Konu: Düzenleyici Etki Analizi Çalışmaları
Avrupa Birliği Lizbon Stratejisi kapsamında tüm üye ülkelerde 2000 yılından itibaren başlatılan "Daha İyi Düzenleme Çalışmaları"na paralel olarak, ülkemizdeki "düzenleyici çerçeve"yi iyileştirmek, Düzenleyici Etki Analizi (DEA) çalışmalarını yönlendirmek, bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak DEA’ların kalite kontrolünü gerçekleştirmek ve kamu yönetiminin bu alandaki kapasitesini geliştirmek için çalışmalar yapmak üzere Kasım 2004 tarihinde Başbakanlıkta "Daha İyi Düzenleme Çalışma Grubu" oluşturulmuştur.
Anılan Çalışma Grubunun Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Avrupa Birliği (AB) ile ortaklaşa gerçekleştirdiği eğitim çalışmaları sonucunda, kamu yönetiminde ve toplumda bu alanda farkındalık ve idari kapasite oluşması konusunda önemli mesafeler alınmıştır.
Ayrıca, kamu laboratuarları alanında gerçekleştirilen bir pilot proje ile DEA’nın ülkemizdeki ilk uygulaması gerçekleştirilmiştir. Bu proje sürecinde, hem katılımcı bakanlıkların bu alandaki uygulama kapasiteleri geliştirilmiş hem de kamu kurum ve kuruluşlarınca uygulanacak olan "Düzenleyici Etki Analizi Rehberi"nin oluşturulmasında uzman görüşlerinden istifade edilmiştir.
17/2/2006 tarihinde yayımlanan "Mevzuat Hazırlama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik"in 24 üncü maddesinde, milli güvenliği ilgilendiren konular ile bütçe ve kesin hesap kanunları ve kanun hükmünde kararnameler hariç olmak üzere, 17/2/2007 tarihinden itibaren hazırlanacak kanun ve kanun hükmünde kararnameler ile Başbakanlıkça uygun görülecek diğer düzenleyici işlemler için DEA yapılması öngörülmektedir.
Bu nedenle, mezkûr Yönetmelik kapsamına giren kamu kurum ve kuruluşları, kendi bünyelerinde yapılacak DEA ile ilgili idari kapasite oluşturmak, kalitenin tesisi ve Başbakanlıkta oluşturulan Daha İyi Düzenleme Grubu ile koordinasyonu sağlamak üzere bir birim tespit edecekler, görevlerini yaparken ekte yer alan Düzenleyici Etki Analizi Rehberi’ne göre hareket edeceklerdir.
Bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim.
DÜZENLEYİCİ ETKİ ANALİZİ REHBERİ
Mer'i ve taslak düzenlemelerin olumlu ve olumsuz etkilerini sistematik bir şekilde incelemeyi hedefleyen Düzenleyici Etki Analizi (DEA) bir çok metottan oluşmaktadır. Hâlihazırda, DEA’yı uygulayan ülke tecrübeleri, iyi yapılandırılan ve uygulanan bir DEA sisteminin, yönetişimin etkinliğinin ve verimliliğinin artırılmasına yardımcı olduğu gibi, geniş çerçevede, ekonomik performansın desteklenmesi ve rekabetin geliştirilmesine de katkı sağladığı görülmektedir.
Yukarıda geçen düzenleme terimi; hükümetin, vatandaşların ve onların oluşturdukları grupların iş ve işlemlerini, düzenlemelerin yardımı veya vasıtasıyla etkilediği bir takım normları ifade etmektedir.
Düzenleyici Etki Analizi aşağıdaki temel ilkelerden oluşmaktadır:
1. PROBLEMİN TESPİTİ
Bu bölümde problemin tespiti için aşağıdaki hususlar dikkate alınmalıdır.
1.1. Problemin tanımı
Problemin doğru tanımı yapılmadan, etkin bir çözüm yolunun bulunması da mümkün değildir. Problemin doğru bir şekilde tanımlanabilmesi için, onun önemi ve büyüklüğü konusunda gerekli bilgi verilmeli; eğer mümkünse, rakamsal veriler kullanılmalıdır. Aynı zamanda, mevcut durumun devamında yeni problemlerin ortaya çıkma ihtimali ve bunların sonuçları ortaya konulmaya çalışılmalıdır. Ayrıca, bu muhtemel problemin bir defalık mı yoksa tekrar eden bir problem mi olduğu açıklanmalıdır.
Ortaya konulan problem, mümkün olduğunca, uzman raporları, alan araştırması verileri ve benzerleri tarafından desteklenmelidir.
1.2. Problemin taraflarının tespiti
Daha ilk başlangıçta problemin, hangi vatandaş kesimi/grubu, iş dünyası, ekonomik sektörler ve benzerlerini etkilediği tespit edilmelidir.
1.3. Problem alanı ile ilgili olarak mevcut hükümet politikaları ve yasal düzenlemelerin tespiti
Problem ile ilgili hususların bir bütünlük içinde değerlendirilmesi gereklidir. Bunun için problem alanı ile ilgili olarak mevcut hükümet politikasının (konsept, strateji, ulusal program) olup olmadığı tespit edilmeli ve açıklanmalıdır. Ayrıca, yürürlükteki düzenleme ve politikanın, problemin çözümüne yönelik bir düzenleme öngörüp görmediği ve buna rağmen, sorunun muhtemel nedenleri de açıklanmalıdır. Mevcut düzenleme, sadece maddeleri saymak şeklinde değil, kısaca açıklanmalıdır. İlaveten, mevcut hükümet politikası veya ilgili düzenlemenin uygulanmasından sorumlu kurumlar belirtilmelidir.
Eğer mevcut düzenlemeler yeterli değilse, bunun gerekçeleri ortaya konulmalıdır. Yürürlükteki düzenleme, uygulamada sosyal gerçeklere yeterince uymuyorsa, etkinsizlik düzenlemenin yetersizliğinden kaynaklanıyor olabilir. Bu yetersizlik de ortaya konulmalıdır.