A)’ya her üç ayda bir gönderdiği kataloğun hukuki niteliğinin incelenmesi gerekir. TBK m. 8/2’ye göre “Fiyatını göstererek mal sergilenmesi veya tarife, fiyat listesi ya da benzerlerinin gönderilmesi, aksi açıkça ve kolaylıkla anlaşılmadıkça öneri sayılır.” Olayda katalogda bu yönde bir çekinceye yer verildiğine ilişkin bir bilgi olmadığından, TBK m. 8/2 uyarınca bu kataloğun (A)’ya gönderilmiş olmasını öneri olarak nitelendirmek gerekir. Bu öneri, belirli bir muhataba değil, umuma/genele yapılmış bir öneri olarak kabul edilir.
Bu durumda sözleşmenin kurulup kurulmadığının tespiti için, geçerli bir kabul beyanının bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekir. (S)’nin yanlışlıkla iki yerine üç adet makine sipariş ettiği formların (A) tarafından okunmaksızın imzalanmış olması, bu formların hukuki açıdan geçerli bir kabul beyanı niteliğinde olup olmadığı sorusunu akla getirebilir. Okunmadan imzalanan yazıdaki beyanın, imzalayan kişinin iradesinden farklı olduğu durumda hangi iradeye öncelik verileceği noktasında, beyanın muhatabının durumu ve bilgisi önem arz eder. Eğer beyan muhatabı, yazı ve gerçek irade arasındaki çelişkiden haberdarsa, sözleşme okunmadan imzalanan yazıdaki (gerçek olmayan) irade üzerinden kurulmaz.Çünkü bir sözleşmenin kurulması için, taraf iradelerinin karşılıklı ve birbirine uygun olması gerekir. Buna karşılık, beyan muhatabı bu çelişkili durumdan haberdar değilse ve haberdar olması da gerekmiyorsa, başka bir deyişle altına imza atılmış olan beyanın gerçek iradeyi yansıttığına inanmak hususunda dürüstlük kuralı uyarınca korunmaya lâyık haklı bir güveni varsa, bu durumda “güven ilkesi” doğrultusunda sözleşmenin kurulduğunu kabul etmek gerekir.Olayda da (K) AŞ, kendisine gönderilen sipariş formundaki “3 adet makineyi 5000’er USD üzerinden satın alma” iradesinin gerçek olduğuna ilişkin haklı bir güvene sahiptir ve bu yüzden aralarındaki sözleşmenin imzalanan yazıya uygun olarak üç makine üzerinden kurulduğunu kabul etmek gerekir.
Böylece (A)’nın imzaladığı sipariş formu da kabul olarak nitelendirilecek, kabul beyanının önerene varmasıyla sözleşme kurulacak (TBK m. 3/2’de ve 5’te bahsedilen varma prensibi) ve kabul beyanının (sipariş formunun) gönderildiği andan itibaren hüküm doğuracaktır (TBK m. 11/1).
2) (A)’nın ticari temsilcisi (T)’nin, siparişi iptal etmesini ve bu talebin (K) AŞ tarafından kabul edilmesini hukuken nitelendiriniz. (A)’nın siparişin iptal edilmemesini sağlamak için elinde bir imkan bulunup bulunmadığını tartışınız.