Aşağıda verilen olaylardaki hak ve zilyetlik durum/türlerini açıklayınız.…
SORULAR/CEVAPLAR
1) Bay (A) bisikletiyle yolda giderken bisikletinin sepetindeki laptop çantasını düşürür ancak durumu fark etmeden yoluna devam eder. Yoldan geçen Bay (B) laptop çantasını yerden alır ve içindeki son model bilgisayarı görür. Bay (B) yoluna çıkan ilk ikinci el elektronik eşya dükkanına girerek bilgisayarını satmak istediğini söyler ve dükkan sahibi Bay (C) ile bilgisayarın 1.500-TL’ye satımı hususunda anlaşır.
MK m.973 uyarınca “Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti elinde bulunduran kimse onun zilyedidir.” Anılan yasa hükmünden her ne kadar zilyet olmak için fiili hakimiyetin yeterli olduğu anlamı çıksa da, yasa koyucunun Medeni Kanun’un Eşya Hukuku kitabında asli-feri zilyetlik, doğrudan-dolaylı zilyetlik türlerini kabul etmesi aslında zilyetliğin malı fiilen elinde bulundurma olarak anlaşılmaması gerektiğini işaret eder. Bu itibarla, zilyetlik için “zilyet olma iradesi” ve “fiili hakimiyet” unsurları aranır.(1) Zilyetliğin taşınırlar alanındaki en önemli işlevi ise ayni hakkın varlığına karine oluşturmasıdır.
Zilyetliğin hukuki niteliği konusunda doktrin ve mahkeme içtihatlarında farklı görüşler ileri sürülmüştür.(2) Bu görüşlerden bir kısmı zilyetliğin “fiili hakimiyet” olduğunu kabul ederken, bir kısmı zilyetliği “hak” olarak nitelendirir. Bazı görüşlere göre ise zilyetlik bir “ayni hak” niteliğindedir.
Zilyetliğin çeşitli alt ayrımları bulunmaktadır.
İlk olarak zilyetlik bir hakka dayanıp dayanmamasına göre haklı zilyetlik-haksız zilyetlik olarak ayrılır. Haklı zilyetliğe örnek verecek olursak, bir kişinin satın aldığı telefon üzerindeki zilyetliği mülkiyet hakkına, kiraladığı otomobil üzerindeki zilyetliği kira sözleşmesinden doğan hakkına dayanmaktadır. Hırsızın çaldığı eşya üzerindeki zilyetliği veya herhangi bir nedenle baştan itibaren kesin hükümsüz bir borçlandırıcı işleme dayanarak eşyayı teslim alan alıcının mal üzerindeki zilyetliği ise haksız zilyetliğe örnek verilebilir. Haksız zilyet, zilyet olmasına engel bir durumun varlığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa kötüniyetli haksız zilyet; aksi takdirde iyiniyetli haksız zilyet olarak nitelendirilir.
İkinci alt ayrımımız, malik sıfatıyla (kendisi için) zilyetlik-başkası için zilyetliktir. Eşya üzerinde mülkiyet hakkına sahip olduğu iddiasıyla zilyet olan kişi malik sıfatıyla zilyettir. Hemen belirtelim, malik sıfatıyla zilyetlik için gerçek malik olmak gerekmez. Bir başka deyişle, hırsız çaldığı eşya üzerinde malik olma iradesiyle zilyet olduğundan, hırsızın zilyetliği de malik sıfatıyla zilyetlik olarak nitelendirilir. Başkası için zilyet ise, zilyetliğinde bulundurduğu eşyanın başkasına ait olduğunu bilerek zilyet olan kişidir. Örnek vermek gerekirse, bir kişi malik sıfatıyla zilyet olduğu malı kiraladığında malın kiracısı, kiracı sıfatıyla zilyet; ödünç verdiğinde ödünç alan kişi, ödünç alan sıfatıyla zilyet olur.
Üçüncü alt ayrımımız, asli zilyetlik-fer’i zilyetliktir. Bu ayrım, MK m.974’de açıkça düzenlenmiştir: “Zilyet, bir sınırlı aynî hak veya bir kişisel hakkın kurulmasını ya da kullanılmasını sağlamak için şeyi başkasına teslim ederse, bunların ikisi de zilyet olur. Bir şeyde malik sıfatıyla zilyet olan aslî zilyet, diğeri fer'î zilyettir.” Bu maddeden ilk anlaşılması gereken, asli-fer’i zilyetlikten bahsedebilmek için, farklı sıfat ve yetkilerle bir mala zilyet olan en az iki kişinin varlığı gerekir.(3) Örneğin, bir kişi kendisine ait otomobili bir haftalığına bir başkasına kiraladığında, kiraya veren asli zilyet, kiracı ise fer’i zilyet olur.
Zilyetliğin bir diğer türü ise dolaylı zilyetlik-dolaysız(doğrudan) zilyetlik ayrımıdır. Bu ayrım, fiili hakimiyetin bir başka kişi aracılığıyla kullanılıp kullanılmamasına göre yapılmaktadır.(4) Bir mal üzerindeki fiili hakimiyetini doğrudan doğruya, aracısız, kullanan kişi dolaysız(doğrudan) zilyet iken fiili hakimiyetini bir başkası aracılığıyla kullanan kimse dolaylı zilyet sıfatını taşır. Bir üstteki örneğe göre, otomobilini kiraya veren kişi dolaylı zilyet, kiracı ise dolaysız zilyettir. Görüldüğü üzere dolaylı zilyedin eşyayı doğrudan kendi fiili hakimiyet alanında bulundurmaması, onun zilyetliğini sona erdirmez.(5) Zira, kendisi halihazırda dolaysız zilyet aracılığıyla eşyadan yaralanabilecektir.
Bir diğer ayrım ise tek başına zilyetlik-birlikte zilyetlik ayrımıdır. Eşya üzerindeki zilyetliğini tek başına kullanmaya yetkili olan kişi tek başına zilyettir. Buna karşılık, bir mal üzerinde birden fazla kişinin aynı anda, aynı yetkilerle zilyet olmaları halinde birlikte zilyetlikten söz ederiz.(6) Birlikte zilyetlik ise kendi içinde elbirliği zilyetlik-müşterek zilyetlik olarak ikiye ayrılır. Elbirliğiyle zilyetlikte zilyetliğin kullanılması zilyetlerin her birinin bu konudaki iradesine bağlıdır. Eşya üzerindeki zilyetlikten doğan yetkiler ancak her bir zilyedin buna katılmasıyla gerçekleşiyorsa elbirliğiyle zilyetlik, diğerlerinin katılımına ihtiyaç olmaksızın tek başına da kullanılabiliyorsa müşterek zilyetlik söz konusu olur. Örneğin, evli bir çift birlikte bir banka kasası kiralamış ve kasanın bir anahtarı bir eşe, diğer anahtarı diğer eşe verilmiştir. Banka kasası ancak her iki anahtarın kullanılmasıyla açılabiliyorsa eşlerin zilyetliği elbirliğiyle zilyetlik, tek bir anahtarla açılması mümkün ise müşterek zilyetliktir.